11-12 Temmuz’daki NATO Vilnius Zirvesi’ne günler kala tüm dünyanın dikkatleri bu zirveye yönelmiş görünüyor. Zira İsveç’in NATO ittifakına üye olup olamayacağından çok Türkiye’nin ABD ve NATO karşısında geri adım atıp atmayacağı merak ediliyor sanırım. Zira Başkan Erdoğan zirve öncesinde teröriste kucak açan İsveç’e NATO vizesi vermeyeceklerini değişik platformlarda bizzat açıklamıştı. Bu satırların kaleme alındığı saatlerde 11-12 Temmuz kritik zirve öncesinde bir Kur’an-ı Kerim yakma eylemi için daha İsveç polisinden izin istendiği ortaya çıktı. 50’li yaşlarda bir kadın küstah sözler sarf ederek Kur’an-ı Kerim yakmayı talep etti. 28 Haziran’da İsveç’in başkenti Stockholm’de bir cami önünde Kur’an-ı Kerim yakma eylemi dünyada 60’a yakın İslam ülkesinde tepkilere neden olurken İsveç’te ve civar ülkelerde de kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’i hedef alan saldırıların organize bir şekilde devam edeceği göz önüne alınarak İİT ve İslam Konferansı Örgütü iş birliği ile birlikte gerekli idari ve cezai yaptırımların uygulanması elzem haline gelmiştir sanırım. Gerekirse kutsal kitabımız Kur’an- Kerim’i yakan teröristlerin cezalandırılmaları için örtülü olarak özel bir birim dahi kurulmalıdır.
Türkiye, Finlandiya ve İsveç tarafından NATO Madrid Zirvesi’nde 28 Haziran 2022 tarihinde imzalanan Üçlü Muhtıra çerçevesinde kurulan Daimi Ortak Mekanizma toplantıları kapsamında Türkiye’ye iadeleri istenen 42 PKK/YPG ve FETÖ teröristlerinden hiçbiri Türkiye’ye iade edilmemiştir. Üstelik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bayrağı ile Başkan Erdoğan’ın maketleri PKK’lı teröristlerce yakılarak aleyhte hakaretamiz ifadeler kullanılmıştır. PKK’lı teröristlerin bu alçak eylemlerine İsveç polisinin bir müdahalesi olmaması, üstelik birden fazla Kur’an’ı yakma eylemlerinde kutsal kitabımızı yakan teröristlerin polisçe korunması İsveç’in gerçek yüzünü, bir terör devleti olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır.
Linde’nin röportajını yayımlayan Expressen gazetesi son anlaşmada Finlandiya ve İsveç’in PKK ve diğer terör gruplarının finansmanına darbe vurma sözü verdiği belirtilirken, “Türkiye İsveç’in bunu yapmadığına inanıyor. Eski Dışişleri Bakanı Ann Linde de bu eleştiriye katılmaya hazır” denildi. Linde röportajda, “Türkiye’deki PKK’nın İsveç’ten finanse edildiği konusunda haklılar. İsveç’te bir güvenlik sorunu olmadığı için Türklerin bunu yeterince ciddiye almadığımızı düşünmeleri de son derece normal” diyor. Linde konuşmasının devamında “Aynı örgütün parçası olacaksak, terörle mücadeleyi ciddiye aldığımızı göstermemizi istemeleri ve bunu talep etmeleri meşru” dedi.
İsveç bu kapsamda “Denge ve Denetleme Ağı Aşama 2” isimli yapılanmayı önce 1 milyon 385 bin 82 dolar (36 milyon 43 bin 19 TL), ardından 692 bin 541 dolar (18 milyon 26 bin 495 TL), 2023 seçimlerinin ilk turunda 296 bin 803 dolar (7 milyon 724 bin 698 TL), ikinci turunda 395 bin 738 dolar (10 milyon 299.615 TL) fonladı.
