Bu üç grup için de dün Osman Müftüoğlu, acayip bir stres listesi yayınlamış.
Bu liste, insanı yaşadığı hakikat ve gerçeklik arasında sıkıştıracak boyutta...
Yazısındaki, her biri ’10 Emir’ içeren 10 ara başlık şöyle:
“Yavaş Ye Hızlı Yürü; Yemekte Su İçme; Bel Çevreni İyi Gözlemle; Ayakta Kal Hayatta Kal; Eşini, İşini, Aileni Çok Sev; İlaçlardan Uzak Dur!; İncinme İncitme; Durma, Düşme Üşütme; Eleştiride Kıskanç Övgüde Cömert Ol; ‘Bu Da Geçer’ Demesini Bil...”
Emirlerden bir-iki örnek verelim:
“1- Az ve öz ye. Yükte hafif, pahada ağır şeyler tüket. 2- Yaşın ilerledikçe lokmalarını azalt, adımlarını çoğalt. 3- Yavaş ye, hızlı yürü. 4- Zeytinyağı ve tereyağına öncelik ver. 5- Yoğurt, yumurta ve balıktan vazgeçme. 6- Kahveyi değil çayı sev, ikisini de kararında tüket. 7- Bakliyat, sebze ve meyveyi ihmal etme. 8- Yeşillikleri ve baharatı ciddiye al. 9- Maydanoz, kekik, nane, fesleğen, tere, roka ve benzerlerini sofrandan eksik etme. 10- Tarçın, zerdeçal, rezene ve kırmızı biberi masanda tut.”
Gelelim ikinci 10 emre...
“1- Şekerden, undan, tuzdan ve kızarmış yağdan uzak dur. 2- Güvenli ve mineral zengini su iç. 3- Yemekte su içme. 4- Suyu oturarak ve ılık iç. 5- Suyuna portakal veya limon dilimleri, rendelenmiş turunçgil kabuğu ekle. 6- Kahvaltıyı atlama. 7- Akşamları az ve erken saatte ye. 8- İki öğünle beslenmeyi dene. 9- Sofradan biraz aç kalk. 10- Damak çatlatayım derken damarlarını çatlatma.”
Emirler bu minval üzere devam ediyor. Dördüncü onluktaki ilk emir, tabii ki en popüler ve en kahredici olanı: “Her gün paslanmamak için 5 bin, kilo almamak için 7 bin 500, sağlıklı yaşlanmak için 10 bin adım atmaya çalış.”
Osman Müftüoğlu kâbusu böyle devam ediyor... Bana kilo durumun nasıl diye soranlara diyorum ki; “Zayıflayamıyorum, çünkü zayıflarsam karakterim de zayıflıyor.”
Böylece hem onları hem de kendimi kandırdığımı sanıyorum.
Ancak bu abuk sabuk açıklamayı kullanmaya başlamamın kaynağı da Osman hocanın kendisi...
Nasıl numara ama?!
Bizim gençliğimizde buna, “Kafana bir şey takma, tokadan başka” derlerdi ya da hani Karadenizli kardeşlerimize ithafen söylenen “Baktın ki olmuyor, bakmayacaksın”...
Bu 100 emrin, bir de tüketim toplumunun kültürüne dokunan yanı var.
Bunların hepsi, işte o tüketim ideolojisinin nemalarını toplamaya çalışıyorlar...
Müftüoğlu hocayı tabii ki tenzih ediyoruz.