|
‘Dışarıdaki İrlandalı’..
“NATO Zirvesi”
11-13 Temmuz tarihleri arasında
Litvanya
’nın başkenti
Vilnius’
ta yapılacak.
ABD Başkanı Joe Biden
ise “NATO Zirvesi”nden hemen önce Londra’da kısa bir mola verecek. Hemen hatırlatalım, Biden İngiltere Kralı
III. Charles
’ın 6 Mayıs’taki “
Taç Giyme
” törenine katılmamıştı. Biden’ın yerine eşi
Jill Biden
ve torunu
Finnegan Biden
İngiltere’ye gitmişti..
Aslında şimdiye kadar hiçbir Amerikan Başkanı herhangi bir İngiliz hükümdarının “Taç Giyme” törenine katılmadı. ABD ve İngiltere arasındaki eski sömürge ilişkisinden kaynaklanan bir teamül bu. Biden da bu teamülü bozmadı. 4 Temmuz 1776’da bağımsızlığını ilân eden Amerikan kolonileri İngilizlerle, yani “
kırmızı urbalılar
”la 1813’e kadar savaşmıştılar.
ABD Başkanları İngiltere’deki “Taç Giyme” törenlerine bizzat katılmak yerine bir “Özel
Elçi
” göndermeyi tercih ettiler. Biden’ın davet edildiği halde törene katılmaması yine de İngilizleri rencide etti. Birçok İngilizse, Biden’ın törene katılmama sebebini ailesinin “İrlanda” köklerine bağlıyorlar. Biden’ın defalarca İrlanda köklerinden gurur duyduğunu vurgulamasının yanı sıra İngilizleri yerlerinden hoplatan bazı gafları da bunda önemli rol oynadı. Bu yüzden birçok İngiliz, Biden’ın İngiltere’ye sempati duyan bir Başkan olmadığını düşüncesine kapılıyor.
Söz konusu teamül dışında Amerikalılar ve İngilizler biribirilerinden “
Kuzenler
” olarak söz edecek kadar yakınlar. İngiltere, “
Soğuk Savaş
”tan bu yana ABD’nin en sadık müttefiki. Bazı durumlar istisna, İngiltere, ABD’nin dümen suyunda bir uluslararası politika takip ediyor.
İki ülke arasındaki ilişki İngiltere, Fransa ve İsrail’in 1956’da Mısır’a ortak askeri müdahalesi sırasında derin bir yara aldı. ABD’nın şiddetli baskısı sonucunda işgalci güçler Mısır’dan çekildiler.
“Süveyş anı”
olarak nitelenen bu olay İngiltere için aşağılayıcı bir “mezar taşı” oldu. Bu kriz İngiltere›nin küresel bir güç olarak düşüşünü hızlandırdı. “Süveyş Anı” yaşanmamış olması halinde İngiltere’nin küresel güç ve prestijinin bir kısmını koruyabileceği bile söylenir.
Diğer bir yandan İrlanda kökenli Amerikalılar arasında “İngiliz antipatisi” yaygın bir duygu. Biden’ın “
İngilizsever
” bir Başkan olmadığı iddiasını destekleyen bir gelişme daha yaşandı. Bu gelişme Biden’ın “NATO Zirvesi”nden önce Londra’yı ziyaret etmesiyle de ilişkilendiriliyor.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg
’in görev süresi dolmuş idi. Stoltenberg’den boşalacak koltuğa kimin oturacağı konusunda ciddi tartışmalar yaşandı. Bu göreve talip olanlardan birisi de İngiltere Savunma Bakanı
Ben Wallace
idi. İngiltere Hükümeti de Wallace için girişimlerde bulundu. Fransa ve diğer bazı Avrupa ülkelerininse Wallace’ın NATO Genel Sekreterliğine getirilmesine şiddetle karşı oldukları biliniyordu. Bu ülkelerin öne sürdüğü gerekçelerin başındaysa İngiltere’nin “
Avrupa Birliği
”nden çıkmış olmasıydı. “
AB
” üyesi olmayan İngiltere’nin Savunma Bakanının NATO’nun başına getirilmesi doğru bulunmuyordu.
Açıkça söylenmeyen bir diğer nedense İngiltere’nin ABD ile “Özel
İlişki
”den kaynaklanan yakınlığıydı. Adaylığı için “açık çek” vermese bile Biden’ın Wallace’dan övgüyle söz etmesi İngilizleri pek ümitlendirmişti. İngilizler neredeyse, “
oldu bitti bu iş
” havasındaydılar. Ancak süreç İngilizlerin beklentilerine uygun bir şekilde gelişmedi. Stoltenberg’in görev süresinin 1 yıl daha uzatılmasıyla birlikte bu adı konmamış “kriz” de ‘şimdilik’ çözümlenmiş oluyordu.
İngiltere’de “
Muhafazâkâr Parti
”ye yakın gazetelerde Wallace’ın adaylığının engellenmesinin sebebini de Biden’ın “İrlanda” kökenlerine bağlayan yorumlar öne çıktı. Bu yorumlara göre İngilizler yine Biden tarafından küçümsenmişti. Yorumlardan bir diğeriyse Wallace’ın genç bir subayken “
Kuzey İrlanda
”da görev yapmış olmasıydı. İngilizler Biden’ın Wallace’ın NATO Genel Sekreterliğine yeşil ışık yakmamasını buna yoruyorlar. “
Beyaz Saray
”dan aksi yönde açıklamalar gelmiş olmasına rağmen İngilizlerin “
Biden alınganlığı
” hâlâ devam ediyor.
Biden’ın “
NATO Zirvesi
”nden önce Londra’da hem
Kral III. Charles
, hem de
Başbakan Rishi Sunak
ile görüşecek olmasının arka plânında bu gelişmelerin de yer aldığı söyleniyor. Biden’ın Londra ziyareti tam teşekküllü bir resmî gezi olmaktan çok, Vilnius’tan önce verilen bir mola olarak yorumlanıyor. Dolayısıyla Biden’ın Londra seyahatinin duyguları incinen İngilizleri teskin etmeye, okşamaya, bir çeşit gönüllerini eğlemeye yönelik olduğu düşünülüyor.
#Politika
#NATO
#ABD
#İngiltere
#Abdullah Muradoğlu
10 ay önce
‘Dışarıdaki İrlandalı’..
‘Mutlaka döneceğiz’ ya da Nekbe’dir yaramızın adı
O güne geri dönmek
‘İletişim aklı’
Bir sen bir ben bir de aile
Deprem gerçeği, ekonomi güvenliği ve TOBB Genel Kurulu’ndan yansıyanlar