|
Putin’in Ukrayna bilmecesi..

İngiltere Başbakanlarından Winston Churchill, 1939’da “BBC Radyosu”nda yaptığı ünlü konuşmasında Sovyet Rusya’nın nasıl davranacağını tahmin edemeyeceğini belirterek “Rusya gizemli bir şekilde sarıp sarmalanmış bir bilmece gibi. Belki de bu bilmecenin bir anahtarı var: Rusların Ulusal Çıkarları” demişti. Churchill bu sözleri “Hitler Almanya’sı” ile “Stalin Rusya’sı” arasında 23 Ağustos 1939’da imzalanan karşılıklı saldırmazlık paktı bağlamında söylemişti. Almanya anlaşmadan sadece bir hafta kadar sonra, 1 Eylül 1939’da Polonya’yı işgal etmişti. Böylece İkinci Dünya Savaşı’nın fitili de ateşlenmiş bulunuyordu.

Bütün dünya Putin’in ne yapmaya çalıştığını çözmeye çalışıyor. Bunca görüşme, müzakere ve analizlerden sonra bile bu bilmece çözülmüş değil. Churchill’in dikkat çektiği gibi anahtar “Rusların ulusal çıkarları” olabilir. “Sovyetler Birliği”nin dağılmasından sonra Rus ulusal çıkarlarının nasıl şekillendiği bu yüzden önemli. Ukrayna bağlamında konuşulan, ancak Ukrayna’yı sahnede giderek önemsizleştiren birçok başlık Sovyet Rus İmparatorluğu’nun karmaşıklaştırılan mirasının yansımaları. “Soğuk Savaş” sonrası Avrupa güvenlik mimarisinin Rusya’yı hesaba katmaksızın gerçekleştirilen tasarımının ne kadar yetersiz olduğu anlaşıldı.

ABD’nin Sovyet sonrası Rusya’yı “jeopolitik şekillendirici” olarak görmemesi, mevcut krizin belki en temel faktörlerinden biri. Avrupa güvenlik mimarisinin tasarımında ABD’nin oynadığı başat rol, bir süredir “Avrupa Birliği” içinde de tartışılıyor. “Avrupa’nın Stratejik Özerkliği” bağlamındaki tartışmaları hatırlayın. Çin’e karşı Hint-Pasifikler’e odaklanmak isteyen ABD, Avrupa’nın güvenliği için Avrupalıların daha fazla katkıda bulunmalarından yana. Ancak ABD bu katkının “NATO” şemsiyesi dışında gerçekleştirilmesini istemiyor.

Rusya coğrafi olarak Avrupa’nın bir parçası. Rusya’da etkileri azalmış olsa bile güçlü bir Batıcı damar da var. ABD’nin Rusya’yı doğuya doğru sıkıştırma politikası, Avrupa güvenlik mimarisinin zaaflarından biri. Pek çok stratejist Avrupalılar’ın Rusya’yı bir “hasım” mı, yoksa güvenlik için bir “partner” mi olarak göreceklerine karar vermeleri gerektiğini belirtiyorlar. Bu iki şıktan biri, jeopolitik sahnede spot ışığı gibi parlayan Ukrayna Krizi’nin hangi yönde ilerleyeceğini tayin edecek. Belki de Putin’in ne yöne doğru gideceğini Avrupalıların vereceği kararlar belirleyecek. Bu kararlar Ukrayna etrafında asker konuşlandıran Putin’in niyetleriyle ilgili bilmeceden daha önemli. Soru şu: Avrupa, ABD’yi aşarak kendi güvenliğiyle ilgili kararlar verebilir mi? Soru, Avrupa’nın bir bütün olarak davranıp davranamayacağını da içeriyor tabii..

ABD için “NATO” Avrupa’nın kontrolü için kullanışlı bir araç. Dahası, ABD, NATO’yu Çin’e karşı küresel güç rekabetinin parçası yapmak istiyor. Avrupalılarsa ABD’nin Çin ile yeni soğuk savaşına mesafeliler. Amerikan dış politika elitleri arasında dahi Rusya’nın giderek Çin ile daha da yakınlaşmasına sebebiyet verecek gerilim politikaları tartışma konusu yapılıyor.

Ukrayna’nın sahnede bir spot ışığı gibi parladığından söz etmiştim. Kezâ Ukrayna Krizi, “Rusya-Batı ilişkileri”nin yeniden masaya yatırılması için kaldıraç rolü oynuyor. Nitekim Ukrayna krizi bağlamında yürütülen görüşmelerde Rusya’nın öne sürdüğü talepler Ukrayna’yı perde arkasına sürükleyecek nitelikteler. Bu talepler NATO’nun Doğu’ya(Rusya’ya) doğru genişlememesiyle, eski Sovyet ülkelerinde kuvvet bulundurmamasıyla ilgili. Ukrayna NATO üyesi değil. NATO’nun Avrupa kanatları arasında Ukrayna’nın NATO üyeliği konusunda görüş birliği de yok. Ukrayna’nın yakın vadede NATO üyeliği söz konusu değil. Avrupa Birliği’nin güçlü üyeleriyse ulusal çıkarlar bakımından Rusya karşısında farklı pozisyonlar alıyorlar.

Şimdiye kadar Batı medyasında “Putin ne istiyor” sorusu dolaşımdaydı. Belki asıl soru, “Avrupa Putin’den ne bekliyor? “ olmalı. Öte yandan Avrupalılar Ukrayna’ya bolca siyasi destek yağdırsalar bile Rusya ile savaş olması halinde askerî taahhütte bulunmaktan titizlikle kaçınıyorlar. ABD ise Ukrayna’ya askerî yardımda bulunmasına rağmen Rusya ile kafa kafaya gelmeyeceğini duyurmuştu. Biden Yönetimi Ukrayna’yı Rus gazının Avrupa iletim hattı olmaktan çıkaran “Kuzey Akım-2” projesine yönelik yaptırımları Ukrayna Yönetimi’ne bile danışmadan kaldırmış idi. Acaba ABD, Ukrayna’nın doğusunu da gözden çıkarmış olabilir mi?

#Ukrayna
#ABD
#Rusya
#Avrupa
2 yıl önce
Putin’in Ukrayna bilmecesi..
Kuklaları oynatan Derin Kuklacılar?
‘Susadım çeşmeye varmaz olaydım’
Türkiye’yi devşirme kurtarıcılardan kurtarma mücadelesi…
Ankara’da vekâletler çekişmesi
Kibirleri boyunlarını aşan muhterisler kim?