Türkiye ekonomisi 2018’den itibaren sürekli kan kaybetti. Küresel kriz, Covid salgını, ardından Rusya Ukrayna savaşı küresel ekonomiyle birlikte Türkiye ekonomisini de etkiledi ancak Türkiye, ekonomi yönetimindeki sorunlar nedeniyle dünyadan negatif ayrıştı.
2018’de Brezilya’da 1 dolar 3,73 real iken şu anda 4,95 real. Rusya’da 2018’de 1 dolar 63 ruble iken şu anda 81 ruble. Türkiye’de ise 2018’de 1 dolar 4,7 Lira iken şu anda 21 lira.
Enflasyon aynı şekilde: 2018’de enflasyon Brezilya’da yüzde 3; Rusya’da yüzde 2,3 ve Türkiye’de yüzde 15 iken bugün enflasyon Brezilya’da yüzde 4,2, Rusya’da 2,3 ve Türkiye’de yüzde 44.
2022 ortasında yüzde 73,5 ile Türkiye dünyanın en yüksek enflasyon oranına sahip 4’üncü ülkesi oldu.
Ekonomideki bu olumsuz tablo hiç kuşkusuz 2023 seçimlerine de yansıdı. Seçmenin son derece dengeli davrandığını ve açık mesaj verdiğini görmek zorundayız. “Tencere”den dolayı seçmen AK Parti oylarını 2002 seviyesine kadar düşürerek partiyi cezalandırdı ancak güvenlik endişesi yanında bu olumsuz tabloyu düzeltebilecek yegâne isim olarak Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçti.
Cumartesi akşamı açıklanan kabine, seçmenin bu açık mesajının doğru okunduğunu ve gereğinin yapıldığını gösteriyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcılığı’na Cevdet Yılmaz’ın, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na Mehmet Şimşek’in, Ticaret Bakanlığı’na Ömer Bolat’ın atanması, ekonomide bir onarım sürecinin başladığını gösteriyor. Her 3 bakan da işinin ehli, kendilerini kanıtlamış, tecrübeli, soğukkanlı ve en önemlisi dirayetli isimler. Önceki dönemde üzülerek izlemek zorunda kaldığımız bir takım çetelerin tasallutu,
inanıyoruz ki bu dönemde bakanları rahatsız etmeyecek, işlerini özgürce yapacak ve Türkiye’yi düze çıkaracaklar.
Yeni kabine hepimize heyecan verdi ama ekonomi yönetimi aynı zamanda hepimizi ümitlendirdi. Allah yardımcıları olsun.
Yeni kabinede Dışişleri Bakanlığı’na MİT Başkanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanlığı’na Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler ve İçişleri Bakanlığı’na İstanbul Valisi Ali Yerlikaya atandı.
Her üç isim de tıpkı ekonomi bakanları gibi tecrübeli, birikimli isimler. Özellikle Hakan Fidan, uzun yıllar boyunca MİT’te edindiği tecrübeyi bu en kritik dönemde Türkiye’nin uluslararası ilişkilerinde kullanacaktır. Rusya-Ukrayna krizi, Suriye meselesi, PKK/YPG terörü ve FETÖ konularında Fidan süreci en doğru şekilde idare edecek, teröre dolaylı destek veren Avrupa ve ABD’yi sıkıştıracak, terörün kaynakları olan Irak ve Suriye’de bataklıkları kurutacaktır. Bu kadro ile Türkiye’nin terörle mücadelesinin zaferle nihayete ereceğini öngörmek hayal olmayacaktır.
Yeni kabinenin “reformculuk” boyutuyla eksik olduğu kanaatindeyim. Artık biraz risk almaya, inisiyatif almaya, elini taşın altına cesaretle koymaya ihtiyaç var. Önceki dönem birkaç istisna dışında (örneğin Mustafa Varank) daha çok “idare-i maslahatla” geçmişti; bu dönemde beklentimiz daha çok atılım, daha çok reform.
Şahsen Aile Bakanlığı’nın bu dönemde ekonomi, güvenlik ve dış politikadan daha mühim ve kritik olduğu kanaatindeyim. Aileye yönelik saldırıların arttığı bir süreçteyiz. Muhafazakâr görünümlü tv kanallarından dahi aileye yoğun saldırılar yapılıyor. İnternet hakeza. Aile Bakanı’nın önünde iki seçenek var: Ya aileyi korumak adına cesur bir mücadele verip adını tarihe yazdıracak ya da öncekiler gibi adı dahi hatırlanmadan tarih olacak. İlki olması en büyük beklentimiz.
Eğitim ise çok tecrübeli bir ismin yönetiminde: Yusuf Tekin, o engin tecrübesiyle Milli Eğitim’de devrim yapacaktır.
Bütün bakanların yolu açık olsun; Allah yardımcıları olsun.
