|
ABD ve Çin arasında ilginç gelişmeler!
Geçtiğimiz hafta Çin Ordusu “
Tayvan
” yakınlarında ve “
Batı Pasifik
”in bazı bölgelerinde şimdiye kadar görülmemiş ölçekte askerî tatbikatlar gerçekleştirdi. Pekin’e yakın kaynaklara göre, rutin hale gelmeye başlayan bu tatbikatlar Tayvan’da beklenmedik bir durumun patlak vermesi halinde ‘savaşa hazırlık eğitimi’nin bir parçası. Tayvan’ın bağımsızlığını ilân etmesi bu beklenmedik durumlar arasında Çin’in en hassas olduğu nokta. Pekin, Tayvan’ın bağımsızlık ilân etmesi durumunda askerî müdahale hakkını kullanabileceğini öteden beri seslendiriyor.
Tayvan, Çin’in en yumuşak karnı. Çin ile yeni bir “
soğuk savaş
”ın kapılarını açan ABD’yse Pekin’in yumuşak karnı üzerinde çalışıyor. Biden Yönetimi önceki yönetimlerden daha fazla ve daha görünür şekillerde Tayvan’ı silahlandırıyor. Pekin ise bu askerî yardımları kırmızı çizgilerin aşılma girişimleri olarak görüyor. Washington, 1979’dan bu yana, Çin’in Tayvan’ı işgal etmesi durumunda ABD’nin askerî müdahalede bulunup bulunmayacağına dair tavrını belirtmeyen bir politika izliyor. Bu politika “
Stratejik belirsizlik
” olarak niteleniyor. Beyaz Saray, Tayvan politikasında değişiklik olmadığını taahhüt etse bile, ABD Başkanı
Joe Biden
, Çin’in işgal etmesi halinde Tayvan’ı savunacaklarını defalarca ağzından kaçırdı veya duyurdu.
Biden ve Çin Devlet Başkanı Şi
Cinping
en son Kasım 2022’de Bali adasında gerçekleştirilen “
G20 Zirvesi
”nde üç saat süren bir görüşme yapmıştılar. Tayvan kaynaklı olarak zuhur eden gelişmeler sebebiyle iki lider bir daha yüz yüze gelmedi. İki ülkenin Savunma Bakanları arasındaki iletişim de koptu. Biden Yönetimi “
Başkandan Başkana
” ve “
Askerden Asker’e
” iletişimin kurulması için defalarca girişimlerde bulunmasına rağmen bir sonuç elde edemedi.
Şubat ayı başlarında ABD üzerinde seyreden dev bir balon, daha sonra Atlas Okyanusu üzerinde düşürülmüştü. ABD, Çin’e ait balonu, istihbarat amaçlı bir “
casus balon
” olduğunu öne sürdü. Pekin ise meteorolojik amaçlarla kullanıldığını belirttiği balonun rüzgâr etkisiyle ABD hava sahasına sürüklendiğini savundu. Bu açıklamayı kabul etmeyen Biden Yönetimi iki ülke dış işleri bakanları arasında plânlanmış olan bir görüşmeyi iptal ettiğini duyurmuş idi.
Pekin, iki ülke arasında “
Asker’den Asker’e
” iletişimin başlatılması için Çin Savunma Bakanı
Li Shangfu
’ya ABD tarafından uygulanan yaptırım kararının kaldırılmasını istiyordu. Bu karar Shangfu’nun Savunma Bakanlığı’na getirilmeden önceki görevi sebebiyle alınmıştı. Bu arada ilginç bir gelişme oldu. ABD medyasına yansıyan iddialara göre Shangfu görevden alındı ve hakkında soruşturma açıldı. Soruşturmanın Shangfu’nun bakan olmadan önceki göreviyle ilgili olduğu öne sürülüyor. İddialar açıklık kazanmadığı için gerçekte neler olduğu bilinmiyor.
Şi Cinping Yeni Delhi’deki “
G-20 Zrivesi
”ne katılmamıştı. Cinping’in New York’taki BM Genel Kurulu’na katılması da beklenmiyor. İki liderin görüşmeleri için en uygun zemininse Kasım’da San Francisco’da yapılacak “
Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği Zirvesi
” olduğu söyleniyor. ABD’de böyle bir beklenti var, ancak Şi’nin “
APEC Zirvesi
”ne katılacağı da henüz belli değil.
Bir diğer gelişmeyse, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı
Jack Sullivan
ile Çin Dışişleri Bakanı
Wang
Yi
’nin hafta sonunda Malta’da yaptıkları görüşmeleriydi. Bu görüşmelerde iki ülke arasında gerilimlere sebebiyet veren tüm gelişmeler üzerinde konuşulmuş. ABD’ye göre önümüzdeki aylarda iki ülke arasındaki kilit alanlarda üst düzey angajman ve istişarelerin sürdürülmesi taahhüt edilmiş. Pekin’e göreyse, Çin-ABD ilişkilerini istikrara kavuşturmaya ve geliştirmeye odaklanan samimi, esaslı ve yapıcı bir stratejik iletişim gerçekleştirilmiş.
Bu görüşme yapılırken ABD Genelkurmay Başkanı
Mark Milley
Pazar günü “
CBS News Sunday Morning
”e ‘
Casus Balon
’ konusunda ilginç açıklamalarda bulundu. Milley’nin açıklamalarına göre Çin balonu, casus balondur, ancak ABD üzerindeyken herhangi bir istihbarat elde etmedi. Milley açıklamasını “
ABD İstihbarat Topluluğu
”na dayandırıyor. Milley de Pekin gibi balonun rüzgâr etkisiyle ABD Hava sahasına sürüklendiğini belirtiyordu.
Tabii bu gelişmeler şu soruyu akıllara getiriyor: Milley’nin açıklamaları, Shangfu’nun sırra kadem basması, yanı sıra Malta’da yapılan görüşmenin iki ülke arasında “
Başkan’dan Başkan
’a” ve “
Asker’den Asker’e
” iletişimin başlatılmak istenmesiyle herhangi bir ilgisi olabilir mi?
#Politika
#Çin
#ABD
#Abdullah Muradoğlu
8 ay önce
ABD ve Çin arasında ilginç gelişmeler!
Din adamlarının maaşı meselesi
Küfre küfür, kâfire kâfir diyememek
Batı çalar, CHP oynar…
Rusya yaptırımları, ABD’nin Türkiye uyarısı ve çifte standardı
Nüfus