|
Hakikat medeniyeti: Akleden kalbin meyvesi

Din, hayat"ın kaynağıdır. Medeniyetse, hayata hayatiyet kazandırma fütûhâtı. Hakikatin hayatına ve hayatın hakikatine... İnsana, tabiata ve bütün varlığa...

Medeniyet, kalbin işlediğinin, işgördüğünün ve işini iyi gördüğünün alâmet-i fârikası ve vasıtasıdır. Kalbin çalışıyor olması ise, ruhun atılım yapmasının yegâne şartı. Ruhun hayat bahşeden fütûhatının.

"AKLEDEN KALP" MEDENİYETİ

Medeniyetin merkezinde kalp vardır: Akleden kalp. Kalp atıyorsa, orada hayat vardır ve hayatiyetini sürdürüyor, demektir.

Burada dikkatimizi çekmemiz gereken hakikat şu: Medeniyetin bir merkezi vardır. Aklı da, gözü de, ruhu da, sözü de harekete ve hayata geçiren bir merkezi: Kalp.

Kalp, yaratıcı ruhun kaynağıdır. Vicdanın. Fıtratın. Ümmîleşmenin. Su katılmamışlığın. Saflığın. Arı-duruluğun. Hakikatin yani. Hakk"ın hakikatinin.

O yüzden, hem hayatın hakikatinin, hem de hakikatin hayatının, hayat bulmasının, hayat olmasının, herkese ve her şeye hayat sunmasının doğurgan dölyatağı.

Müslüman şehirde cami, insandaki kalbin işlevini yerine getirir: Hayatın merkezi, camidir. O yüzden cami, her gün beş defa insanları yıkayan ve arındıran gürül gürül akan bir çağlayanı andırır. Tıpkı kalbin bedeni ve ruhu her dâim arındırması ve temizlemesi gibi.

Akıl ise, kurucu iradenin vasıtasıdır. Eğer akıl, kalple buluşabilirse, hayata da, hakikate de giden yapı taşlarını döşeyen bir kurucu irade vazifesi görür. İnsanın yükümlülüklerini hakkıyla yerine getirmesinde rolünü bihhakın yerine getirir.

AKLIN SÜRGÜNÜ: SİVİLİZASYON / UYGARLIK

Ama eğer akıl, kalple buluşamaz da, kendi başına hareket etmeye kalkışırsa, kurucu iradenin kaynağı yıkıcı ve yok edici bir kudrete dönüşür; şiddetin ve şirretliğin kaynağı olur. İnsanın taşımayacağı bir yük hâline gelir.

Sivilizasyon yani uygarlık, hakikatin bittiği yerde başlar ve hayatı da bitirir. O yüzden uygarlık eleştirileri yerden göğe kadar haklı. Ama uygarlık eleştirilerinin medeniyet eleştirileri olarak yapılması ise sonuna kadar, dibine kadar hastalıklı.

Uygarlığın kaynağı, tek dayanağı akıl"dır. Akıl (ration), ölçmeye biçmeye, hesap kitap yapmaya, insanlar, hayat ve hakikat üzerinde tahakküm kurmaya ve tahakküm kuran kişilerin kurulu düzenlerini aklamaya yarar.

Akıl, indirger, tecrit eder. Hayatı da, insanı da ruhsuzluğa mahkûm eder. Akıl, ayırır; bağları koparır. Kendisini bağ kuran bağ katına yükseltir. Ama ortaya çıkan şey yalnızca ağdır: Hayatı, insanı ve hakikati boğan bir ağ.

AKIL, KALPLE BİRLEŞTİĞİ ZAMAN...

Akıl, sadece bilmeye yarar; anlayabilmeye değil. Bilimin kaynağı akıldır. Bilim, Michel Henry"nin enfes bir şekilde dikkat çektiği gibi, varoluşunu yalnızca akıl üzerinden gerçekleştirmeye çalıştığı zaman, yalnızca akla dayandığı zaman, hayatın varoluş dayanaklarını yerle bir eder: Hissi yok eder. İnsanı hissizliğe, ruhsuzluğa mahkûm eder. Canavarlaştırır.

Akıl, ancak kalple birleştiği zaman, hayata ruh üflemeye başlayabilir. İnsanın vicdanını hayata geçirir ve böylelikle başka insanlara, başka varlıklara, tabiata hikmet nazarıyla, nimet nazarıyla, hem kendi hakikatinin, hem de hayatın hakikatinin dercedildiği, şifrelendiği, yansıtıldığı kendini keşif nazarıyla bakar.

Dolayısıyla kalp birleştirir. Kalp, insanın kabesidir, Yaratıcı"nın "yerleştiği" yegâne "yer"dir; hayatın ve hakikatin merkez"i, merkez üssüdür. Bütün bağları birbirine bağlar. Hem insanlarla insanlar arasında, hem insanlarla diğer varlıklar arasında birbirini vareden, birbirinin varlığından haberdar eden, birbirinin varlığıyla varolabildiklerini ihbar eder muazzam bir medcezir icat eder.

Kalp, o yüzden insanı ve dünyayı, Tek Bağ"a, Yegâne Özgürleştirici, Kuvvet ve Kudret Sahibi, yaratıklarına hayat ve hakikat bahşeden Bağ"a bağlar.

Böylelikle akıl, kalbin tesis ettiği vicdanla, insanı arş-ı a"lâya yükseltecekmerdivenler döşer, kanatlandırıcı güzergâhlar çizer.

Düşen insanı tutup kaldırır ve başka dünyalara, başka âlemlere ulaştırarak leziz, nefis ve doyumsuz bir fütûhât yolculuğu yaptırır insana.

10 yıl önce
Hakikat medeniyeti: Akleden kalbin meyvesi
‘Demokrasiyi fazla abartıyorsunuz’...
Hz. Âdem kaç yıl önce yaşadı?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı