Stockholm merkezli SIPRI: Türk savunma sanayii atılımını sürdürüyor

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü, SIPRI, çatışma, silahlanma, silahların kontrolü ve silahsızlanma konularında araştırma yapmaya adanmış bağımsız bir uluslararası enstitüdür. 1966’da kurulan SIPRI, politika yapıcılara, araştırmacılara, medyaya ve ilgili halka açık kaynaklara dayalı olarak veri, analiz ve öneriler sağlar. Stockholm merkezli SIPRI, düzenli olarak dünya çapında en saygın düşünce kuruluşları arasında yer almaktadır. (SIPRI)

Her yıl düzenli olarak silahlanma ve silahlanma ticareti üzerine araştırma yapıp kamuya açıklayan SIPRI’nin bu yılki rakamlarını ülkemiz adına inceleyelim.

İhracatımız arttı, ithalatımız azaldı.

Savunma sanayi alanındaki yerli ve milli imkanlarla geliştirilen sistemlerinin sayısının artmasıyla

Türkiye’nin silah ihracatı, 2016-2020 yıllarını kapsayan 5 yıllık dönemde, 2011-2015’e göre yüzde 30 artarken, ithalatı yüzde 59 azaldı.

Türkiye’nin dünya silah ticaretinden aldığı payda bu veriler neticesinde yüzde 0.6’dan yüzde 0.7’ye yükseldi.

Yerli üretimin artmasıyla küresel ithalattaki Türkiye payı yüzde 3.6’dan yüzde 1.5’a geriledi.

Dünya sıralamasındaki yerimiz yükseldi.

Türkiye bu alanda, 2015-2019 döneminde

en çok ihracat yapan 14’üncü ülke

olarak yer alırken,

2016-2020 döneminde 13’üncülüğe yükseldi. İthalatta

ise aynı dönemde

15’inci sıradan 20’inci sıraya indi.

Bu dönemde ABD’den yapılan ithalattaki değişim de dikkati çekti.

ABD’den yapılan ithalatımız azaldı.

Türkiye’nin

silah ithalatı konusunda

ABD’den yaptığı ithalat 2016-2020 yıllarında, 2011-2015’e göre yüzde 81 azaldı.

Türkiye bu dönemde ABD’den ithalat yapan 3’üncü ülke konumundan 19’uncu ülke konumuna tırmandı.

İthalatını en çok arttıran ülkeler hangileri?

Son beş yılda küresel silah ticaretinin aynı seviyede kaldığını ortaya koyan SIPRI

ABD, Almanya ve Fransa’nın silah ticaretinde aldığı payın arttığını bu ülkelere nispeten Çin ve Rusya ile aralarındaki farkın arttığını

ifade etmektedir. Bu farkın açılmasında hususan ABD’nin silah satışlarının etkili olduğu (Trump dönemi) vurgulanmaktadır. Küresel pazarda bu ülkelerin sattığı silahları ithal eden ülkeler arasında

ithalatını en çok yükselten ülkeler ise; yüzde 136 ile Mısır, yüzde 61 ile Suudi Arabistan başı çekmektedir.

Dünya silah pazarının yine bir numarası olan

ABD küresel pazardan yüzde 37 pay almaktadır.

Ülkemizin küresel silah pazarından ihracat yoluyla alacağı her bir pazar payı ihracatımızın kilogram başına kıymetini arttıracaktır. Ayrıca her bir payın fikri sermaye üretimine de ciddi katkıları olmaktadır. Tüm bunların ötesinde her zaman hayıflandığımız yetişmiş insan kaynağımızın göç etmesini engelleyip hatta tersine beyin göçüne imkan tanıyacaktır.

Son yirmi yılda savunma sanayinde gerçekleşen atılımlar bizatihi Sn. Erdoğan’ın sahip çıkmasıyla gerçekleşmiştir.

Bu meselenin bir vizyon ötesinde beka meselesi olduğuna kanaat getiren

Erdoğan

başkanlık sistemine geçiş ile beraber

de savunma sanayi başkanlığını da kendisine direk bağlayarak

konuya ne kadar

önem verdiğini

tekrar

göstermiştir

. Bu vesile ile

hem profesyonel orduya

geçişin önünü

açan hem de teknik ekipmanda yerli ve millilik konusunda kendine yeterlilik ve ihracat için tüm gerekleri yapmay

her kurduğu hükümette artan bir ivmeyle

icraata dönüştürmüştür.

Meyve toplama vakti sekteye uğramamalı!

Savunma sanayi projeleri maddi kaynak ve vizyon kadar zaman isteyen süreçlerdir

. Bu nedenle 2030’lara varmadan Türkiye’nin bu alanda atılmış adımların meyvelerini toplama imkanına kavuşması mümkündür.

Umarız bunu sekteye uğratacak siyasi gelişmeleri millet feraseti ve elinin tersiyle bertaraf etsin.

#Stockholm

#SIPRI

#Savunma Sanayii

#Yerli üretim

#ABD

#Almanya

#Fransa

15 Temmuz

Kudüs: Bir şehrin hikayesi

Ramazan

Seçim

Spor

Borsa