|
Hakikat"in iz"i…

İnsan, iz"i unuttu: Hakikat"in iz"ini: İz"in kendisi olduğunu unuttuğu için hem iz"i unuttu, hem de kendi izi"ni; kendisini, fıtratını yani.

İNSAN UYKUDAYKEN "UYANIR"

Uykuyu da unuttu insan. Oysa uyku, iz"in hem gizlenme hâl"i, hem de izlenme ve izsürme mahall"idir: Uyku hâli, kişinin hayattan çekilmesi değil, ilâhî kudretin eliyle, rüya"ya dalarak rü"yet / görme imkânı yakalaması, hayatı kendine çekmesi ve seyretmesidir: İnsanın kendinden geçerek kendine gelmesi: Hakikat"e erme imkânına erişmesi.

İnsan, uyanıkken unutur, uyku"dayken hatırlar. Çünkü uyku, insanın uyanıklık hâlidir: İnsan uykuya dalınca uyanır: Kalp gözü açılır: Ruhu, insanı, uykuda yakalar ve uykuda "at"ına "bindirerek" inanılmaz bir yolculuğa çıkarır.

Uyku, insanın yolculuk hâlidir: Çünkü uyku, ölüm"ün ön-hâli, bir tür ölüm provası mahall"idir. "Ölmeden önce ölmek", ilkin ve her gün uyku"yla ve uyku"da gerçekleşir.

UYKU: KALP GÖZÜYLE GÖRME BİÇİMİ

Uyku, bir görme biçimidir; kalp gözüyle görme biçimi; dolayısıyla hakîkî görme biçimi uyku"dur ve uyku"da gerçekleşir. Uyku, insanın kalbine teslim olmasıdır çünkü. İnsan uykuda ve uykuyla kalbine teslim olunca, ruh, dirilir, kendine gelir ve insanı bambaşka dünyalara ve bambaşka yolculuklara çıkararak kendine getirir.

Uyku, katışıksızdır, saftır, kişinin masumiyet hâlidir; masumiyetinin hayatı, hayat bulma mahalli.

İnsan, uyanınca görme yetilerini de, masumiyetini de yitirir. Hakîkî görme yetilerinin yerini taklîdî görme biçimleri alır: Kalbinde ziyade, kalıbı devrededir artık. Kalbi değil, kalıbı devreder daha çok. Kalp, yerini, kalıba devrettiği içindir ki, hayat çekilmezleşir, hayatı çekilmez kılar insan.

İnsan uyanınca, kalbinin değil, kalıbının adamı olmaya yeltenir ve kalıbına yenilir büyük ölçüde. Böylelikle, uykudayken devrede olan izsürme hâli, uyanınca, iz bırakma mesaisi"ne ve hâl-i pür melâl"ine terk eder yerini.

İZ"İN HÂLLERİ

İz bırakma kaygısı, insanın hakikatin izini yitirmesiyle ve kendi izini kaybetmesiyle sonuçlanır. Kendi yolunu şaşırmasıyla... Ve başkalarının yolunu kuşatmasıyla ve kapatmasıyla aynı zamanda da.

İz bırakma çabası, unutulmama kaygısının ürünüdür; ama paradoksa bakın ki, iz bırakma kaygısının ürünü ise, unutmaktır; başkalarının izini silmek, kendi izini dikmek, yerleştirmek, başkasını, başkasının izini yerinden etmek, başkasına yer vermemektir.

Bu nedenle, iz bırakma kaygısı, nisyan"dır aslında: Nisyan, isyan"ın dölyatağıdır. İsyan, hep ölü doğumlara gebedir; ölümcül ve öldürücü oluşumlara... Çünkü iz bırakma kaygısı güden kişi, "olduğunu" düşünür; her şeyi kavradığını... Ama yaptığı işin, iz silmek olduğunu göremez: Kalbi değil, kalıbı devrededir artık: Hakikat"in izini silmiş, kendi izini hakikat yerine yerleştirmiş, böylelikle her şeyi "kendi"yle ve "kendinde bitirmiş"tir çünkü.

O yüzden, iz bırakma kaygısı ile hareket eden kişi, her şeyi kendisinin yaptığını düşünür: Sahibi olduğu bilgi, kesbî bilgidir yalnızca.

KALBİN SEYAHATİ

Oysa iz sürme kaygısı, olduğunu değil, henüz olamadığını, olması için bir yola revan olması, bir mesafe katetmesi gerektiğini düşünen, sürekli oluş hâlinde, yolda olan kişinin kaygısıdır.

Oluş hâlinde olan kişi, hiçbir zaman, "olduğunu", her şeyi kavradığını düşünmez: Olgunlaşma çabası ile kemâl merdivenlerini tırmanır birer birer: Kemâl merdivenlerini tırmandıkça, hayreti artar, kalp gözü açılmaya başlar; vehbî bilgi, bilinemezlerin ve görünemezlerin dünyalarında leziz ve doyumsuz bir seyahate çıkarır kişiyi...

İNSANIN HATIRLAMASI VE UNUTMASI

Modernlik, bir unutma hâlidir: Postmodernlikse, Unutmayı unutmak.

Hakikat, hatırlamak"tır; iz"i hatırlamak, yaratılış"ın izi"ni ve varoluş"un giz"ini. Hatırlamak, insan"dır aslında: İnsan sadece hatırlayan bir varlık değildir; aynı zamanda hatırlatan bir varlıktır: Öyleyse insan, hatırlamak demektir.

İnsan hakikat"tir: Hakk"ın hakikati: Bütün hakikatler insanda dercedilmiş, setredilmiş ve tecellîye hazır hâle getirilmiştir.

İNSANIN NAZARI HAKK"A DÖNÜKSE…

İnsanın nazarı Hakk"a dönükse, hakikat"e kapı açabilir ve hakikatin kapısını açabilir.

İnsanın nazarı Hakk"a nâzırsa ilim kapıları; Hakk"a hâzırsa irfan kapıları, Hakk"a mazharsa hikmet kapıları açılır.

İz, siz"siniz: İzsiz"seniz, o hâlde, izinizi nerede yitirdiğinizi biliniz, bilebilmelisiniz.

10 yıl önce
Hakikat"in iz"i…
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim
Şule öğretmen ve yeni maarif modeli