Bir ülke düşünün o ülkenin Başkanı olarak 8’inci torununuzun doğumunu ailece kutlama yerine birtakım şerefsiz vatan hainlerinin ahlaksızca suçlamalarına, iftiralarına hedef oluyorsunuz. Milyonların desteği ile bir taraftan Türkiye’nin iç ve dış ağır sorunlarına mucizevi çözümler yaratırken enerjinizi kendiniz ile uğraşarak harcamanızı isteyen dış kaynaklı psikolojik harp taktiklerine de prim vermemeniz Türkiye’nin en büyük şansı sanırım. Dünyanın sözde dev ülkeleri ‘’Covid-19 ile baş edemezken salgın nedeniyle ekonomilerinin küçüldüğü bir dönemde açıklanan her veri Türkiye’nin yalnızca toparlanma değil çok büyük bir sıçrama döneminde olduğumuzun açık işaretlerini taşıyor. Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını ile mücadelede ülkemiz tüm dünyaya örnek bir başarı sağladı. Bu başarıda Başkan Erdoğan’ın Sağlık Bakanı ile birlikte virüsün Türkiye’ye girmeden önce aldığı tedbirler çok önemli bir rol oynadı. Yıllar önce başlanan onca hastane bitirilerek son model teknik cihazlarla donatılmış bir durumda Türkiye’ye Covid 19’karşı mücadelede önemli avantajlar sağladı. Savunmada yerli ve milli yüksek teknoloji ürünü İHA ve SİHA’larımız sürü taktikleriyle hava ve uzay gücümüze güç katarak dünyanın sayılı ülkeleri arasına girmemizi sağladı. Suriye’ye düzenlediğimiz 3 ayrı askeri harekatla bölücü planları akamete uğratan Türkiye bu kez de Doğu Akdeniz’de yeni oyun kurdu. Türkiye ile Libya arasında, Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası imzalandı. Türkiye’yi Doğu Akdeniz’den dışlayan petrol anlaşması da bu şekilde bozulmuş oldu. Yunanistan eski Deniz K.K Andonyadis bir televizyon programında “Türkler Girit’e saldırırlarsa gemilerini batıracakmıyız? sorusuna verdiği cevapta “Türkiye bölgesel anlamda bir süper güç, bir şey yapamayız. Türkiye, ABD’den sonra NATO’nun en güçlü silahlı kuvvetlerine sahip. Jeostratejik önemi çok büyük. Mülteciler konusunda da musluk Türkiye’nin elinde. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir ABD Başkanı Trump, bir Rusya lideri Putin ile görüşüyor” değerlendirmesinde bulunarak “Yunanistan’ın Türkiye ile dost olması kendi menfaatine” demişti. FETÖ’nün hamisi

Küresel Sermaye’nin desteği ile Fransa Cumhurbaşkanı seçilen Macron, “Türkiye’nin Libya’da üstlendiği role müsaade etmeyiz” şeklinde saçmalayınca, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, “Macron’un ülkemizin ilgili Birleşmiş Milletler kararları çerçevesinde ve talebi doğrultusunda Libya’nın meşru hükümetine verdiği desteği ‘tehlikeli bir oyun’ olarak tanımlaması ancak akıl tutulmasıyla izah edilebilir ‘’demişti.

SOSYAL MEDYA TERÖRiSTLERİ

Türkiye 7 düvele karşı başarıyla savaşırken en etkisiz olduğu dijital(Siber) savaş üzerinden darbe aldı. Devlet Başkanı Erdoğan 8’inci torunu üzerinden sosyal medya saldırısına maruz bırakıldı. Aslında Twitter, Facebook YoTube Google, İnstagram vs sosyal medya platformları bulundukları ülkelerde yasal olarak temsilci bulundurmak zorundalar. Ancak yukarıda belirttiğim gibi sosyal medya platformları dijital savaşın birer parçaları ve merkezlerinin bulundukları ülke istihbarat birimleriyle irtibatlı olmaları neredeyse işin doğası. Türkiye’de bağlı oldukları örgütler veya istihbarat birimlerinin rahat operasyon yapabilmesi için Türkiye’de temsilcilik açmadıkları gibi ülkemizi hiçe sayıyorlar. Sosyal medya platformlarının ‘küresel sermaye’nin hakim olduğu ülkelerde arka kapı politikası ile her türlü operasyonlarda kullanılması olağan bir durum. Türkiye’de sosyal medya platformlarının bu güne kadar kişilerin veya terör örgütlerinin kendilerini gizleyerek sahte hesaplar aracılığıyla istedikleri şekilde suç işleyebilecekleri bir ortam yarattıkları hepimizin malumu. Son olarak Beraat Albayrak’ın yeni doğan çocuğuna yapılan saldırının organize bir olay olması yüksek bir ihtimal. Yakalanıp tutuklanan sanığın FETÖ’cü ve CHP’ye üye olduğu gazetelerde iddia edildiyse de henüz savcılık tarafından bir açıklama yapılmadı. Onbinlerce sosyal medya teröristi Türkiye’de bu sosyal medya platformlarınca bu güne kadar korundu. Suçlular hakkında mahkemelere bile bilgi verilmedi. Türkiye’de yaşayan sosyal medya teröristlerinin ülkenin siber egemenlik haklarını hiçe saymasına göz yumuldu. Bunu fırsat bilen içlerinde avukatların dahi olduğu bu teröristler grubunun geçmiş en az 2 yıl öncesine gidilerek deşifre edilmeleri şart. Adalet Bakanlığı’nca yasama yılı sonuna kadar çıkarılacak bu mevzuatta bu konunun yer alması ise elzem. Aksi halde onbinlerce insanın canını yakan sosyal medya teröristlerinin yargı önüne çıkarılması, bu olmuyorsa haklarında tazminat davalarının açılabilmesi için deşifre edilmeleri şart. Devlet hizmetinde veya avukat olanların da meslekten ayıklanmaları gerekiyor. Bu nedenle bu hususların da adaletin tecelli etmesi açısından sosyal medya platformlarının 5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” kapsamına alınarak, yasaya sosyal ağlarla ilgili özel hükümlere bu konuların da eklenmesi gerekiyor.