|
Eski hal muhal, ya yeni hal ya izmihlal

Uzunca bir süre, “Küreselleşme, globalleşme” deyip durdular… “Dünya artık büyük bir köy… Sermaye hızlı hareket edebiliyor… Artık ulus devletlerinin bir önemi kalmadı” filan diye de devam ettiler.

Geldikleri nokta, Avrupa Birliği’nde (AB) olduğu gibi
ulus ötesi organizasyonları bile
çatırdıyor. Ülkelerinde ırkçılık almış başını gidiyor. Dahası, 2’nci Dünya Savaşı öncesindeki pozisyonlarına geri dönmüş görünüyorlar.

Rusya’yı ekonomik, siyasi ve askeri yönden bitirmek; hatta uzun vadede parçalamak niyetindeler.

Buna mukabil, Rusya “Ukrayna meselesini” kendisi için beka meselesi olarak görüyor. Böyle olunca da Ukrayna sahasında kanlı bir hesaplaşma görülüyor.
Amerika ve Batı, Ukraynalıları kurban verdi.
Karşılığında Putin Rusya’sını her bakımdan çökertmeyi hedefliyorlar.

Böylece, kendi hegemonyaları için çıban başı gördükleri başta Rusya ve Çin’i durdurabileceklerini öngörüyorlar. Kendilerine başka bir yol arayanlara da göz dağı veriyorlar.

Çok kutuplu bir dünya düzenini istemiyorlar. Hegemonyalarından vaz geçmiyorlar.

AMERİKA VE BATI HALA ESKİ
STATÜKONUN PEŞİNDE

Çin ellerini ovuşturup, küreselleşmenin keyfini çıkarıyor. Dünyanın her devletine, her şehrine, her mahallesine bir ürün satma becerisini kazanmış Çinli orta sınıf, üst orta sınıf olmanın iştahıyla tüketmenin hazzını yaşıyor.

Amerika, Biden ile tekrar sahaya dönme hesabıyla, yeni düşmanlar icat ediyor.

Buna mukabil,
AB
,
güvenlikte Amerika’ya, enerjide Rusya’ya bağımlılığı nedeniyle ikircikli tutum sergiliyor.
Sadece siyaseten değil ekonomik olarak da
çok zorlanıyor. Büyük sorunlar yaşarken hiç kendine bakmıyor… Ötekini ötekileştirmeye devam ediyor!
AB, üyesi olan Macaristan’a bile tahammül edemiyor. Seçimlerden zaferle çıkan Başbakan Orban
yüzünden
üyesine
mali yaptırım kararı almayı bile dillendiriyor.

***

Memleketlerinde ırkçılık yükselişte. İslamofobi almış başını gidiyor. Yabancı düşmanlığını alenen yapıyorlar. Savaşlar yüzünden batıya göç etmek zorunda kalan doğunun çocuklarını insan yerine bile koymuyorlar. Ukrayna’dan kendilerine sığınanlara ise “mavi gözlü ve sarışın” diyerek kapılarını açıyorlar. Nereye kadar onlara tahammül edecekler göreceğiz.

KÖTÜYE GİDİYORLAR, FARK ETTİKÇE “ÖTEKİ”NE SALDIRIYORLAR

Kötüye gidiyorlar, fark ettikçe “öteki”ne bulaşıyorlar, hırslanıp saldırıyorlar!

Bu kez öteki olarak ilan ettikleri Rusya’yı ekonomik, askeri ve siyaseten bitirmek için elbirliği yapıyorlar. Oysa,
Putin Ukrayna’ya saldırmadan hemen önce, “Ben de sizdenim” anlamına gelecek afili cümleler bile kurmuştu… Ne fayda..!

***

Uzaktan salladıkları parmak çoktan kırıldı… Lakin hala parmak sallıyorlar.

2014’te Kırım’ı kurban verdiler, hala parmak sallıyorlar. 24 Şubat’tan bu yana Ukrayna halkını kurban veriyorlar hala sallıyorlar.

Sanıyorlardı ki savaşlar ve yıkımlar hiç kapılarını çalmayacak. Ama şimdi yanı başlarında yıkım ve ölüm var. Parmak sallamaya devam ederlerse, bu yıkım kendilerini de vuracak.

YENİ BİR DÜNYA KURULUYOR, TÜRKİYE YERİNİ ALIYOR

Yeni bir dünya kuruluyor… Sancılı, kanlı bir süreç elbet.

Bu yeni dünyada
Türkiye “bağımsız bir devlet olarak” var olma mücadelesinde.

Ulus ötesi organizasyonları çatır çatır çatlıyor. Yakın da ekonomik ve askeri ortaklıklarda da kavga çıkacak. Çıkıyor da… Yoksa NATO’ya rağmen, Fransa, Yunanistan ile ikili askeri anlaşma yapar mıydı, mesela?

Sonuçta Türkiye’de karar vericiler kararını çoktan vermiş,
“bağımsız bir ülke”
olma yolunda gerekirse bedel ödeyerek yoluna devam etmek.

O yüzdendir ağır bedel ödüyoruz…

Çünkü,
“Eski hal muhal, ya yeni hal; ya izmihlal!”

Yeni bir dünya kuruluyor ve Türkiye güçlü bir şekilde o dünyada yerini alıyor.

Ya devlet başa ya kuzgun leşe

“Zenginden alın fakire verin”
demeye başlamamızın üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Kovid-19 pandemisi ile sarsılan ekonomik düzenden kaynaklanan sorunları en az hasarla atlatmak için önerdiğimiz formül, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile hayati önem kazandı.

Zira, dünyadaki enerji fiyatlarındaki astronomik artış ve gıda tedarikindeki sıkıntılar hayat pahalılığını tetikledi. Enflasyon aldı başını gidiyor.

Hükümet, uzun bir süredir geride kalma ihtimali olan dar gelirli vatandaşlara yönelik destek paketleri açıklıyor. Kendi haklarından feragat ediyor. Doğalgazda, elektrikte sübvanse var. Vergi indirimi, vergi muafiyeti, KDV indirimi de son dönemde hayata geçirildi.

Şimdi yeni bir
adım atılacağının sinyalini verdi Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Yeni adımın piyasaya doğrudan müdahale anlamı taşıyan düzenlemeler olmasını umuyoruz.

Temel tüketim mallarının alt ve üst sınır fiyatlarının belirlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Ve, “serbest piyasa ekonomisi kuralları” diyerek dokunulmaz bir alan oluşturmaya çalışanlara rağmen, fiyatlara devletin düzenleyici rol ile güçlü bir şekilde müdahale etmesini bekliyoruz.

Yoksa, tamahkarların her geçen gün daha da zenginleştiği ortamda, ücretliler, dar gelirliler, dezavantajlı gruplar geride kalır ki bu en büyük tehlike.

Ya devlet başa ya kuzgun leşe!

Haksız mıyım?

Kervan yoluna devam edecekse, geride kalma ihtimali olanları korumanın yolunu çabuk bulun diyorum.

#Amerika
#Ukrayna
#Rusya
2 yıl önce
Eski hal muhal, ya yeni hal ya izmihlal
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…
İslâmcılık, milliyetçilik ve tam bağımsızlık