CHP lideri Kılıçdaroğlu Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir hitap tarzıyla Putin üzerinden Cumhurbaşkanlığı makamının manevi kişiliğini tahkir ve tezyif ederken 1 gün sonra CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, skandal sayılacak hakaretleri sıraladıktan sonra, “Biz, vatanı işgal edenlerden, vatan hainlerinden korkmadık senden mi korkacağız?” deme cüretinde bulunmuştu. Devletin başını hedef alan ve hayasızca yapılan bu tür saldırılar ve meydan okumalar Kaftancıoğlu ve Özel’in Türkiye’de darbe olacağına yönelik ima ve açıklamaları ve devlet memurlarına yönelik tehditler ile devam etti. CHP açıkça Cumhurbaşkanı üzerinden millet iradesini hedef alıyordu. Hem de Türkiye’nin yıldızının Kovid-19 virüsü ile mücadelede dünyaya emsal teşkil edecek bir başarıya ulaştığı bir dönemde Türkiye yeni bir KAOS ve ülkenin birlik ve beraberliğini tehdit eden alçak bir senaryoya CHP tarafından itilmek isteniyordu. Cumhuriyet tarihinde ilk defa olarak virüse yurt dışında yakalanan 70 bin vatandaşımızı hava köprüsü kurularak Türkiye’ye getirmiş millet olarak devletimizle iftihar etmiştik. Bu yazının kaleme alındığı saatlerde Başkan Erdoğan’ın mesajı CHP’nin belirli bir plan çerçevesinde düğmeye bastığının işaretlerini taşıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan CHP yöneticilerinin darbe söylemlerine karşı “Allah’a can, milletimize hizmet borcumuzdan başka kimseye eyvallahımız yoktur” şeklinde çok manidar bir cevap vermişti. Bu açıklamayı duyduğum anda 1988 - Anavatan Partisi’nin olağan genel kongresinde Kartal Demirağ tarafından kendisine suikast girişiminde bulunulan 8’inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın suikast sonrasında gayet soğukkanlı olarak sağ el baş parmağından aldığı yara ile kürsüden sarf ettiği şu sözleri aklıma gelmişti: “Bilhassa belirtmek istiyorum; Allah’ın verdiği ömrü, O’nun isteğinden başka alacak yoktur, biz de O’na teslim olmuşuzdur.’’ Bu benzetmeyi, Özal’a suikast’ı gerçekleştiren derin yapının CHP’ye destek veren yapı olup olmadığının araştırılmasını sağlamak için yapmıştım.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel “Saray rejiminin, saray düzeninin sonu geliyor. O son, Atatürk’ün kemiklerini sızlatacak bütün bu atamaları, bütün bu liyakatsizliklerin de sonunu getirecek. Herkes şunu bilsin bütün devlet memurları. Görevini devlet memuru gibi yapan devlet memurları… Hangi ülkeye hizmet ettiğini bilen çok değerli bürokratlar hiç korkmasınlar. Türkiye Cumhuriyeti devleti gelir, saat gibi işlemeye başlar. O saatin en kıymetli çarkları siz olursunuz. Eğer koltuğunuza liyakatle oturdunuz, devletinize sadakatle çalışıyorsanız!!!” diyor
Oysa Özgür Özel bu tarihten yalnızca yaklaşık 80 gün önce HaberTürk’te Kübra Par’ın sorularını cevaplarken ‘’Rand Corporation’un Pentagon için hazırladığı Türkiye raporunu eleştirerek ülkemizde darbeler döneminin geride kaldığını iddia etmişti. Özgür Özel bunun nedenini de üstüne basa basa 15 Temmuz gecesi iktidarı, muhalefeti ve milleti ile birlikte darbeye karşı milli iradenin ortak bir tavırla korunmasından söz etmişti. Üstelik Amerika’da bir STK’nın yazdığı raporun yazıldığından 1 ay sonra Türkiye’de konuşulmasının bu kadar gündeme getirilmesini çok sağlıklı bulmadıklarını, yarattığı sonuç açısından bakıldığında Türkiye’yi yeniden demokrasisi tehdit altında olan, darbe tehdidi altında bir ülke pozisyonuna çekmenin hiç kimseye faydası olmadığı açıklamasında bulunmuştu. CHP’nin Grup Başkan Vekili Özel’in konuşması CHP’nin kurumsal kimliğini taşıması bakımından önemliydi ama ne kadar doğruydu? Hangi Özel doğruyu söylüyordu? 40 gün önce darbelere karşı çıkan Özel mi günümüzdeki açıklamalarıyla iktidarı ve devlet kurumlarını “Biz darbe ile iktidara geliyoruz” açıklamasıyla tehdit eden Özgür Özel mi? CHP zihniyetinin milli iradeden koptuğu, iktidara gelmek için FETÖ ve PKK kanallarını kullanarak 17/25 Aralık darbesi öncesi Pentagon ile irtibata geçtiğine yönelik önemli iddialar söz konusuydu. ‘Yeni darbe hazırlığı’ iddialarıyla ilgili açıklama yapan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Türkiye’de darbeler dönemi kapanmıştır. Kimse darbe yapmayı aklından geçirmesin. Erdoğan, bir darbeyle oradan inmeyecek. Böyle bir şeye tevessül edilirse, önce CHP o girişim karşısında görevini yapar, göğsünü siper eder” dedi. CHP’de kafa karışıklığı bu 2 grup başkan vekilinin birbirine zıt farklı iki açıklamalarından anlaşılıyor.
Sabaha karşı yazımı bitirirken CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu’nun kendi attığı tweeti’ni savcı önünde inkar ederek çark ettiğini öğrendim. Ne de olsa genel başkanlarının takma adı Çarkçı Kemal. Sıra devlete ayar çekmeye çalışan diğer darbecilerde sanırım. (Devam edecek.)
