Bugün artık değişimin sürüklemediği hiçbir alan ve hiçbir yer kalmadığıysa bir gerçektir. Fakat değişim sürüklerken sürüklenir de… Küresel ölçekte değişimin sürüklendiği kanalsa düşünce dünyası bir yana araştırma ve geliştirme faaliyetleridir.
TCMB Reel Sektör İstatistiklerinden 2010-2020 aralığında 860 bin firmanın verisi incelendiğinde ARGE harcamalarının cirodan aldığı pay binde 2 seviyelerine dahi ulaşmamaktadır. Elbette her işletmenin ARGE yapacak hali yoktur. Sektörleri sürükleyen ana akım işletmelerin ARGE yapması yeterlidir.
Türkiye’de işletmelerin 2020 yılı için toplam ARGE harcamaları 18 milyar TL (yaklaşık 2,4 milyar USD muadili) seviyelerindedir. Aynı yılda OECD’ye göre Türkiye’nin toplam ARGE harcamalarının 25 milyar dolar civarında olduğu göz önüne alınırsa işletmelerin iştahının çok güçlü olmadığı da tartışılabilir. Belki dünyaya benzer bir fotoğraftır, verileri global ölçekte temin edemediğim için bilmiyorum. Ama şunu biliyorum; Türkiye büyürken niteliklerin de artması gerekliliğine, hedeflerine ulaşması için çok kere vurgu yapılıyorsa işletmelerin ARGEye ilgisi yükselmelidir. Türkiye’deki işletmelerin ARGE harcamalarının gelişimi ile ciro gelişimini gösterdiğim bir grafik hazırladım. Birbirlerini sürükledikleri belli… Ampirik olarak ARGE harcamalarının ciroyu sürüklediği bulgusunu elde etmeye ihtiyaç var ama daha çok cirodan alan kalınca ARGE harcaması yapılmış gibi duruyor. Belki iş kültüründe ARGE farkındalığı zayıf belki de bir finansman problemi.
En azından İSO toplantısındaki tartışmalardan anlaşıldığı kadarıyla son 6-7 aylık süreçte uygun kredi imkânlarından yeterince pay, ARGE için ayrılmamış. Çözüm olarak KGF desteğiyle bankalar ARGE finansmanı başlığında bir kredi ürünü geliştirebilir. Diğer taraftan TÜBİTAK’ın üniversite-sanayi işbirliği programlarının da bilinirliğini artırmak gerekir. Gerçekten işletmemi (çevresel etki faktörleri bakımından kısıt yoksa) üniversiteye gerekiyorsa meslek liselerine en yakın adrese konumlandırmaya özen gösterirdim. Üniversiteyle, meslek liseleriyle ilişkimi stajdan projeye kadar her yönüyle canlı tutar avantaj sağlardım, tıpkı Teknopark işletmelerinin yaptığı gibi.
Zafiyet
İkinci olaraksa ABD zafiyete düştü. Hem fiili olarak hem teorik olarak… Terör elebaşları temizlenirken taziye mesajları yayınlaması ABD’nin fiili zafiyetidir. Türkiye’nin iç kaynaklarıyla gerçekleştirdiği bu operasyonlarda, geliştirdiği istihbarat altyapısının ve teknolojinin henüz bir kısmını kullandığını da biliyor.
Fakat daha da önemlisi ABD’nin teorik zafiyete düşmesidir. İsveç-Finlandiya işinde teröre destek verdiği ikrar edilmiştir. Tahıl koridoru işinde ise Türkiye’nin, BM’nin üzerinde konumlanmasıyla 5’linin diğeriyle beraber altta kalmıştır.
Türkiye en stratejik adımlarında ayağına dolanıp duran bu denge siyasetinden sıyrılmaya yaklaşmış gibi duruyor. Son dönemde denge merkezinin kendisi olduğu gelişmeleri kendi kurdu. Biraz zaman kullansa yetecek gibi geliyor. Biraz zaman kullansa ve çok sanatlı götürse süreçleri, Adalar Denizi’nde, Akdeniz’de, kendisini ilgilendiren diğer kargaşa ve rekabet bölgelerinde merkeze yerleşebilir.