|
Dünyanın derdi ve yuvarlak masadakilerin sıkıntısı

Rusya, krizin başından beri, savaş başlatma niyetinin olmadığını söylüyor.

En yetkili ağızlardan işitiyoruz.

Putin, Ukrayna’yı işgal maksadı taşımadığını…

Dışişleri Bakanı Lavrov, savaş istemediklerini…

Sözcü Peskov, Ukrayna’ya saldırmayacaklarını defalarca açıkladı.

Neredeyse her gün.

*

Öte yandaysa vaziyet tam tersi.

ABD, Rusya’nın Ukrayna’ya saldıracağını…

Almanya, savaşın çok yakın olduğunu iddia ediyor.

Diğer Avrupa ülkeleri de aynı havada.

Savaş çıkacak…

Rusya Ukrayna’yı işgal edecek…

Hazırlıklı olalım diye tepiniyorlar.

Bir tempo tutmadıkları kaldı.

Ukrayna’da bulunan vatandaşlarını tahliye etmeye başladılar.

Savaş için tarih veriyor, gün bildiriyorlar.

Neredeyse saatini söyleyecekler.

*

Rusya savaş istemiyorsa, savaşmayacaksa, işgale niyeti yoksa, kim kiminle savaşacak?

Bu hararetli savaş merakı nereden geliyor?

Eğer bir savaş çıkarsa, kazançlı çıkmayı planlayan, ona göre hesap yapanlar kimler?

Rusya ile Ukrayna mı savaşacak?

Yoksa Rusya ile NATO bloku mu?

*

Öyle olursa, biz nerede yer alacağız?

Satrancın sonraki hamlelerini hesap edenler, planı nereye kadar ilerlettiler?

Türkiye, NATO üyesi olarak mı hareket edecek?

Hem Rusya’nın hem Ukrayna’nın dostu olarak uzak mı duracak?

Türkiye, hangi durumda nasıl etkilenir?

Suriye’deki gibi Ukrayna’dan da bu tarafa bir göç dalgası görülecek mi?

Temel’in beklentisi gerçekleşebilir mi?

*

Savaş için bir kıvılcım yeter…

Bir mermi ile başlarsa, genişleyip üçüncü dünya savaşına dönüşür mü?

Çin ne yapacak? Seyretmekle mi yetinecek?

Tehlike ne kadar büyük ve ne kadar ciddi?

Nükleer silahlar devreye girecek mi?

İnsanlar kendi eliyle kendini yok etmeye mi uğraşıyor?

Geriye kaç kişi kalacak?

*

Sorular bu kadar çetin, vaziyet bu derece kritik iken, ellerini ovuşturarak savaş beklentisine girenlerin maksadı nedir?

Diplomasi boşuna mı icat edildi?

Konuşarak çözüm yolu bulunamaz mı?

İki büyük savaş tecrübesine sahip şu koca dünya, üçüncüsünü kaldırabilir mi?

En kötü barışın, en iyi savaştan bile değerli olduğunu söyleyenler haksız mı?

Türkiye’nin barışa katkısı olur mu?

Nasıl bir rol üstlenebiliriz?

Ne ölçüde etkili olabiliriz?

*

Manzara ortada.

Açıklamalar, yığınaklar, askerî tatbikat…

Hepsi gözümüzün önünde.

Vaziyet böyleyken Ankara’da yuvarlak masa etrafında toplananlar neler konuştu acaba?

Altı partinin aslan liderleri, hükümeti devirmekten başka bir konuya geçebildiler mi?

Hesabı kimin ödediği de merak edilir tabii.

Bir de tam hesap ödeneceği vakitte kalkıp ellerini yıkamaya giden olmuş mudur?

Yahut klasik “Ben ödeyeceğim” yarışına girenler…

“Allah aşkına…”, “Ölümü gör…”, “Burada senin paran geçmez” gibi çekişmeler?

#Rusya
#Putin
#Ukrayna
2 yıl önce
Dünyanın derdi ve yuvarlak masadakilerin sıkıntısı
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi
İğne ve çuvaldız…
İhracatta Türkiye
Hizmet sektöründeki enflasyon işleri zorlaştırıyor!
Tarihin sonu ve ABD üniversiteleri