Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yatıyorlar, kalkıyorlar, erken seçim istiyorlar” sözü, son ayların siyaset meydanını özetliyordu.
Dikkatli bakınca, şarkıların ve türkülerin de bu minvalde olduğunu görebiliriz.
- Yatçez kalkçez, yatçez kalkçez, hoop erken seçim…
- Bir sen, bir ben, bir de erken seçim…
- Dağlar dağlar yol ver geçem, erken seçime gidem...
- Kuyu başına vardım, erken seçim bekler diye…
- Sen gelince güller açar, erken seçim…
- Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir erken seçim…
- Sensiz erken seçimi neyleyim dostum dostum…
- Sordum sarıçiçeğe, erken seçim var mıdır? Çiçek eydür derviş baba, erken seçim rüyadır…
- Geçmedi yâre sözümüz, erken seçimde gözümüz…
- Yağmur yağar ıslanırsın vay aman, erken seçim der durursun vay aman…
- Odalarda ışıksızım katıksızım viraneyim, erken seçimi duvarlara yazan benim, divaneyim…
- Dost elinden gel olmazsa varılmaz, rızasız erken seçim yapılmaz…
- Akşamın olduğu yerde seçimi bekle diyorsun, gelmiyorsun…
- Yine bir erken seçim aldı bu gönlümü…
- Dedim erken seçim var mıdır, söyledi yok yok…
Kanada Başbakanı Trudo, katledilen binlerce (?) yerli çocuk için Papa’nın özür dilemesini bekliyor.
Kiliselerin bahçesinden çocuk cesetleri bulununca, en yüksek sesli tepki Kanada Başbakanı’ndan geldi.
“Kanada tarihinin en karanlık bölümlerinden biri” olarak nitelendirdiği eski yatılı kilise okulları uygulaması, son dönemde bahçelerinde bulunan toplu mezarlarla gündeme geldi.
Önce Britiş Kolumbiya eyaletindeki Kamloops kasabasında, 215 çocuğun cesetlerinden geriye kalanlar bulundu.
Ardından Sıskaçıvan eyaletindeki yatılı kilise okulunun bahçesinde, resmi kayıtlarda olmayan 751 çocuk cesedi kalıntısı…
*
Topraklarını işgal etmek yetmiyor…
Karşı çıkanları vurup öldürmek ve diğerlerini sürgün etmek de yetmiyor…
Çocuklarını ellerinden alıp, yatılı kilise okullarına tıkıştırıyor, orada güya eğiterek asimile ediyorlar.
Bu da yetmiyor, dinsel istismarın yanında cinsel istimrara da uğrattıkları zavallı çocukları öldürüp kilise okulunun bahçesine gömüyorlar.
Çocukların isimleri kayıtlarda bile geçmiyor.
Yıllar sonra da kalıntılar ortaya çıkıyor.
Papa özür dilese ne olur, dilemese ne olur?
Kimin derdine çaredir papanın özür dilemesi?
Hangi yaraya ilaçtır?
Kayıtlarda ismi bulunan ve bulunmayan daha nice yerli çocuk vardır kim bilebilir?
ABD’de geçen yıl sokak ortasında öldürülen Corç Floyd davasında karar çıktı.
Eski polis Şovin cinayetten suçlu bulundu.
9,5 dakika boyunca diziyle Floyd’un boğazına bastırmış ve öldürmüştü.
Chauvin diye yazılan, Şovin diye okunan eski polisin tam bir şoven olduğu aşikâr.
Yanlış soyadı almışlar.
‘Şoven’ olmalıydı.
Bir de utanmadan nefessiz bırakarak öldürdüğü adamın ailesine başsağlığı dilemiş.
ABD Başkanı Baydın da şöyle buyurmuş:
“Sonunda adalet biraz olsun yerini buldu.”
Biraz olmasaydı, tam hâliyle yerini bulsaydı.
Biraz adalet kimseye yetmez.
Ama ABD için normaldir.
Demokrasi götürdükleri yerlere de biraz götürüyorlar. Dostlukları da biraz… Anlayışları da…
Bol olan, sadece yemek porsiyonları galiba. Az yemekle yetinemiyorlar.
