Kim hayır diyebilir ki?
Algıları yönetenler şu ikisini de biliyordu; birincisi gelişen birçok ekonomide döviz hesabı açmak sadece dış ticareti bulunan işletmeler, uluslararası şirket yöneticileri gibi bireylere mahsusken Türkiye’de serbestti. Yani Türkiye bu anlamda kendisine fazla güveniyordu. İkincisi de Türkiye’de hanehalkı ve işletmelerin, döviz hesabı açmanın serbest olduğu gelişmiş ekonomilerdekiler gibi kendi ekonomileri aleyhine dövize geçip parasını anlamsız şekilde atıl bırakamayacağı kavrayışının bulunmadığını biliyorlardı.
Fakat bu dinamiklerine karşın maliye politikaları tarafında da çıkarcıların beslemekten hoşlandığı atalet karşısına dikildi. Tanıttığı maliye politikalarını, neredeyse hiçbir ülke yüksek borçluluk nedeniyle uygulamayı aklından bile geçiremezken üstelik.
Zor oyunu bozar. Haklı olan güçlüdür.