Sürpriz sevenler için çok iyi bir gelişme. Sevmeyenler başka konularla ilgilensin.

Barış Yarkadaş’tan duyduk… Özeti şu:

- İyi Partililer diyor ki “Akşener aday olursa şaşırmayın.”

Gel de çık işin içinden.

Şaşırmayalım da ne yapalım?

Gemlik’e doğru denizi görmekten daha fazlası var.

Nasıl bir duyguya kapılalım, nasıl anlayıp nasıl değerlendirelim?

İyi Partililer onu da söylesin.

***

- Ben aday değilim.

- Ben aday olmayacağım.

- Aday olmayı düşünmüyorum.

- Asla aday olmam.

- Aday olmamı beklemeyin.

- Olmayacağımı kaç defa söyledim.

- Ben başbakan olucam.

- Bu masadaki genel başkanlardan hiçbiri aday olmamalı.

- Adayımız dışarıdan olsun.

- Ekrem Bey’in yüzünde Rabbiyesir var. Ablam görmüş.

- Bence en uygun aday Mansur Bey.

- Seçilebilecek biri aday olmalı. (Kemal Bey çok hevesli, çok istiyor ama seçilemez.)

***

Aday olmayacağını Meral Hanım yüz defa söyledi, bin defa söyledi.

Gittiği yerde söyledi, geldiği yerde söyledi. Gazeteciye söyledi, televizyoncuya söyledi.

Esnafa söyledi, köylüye söyledi, memura söyledi. Yurt içindekilere söyledi, yurt dışındakilere söyledi.

Daha ne yapsın? Cumhurbaşkanlığını istemiyor. Gönlünde yatan aslan, başbakanlık.

Gel gör ki şimdi partisi içinden birileri, “Akşener aday olursa şaşırmayın” diyesiymiş.

***

Hay Allah! Bu ne demek şimdi?

Bizim genel başkan yalancı demek. Duruma göre dümen kırıyor, yalan konuşuyor demek. Sözünü tutmaz, sözünde durmaz demek. Sözüne güven olmaz, ipiyle kuyuya inilmez demek. Söylediklerine inanmayın demek.

***

Eğer öyleyse, lütfen aday olsun. Hemen olsun. Hiç çekinmeden. Yarın da seçim yapalım.

Olmadı, pazar günü. Sıcağı sıcağına. Görelim seçmen neyler…

***

Daha önce Akşener aday olursa destek vermeyeceğini açıklayan HDP’liler bile yanında olur.

Sevdiklerinden değil, T.C.’nin başında sözüne güvenilmez birinin olması işlerine gelir de ondan.

Biz Akşener’e yalancılığı yakıştıramayız.

Partisindekiler nasıl yakıştırır, tam bir muamma.

Barış Yarkadaş da kafasından uydurmamıştır, o da yalan söylemez.

O hâlde kedi nerede? Ortada bir yalan var çünkü. Sahibi kayıp bir yalan.

CİLVE

Deveye cilve yap demişler, tutmuş çadırı yıkmış. Eşeğe cilve yap demişler, çifte atmış. Deli kıza cilve yap demişler, zart diye bir ses duyulmuş. Ayıya cilve yap demişler, kıçıyla dağları devirmiş.

Kimdir bunlar, niye herkesten cilve bekliyorlar, anlaşılır gibi değil. Tavsiye, kişiyle mütenasip olmalı.

ANKARA’DA HAMBURGERCİ YOK MUYDU?

Bir hamburger yemek için ta Amerikalara gitmenin ne gereği var? Ankara’da hamburgerci yok mu?

Günlerdir her tarafta ABD gezisi konuşuluyor. Hem dışarıdan hem içeriden (kendi partisinden) eleştirenler var. Bir gezi yaptıktan sonra kendini savunmak zorunda kalmak hiç hoş görünmüyor.

Diyorlar ki vay efendim nasıl gidersin?

Uçağa bindim gittim dese olurdu. Öyle demedi ve uzun uzun izaha başladı.

Gittim ama sor bakayım niye gittim?

Dünya değişiyor, teknoloji gelişiyor. Vizyon meselesi… Katma değeri yüksek ürünler üretmemiz lâzım.

İki günde vizyonu, teknolojiyi çözmek her babayiğidin harcı değil. Tebrikler.

Neden böyle yapıyor diye merak edenlerin kafası karıştı.

Varılan sonuç şu: Danışmanları gündem oluştur demişler.

O da bir gün, yıllar önce halledilmiş başörtüs meselesini gündeme getirdi, ayağına dolandı.

Başka bir gün Amerika’ya gitti…

Ne getirdin diyenlere en fazla “bitmeyen tartışma” cevabını verebilir.