atv'de yayınlanan Kapalıçarşı dizisi, Türk filmlerindeki istediği kalitedeki malı alabilmek için fiyatına bakmadan alışveriş yapan, cebinden deste deste dolarları bir anda çıkaran “Zengin Şeyh” karakterini yeniden hatırlattı. Türk filmlerinde de Arap ülkelerinden Türkiye'ye gelen petrol zengini şeyhler, paraya para demeden harcama yaparlardı. Gerçek hayatta Kapalıçarşı'ya gelen ünlüleri duyarız, ama acaba bu müşteri profili gerçek mi? Cebinde dolarlarla gelip alışveriş yapanlar var mı? Kapalıçarşı'ya çıkıp esnafa sorduk.
Konuştuğum pek çok çarşı esnafı bu konuyu sorduğumda güldüler. Meğer böyle müşteriler yokmuş. Anlattıklarına göre Kapalıçarşı ancak otantik bir mekan olarak görülüyor. Pek çok ünlü ya da zengin Kapalıçarşı'ya sadece gezmek, görmek amacıyla geliyor ve dükkanların önünden geçip gidiyorlar. Hatta Kapalıçarşı pahalı imajı oluştuğu için özellikle buradan alışveriş etmiyorlar. Çok ünlü ya da zengin müşterilerin zaten tek başlarına Kapalıçarşı'yı gezmeleri, öyle gözlerine kestirdikleri herhangi bir dükkana girmeleri de pek mümkün değilmiş. Eğer gelen misafiri ağırlayan ya da gezdirenlerden biri sizi tanıyorsa, bir ihtimal dükkana uğrayabilirlermiş, o da alışveriş yaparlarsa. Bu şekilde gelen konuklar VİP olarak geliyor, VİP olarak ağırlanıyor ve alışveriş yapacaklarsa da refakatçileri tarafından büyük firmalara yönlendiriliyorlar. Bu tip müşteriler için masraftan kaçınmamak gerekiyor. Bunu da küçük esnafın yapması mümkün değil. Yani dizideki gibi küçük esnaf Cemal'in Şeyh'e halı satıp dükkanını kurtarması pek mümkün gözükmüyor.
Ancak çarşıda böyle müşterilerin var olduğu konuşuluyor. Tombak Bakırcılık'tan Mehmet Alkan “Kapalıçarşı her dönem muhakkak çok ünlü ve bizim bilmediğimiz çok zengin müşterileri ağırlıyor. Kimse ben zenginim görüntüsü vermez. Rakamlar bir zaman sonra çarşıda nam yapar. Zenginler kendilerini saklar.” diyor. Onlara da müşteri olarak Microsoft'un büyük hissedarlarından bir bayan gelmiş.
Halıcılar arasında ise ünlülere ve zenginlere halı satan tek isim var: Hakan Evin. Bu güne kadar pek çok ünlüye halı satmış. Dizideki müşteri profilinin var olup olmadığını sorduğumda “Olmaz mı, elbette var. Halıyı beğendikleri zaman parayı hiç sakınmıyorlar. 4 ay önce Suudi Arabistan prenslerinden Deniz Kuvvetleri komutanı buraya geldi. Çok yüklü sayılmaz ama 48 bin dolarlık bir alışveriş yaptı. Bu müşteriler eşleriyle geldiklerinde fiyatlar artıyor. Yüz bin iki yüz bin dolarla kadar çıkıyor.” diyor.
Hakan Bey, böyle müşteriler yok diyen esnafın zaten o müşterilere sunacak ürünleri olmadığını söylüyor. “Bu tip müşteriler çok bilinçlidir. 'Şansa bak. Kral girmiş alışveriş yapmış' diye bir şey yok. Kesinlikle direkt gelmezler. Önce danışmanları araştırıyor. Vitrine bakarak gelen nadiren olur. Tesadüfen gelen müşteriye yaptığım en büyük satış 80 bin dolar.” Hakan Bey, filmde geçen mucize halının 10 kat büyüğü bir halı siparişinin geldiğini ancak gerçekleştiremediklerini de söylüyor: “Suudi Kralı bize bir sipariş verdi. 20'ye 20 düğüm olan bir halı. İstediği zamanda yetiştiremeyeceğimiz için yapamayacağımızı söyledik. O sipariş 2 milyon dolara yakın tutacaktı ama yapmamız mümkün değildi. Filmdeki halı 1.5 metreye yakın. Yani bizim sipariş onun 10 katı.”
Hakan Evin, bugüne kadar İspanya kralına, Clinton Ailesine, Baba Bush'a, Laura Bush'a, George W. Bush'a, Filistin Eski Dış İşleri Bakanı Nebi Şahad'a, Suudi Arabistan Kralı'na, değişik ülkelerdeki pek çok Emir'e, Gorbaçov'a, Charlize Theron'a, Demi Moore'a, Amerikalı diplomatlardan bir çok senatöre, milletvekiline, narkotik elemanlarına, gizli servis ajanlarına halı satmış. “Ben 19 yıldır Amerikan Konsolosluğu ile çalışıyorum. Hemen öyle olmuyor.” diyor. Hakan Bey önemli müşterilerine gerekirse şoförlük yapıyor, ağırlıyor, birlikte yemek yiyorlar. Doğum günlerinde hediye, bayram ve özel günlerde kutlama mesajları, kartlar gönderiyor. Karşılıklı jestler yapılıyor.
