|
Kuzey Anadolu'da ruhun dirilişi…

Anadolu seferleri, bu toplumun tertemiz çocuklarının sessiz ve derinden tarihi yaptığını gösteriyor. Ruh inşa ediliyor aziz Anadolu topraklarında yeniden…

SAMSUN'UN UMUTLARI VE UFUKLARI

Bu hafta, ilk durağımız Samsun.

Havaalanında MTO (Medeniyet Tasavvuru Okulu) temsilcimiz Muharrem Kartancı kardeşim ve gayretli ekibi karşıladı. Oradan hemen ilk programımıza geçtik Sezai Karakoç Canik Kültür Merkezi'nde. Samsun Millî Eğitim Müdürü Zahit Köseoğlu, beş okulda Dört Kurşun Kalem Tekniği'ni uygulayan 52 öğrenci ve okul yöneticileri katılmıştı toplantıya.

Dört Kurşun Kalem Tekniği'ni mantığını ve anlamını, 100 Kitap Listesi'nin hazırlanış gerekçesini ve insanı nasıl zehir gibi yetiştirdiğini, zihnini nasıl açtığını anlattım.

İki buçuk saat konuştum, çıt çıkmadı salonda: Gençler pürdikkat konferansa odaklandılar, nefes nefese notlar aldılar! Gözlerinden ışık yansıyordu! Ne güzel, görülmeye değer bir manzaraydı!

Samsun'un tarihî ilçesi Ladik'e gittik. Kaymakamlığın projelendirdiği büyükşehir belediyesinin restore ettiği
küçük şirin Ambarköy'den alınıp oraya taşınan ahşap tarihî camiyi ve etrafını gezdik. Asmalı köprü, yemyeşil tabiat, dinlenmeye gelen insanlar... Ladik, Samsun'un tarih laboratuvarı ve hazinesi.

Yahya Çınkıl Bey, ısrarla “Sinop'a alalım hocam sizi,” dedi. “Bir günlük de olsa nefes alır, dinlenirsiniz.” Tamam, dedik mecburen. İyi ki kabul etmişim, Sinop iyi geldi bana.

Sonra Genç İHH'nın kampında bir program yaptık. Güzel bir program oldu.

Samsun, MTO programlarını en güzel ve en verimli şekilde uygulayan şehirlerimizin başında geliyor. Hem düzenli, çok katılımlı ve nitelikli kitap tahlili programları yapıyor hem de camilerdeki Kur'ân, Sünnet ve Akaid halkalarımızı aksatmadan hayata geçiriyor kardeşlerimiz.

Bu yüzden MTO Talebe Buluşmamız, çok lezzetli geçti. Şehir ve üniversite yönetim ekiplerini belirledik.
Talebelerimizdeki heyecan, coşku, samimiyet, kardeşlik ruhu ve gönül bağı salondaki herkesi manevî olarak çok etkiledi.
Herkes taze bir ruhun, ülkemizi ayağa kaldıracak, makus talihimizi yenecek diriltici bir ruhun yeşertildiğine şahitlik etti sevinçle. Rabbimize şükrettik.
Canik Belediye Başkanı, İbrahim Sandıkçı Bey, ülkemizde hem tertemizliği hem de çalışkanlığı ve gayreti ile diğer belediyelere örnek gösterilecek bir isim. İnanmış ve adanmış bir adam.
Halkın gönlünde de taht kurmuş güzel bir başkan.
Akşam başkanla, ekibiyle, bizim MTO ekibimizle ve talebelerimizle
Devriye Tiyatro'nun sahnelediği Seyfullah Şenel'in Bir Mekan Bin Zaman Ayasofya başlıklı bir oyununu
izledik. Yakın tarihimizin özlü bir şekilde özetlendiği, çizilen karakterlerin özellikle Erdoğan karakterinin tıpkısının aynısı olduğu için daha bir dikkatle izlendiği güzel bir oyundu.

Oyundan sonra ben konferansa geçtim. Erdoğan karakteri sahneye çıktı, yanıma geldi, elimi öpmek istedi, hayır kardeş dedim, şimdi bunu alıp gerçekmiş diye yayınlayacaklar, skandal çıkaracaklar buradan. Sarıldık ve alkışlarla gönderdik oyuncu kardeşimizi.

Dolu dolu geçen bir Samsun programını daha geride bıraktık. Samsun temsilcimiz Muharrem Kartancı ve ekibi Fatih Taslak, Emine Gürdamur, Ramazan Vanlı, Özgül Doğan, Selin Yıldız, Betül Konuk, Mehtap Bulup, Şevval Ayhan, Aleyna Alemdar, Ayşe Cavaş, Özlem Korkmaz, Yusuf Aydın, Nurullah Tozak, Serkan Alemdar, Mustafa Tuncay Mert kardeşlerime ve Samsun programını Aksaray’dan koşup gelerek takip eden cins adam, güzel kardeşim Murat Albayrak'a yürek dolusu teşekkürler.

SİNOP'TA NEFESLENMEK…

Samsun'dan Sinop’a geçtik gece Muharrem Kartancı ve Ramazan Vanlı kardeşlerimle.

Gece otele yerleştim, sabah STK temsilcileriyle bir toplantı düzenledi Yahya Bey jet hızıyla. Gece, ben de hesaplarımızdan Sinop’taki MTO talebesi kardeşlerimizi toplantıya davet ettim; onlar da sevinçle toplantıya gelmişler.

En güzel konuşmalarımdan birini yaptım orada. Katılan kardeşlerimiz de, Yahya Bey de çok memnun ayrıldılar toplantıdan.

Sinop, esas itibariyle Selçuklu ve Osmanlı şehri.
En köklü tarihî hazinelerinden Alaeddin Camii'ni, medresesini ve tarihî hamamı gezdik.
Hz. Hüseyin torunu Seyyid Bilal'in türbesini ziyaret ettik.
Şehit Ömer Açıkgöz AİHL'de genç kardeşlerimizle unutulmaz bir saat geçirdik.
Ters köşelerimle sarsılan kardeşlerimizin bir saatin sonunda yüzlerinin güldüğünü, gözlerinin ışıdığını görmek güzeldi.
Yahya Çınkıl Bey kardeşime, kardeşliği, samimiyeti, Sinop için, gençleri için güzel gayretleri ve eşsiz dostluğu sebebiyle kalbî teşekkürler. Sizin için tekrar geleceğim Sinop'a.
KASTAMONU’DA RUHUN ŞARKISINI BESTELEMEK…

Sinop’tan Muharrem ve Ramazan Bey kardeşlerimle Kastamonu’ya geçtik. İlim Yayma Cemiyeti'nde bizi bekleyen kardeşlerimizle buluştuk. Cemiyette önce STK temsilcisi kardeşlerimizle sonra da Cemiyet'in eğitim ekibiyle iki güzel toplantı yaptık.

Bazı şehirlerin manevî havası öne çıkar. Kastamonu, bu mübarek şehirlerden biri. Fazla büyümemesi, şehri, şehrin manevî havasını, kültürel dokusunu korumuş.
Şiir gibi bir şehir Kastamonu. Ortasından nehir akan şirin Anadolu şehirler öbeği içinde yer alıyor.

Belediye'nin, şehre ruhunu veren bu güzel imkânı tıpkı Amasya’da olduğu gibi daha büyülü, estetik ve şehirde yaşayan insanlara daha belirgin bir kimlik ve özgüven duygusu verecek bir hüviyet kazandırması iyi olur.

Kastamonu'nun manevî sahibi Şaban-ı Velî Hz. ziyaret ettik Şemsettin Hocamızla.

Kastamonu'ya İlim Yayma eğitim sorumlusu hadis doçenti Şemsettin Kırış Hoca'nın daveti üzerine gittim.

Kastamonu Üniversitesi rektörü profesör Ahmet Hamdi Topal, rektör yardımcısı Mehmet Atalan, İlahiyat dekanı Metin Yurdagür Hocamıza, İlim Yayma Cemiyeti başkanı Mehmet Uyanık, gençlik komisyonu başkanı Burak Aslan, eğitim komisyonundan profesör Zekeriya Yerlikaya Hocamıza, nefis organizasyonda görev alan MTO'nun gayretli Kastamonu talebeleri Meryem Çıldıroğlu, Yaren Ertem, Fatmagül Çuhadar, Esra Ekşi, Vildan Urgancı, Gülcan Karaca, Büşranur İhtiyar, Semanur Bağcı, Derya Çelik, Maşide Nurkaba kardeşlerime yürekdolusu teşekkürlerimi iletiyorum.

Kastamonu programımıza Pazartesi iftarı ile ara verdik. Çok sade, leziz bir iftar yaptık, namazlarımızı kılıp konferans salonuna koştuk hep birlikte.

İki saate yakın, pürdikkat dinlenen bir konferans verdim, ayakta üstelik de. O gün altıncı programdı bu! Yorgunluk mu? Fizikî yorgunluk vardı elbette ama yük almanın, aşı yapmanın verdiği manevî haz anlatılır gibi değildi.

Hamdolsun Rabbime.

Maya karıldı…
Bir tohum düştüğü toprağa…
Anadolu, kendisini yenden tarihe girdirecek fikir ve oluş çilesini dolduruyor…
Vakit gelince, onlar gelecekler…

Onlar gelince, medeniyetinin taze bir ruhla yeniden ihyası ve yeniden inşası yolculuğu başlayacak Allah'ın lütuf ve keremiyle elbette.

Vesselâm.

#Samsun
#Sinop
#Ladik
2 yıl önce
Kuzey Anadolu'da ruhun dirilişi…
Kötülüğü yalnızlaştırmak!!!
Yarını düşünmek
Kuzey Irak ekonomisinin can damarı Türk şirketleri
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!