|
Ey Muntakim olan!

İsmi bende mahfuz, nasıl derler, “aslan gibi” bir adamla tanıştım geçenlerde. Türkiye’nin savunma sanayii hamlesinde aldığı rolü konuştuk. Yurt dışından ambargo koyulan bazı teknolojileri tak diye üretip şak diye takmış mühimmatlarımıza.

Sohbetin bir yerinde şöyle bir şey söyledi arkadaş: “Abi, çocukken bir gün televizyonda, İsrailli çapulcuların bir Filistinli gencin yüzüne postalla bastığını izledim. O gün karar verdim silah teknolojisi alanında çalışmaya.”

O bunu anlatınca benim de aklıma düştü yeniden. Çocuk yaşımda politik bilincimin nüvesini oluşturan görüntü benim açımdan da Filistin ile ilgili. 3-4 İsrailli çapulcu, bir Filistinli gencin kollarını taşla kırıyorlardı izlediğim görüntüde. O gün ben de “günün birinde Kudüs’ün, Mescid-i Aksa’nın, Filistin’in kurtulduğunu, bu çapulcuların da yok olduğunu göreceğim” diye düşündüğümü hatırlıyorum.

Yok, hayır. Bunu anlattıktan sonra “ama”lı bazı cümleler kurarak Herzog’un Türkiye’ye gelişini “aklîleştirmeye” çalışmayacağım. İsrail, bir devlet değil bir cinayet şebekesidir ve diplomasiden, toplantıdan, ziyaretten, iletişimden değil ancak güçten anlar. Hayatları gözlerinin önünden Gazze Şeridi geçene kadar mücadele etmemiz gerekir bu cinayet şebekesi ile.

Tabii ki ülkelerin çıkarları vardır, tabii ki dış politikaya giriş ders bir, tabii ki bölgesel güç olmak falan filan. Fakat ben bir bireyim, devlet değil. Kendi dış politika algımın ve anlayışımın devletten farklı olması kaçınılmaz.

İsrail özelinde o algı ve anlayış şudur: İsrail’i yok etmek, haritadan silmek, sadece İslam dünyasını değil, bütün dünyayı rahatlatacak bir “mutlu olay” olacaktır insanlık tarihi için. Kurulduğu günden bu yana bir cinayet şebekesi olarak faaliyet gösteren eli kanlı İsrail için en doğrusu budur.

Yine açık konuşacağım. Recep Tayyip Erdoğan’ın Herzog ile görüşmesine Filistin tarafının verdiği desteğe bakılırsa ülke olarak epeydir yürütemediğimiz diplomasinin ve daha da önemlisi yardım faaliyetlerinin sürmesini hem Fetih hem Hamas tarafı istiyor, destekliyor. Diplomasi bir tarafa tabii de, bilhassa Gazze’ye insani yardımın, inşaat malzemesinin, teknolojinin ulaştırılması şart.

Yine de Herzog’un Türkiye’ye gelişini “aklâleştirmeye çalıştığım” zannedilmesin. Oturduğu koltuğu dahi kırklamak gerekir. Necaseti o derecedir bu Siyonistlerin.

Fakat şunu diyorum tabii. Dünyadaki Müslümanların ortak bir ordusu, ortak bir siyasal platformu, ortak bir ekonomik yaptırım gücü olana kadar bu böyledir ve bundan kaçış yoktur. Gazze’ye yardım için yahut zaten senin olan Akdeniz’deki enerjiyi çıkarabilmek için yahut Mescid-i Aksa’yı korumak için “katlanılması gereken” meseleler vardır devletler açısından, olacaktır.

Biz kinimizi unutmayalım. Muntakim olan Allah’ın bizi intikamına memur etmesini ta kalpten istemeye devam edelim. O gün geldiğinde saklanacak ağaç arkası arayacaklarını çıkarmayalım akıldan ve o gün için elimizden gelen her türlü hazırlığı yapalım.

Hep söylüyorum, yine söyleyeceğim. Zaferden değil, seferden sorumluyuz. Fert fert, devlet devlet yapmamız gerekeni yapar ve güzelce sefer edersek Allah bize zaferini ihsan eder. Siyonizm belasından kurtuluşun başka bir yolu yok.

“Bu dediğin Suriye’de yüzbinlerce insan öldüren İran’la mı olacak, Yemen’de elini kana bulamaktan çekinmeyen Suud’la mı olacak?” derseniz “haklısınız” derim size.

Şartlar Filistin’den yana değil. Ama iki şeye inanıyorum. Birincisi “bir çiçekle bahar gelmez ama bütün baharlar bir çiçekle başlar” sözüne, ikincisi “her şey bir rüzgâra bakıyor be abi” dizesine.

Postalla yüzüne basılan, taşla kolları kırılan Filistinlilerin intikamını istediğimiz ve bu intikam için çalıştığımız sürece bir bakarsın “puf” olmuş İsrail. Biri orada savunma sanayiinde, biri burada gazete köşesinde, diğeri şurada devletin makamında. Hedeflediğimiz şeyin ne olduğunu unutmazsak sorun yok. Hedefse belli: “Yeryüzünden fitne ve fesat kalkana kadar” mücadeleye devam…

#Filistin
#Gazze
#Mescid-i Aksa
#İsrail
2 yıl önce
Ey Muntakim olan!
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim
Şule öğretmen ve yeni maarif modeli