|
Hem ziyaret hem icazet hem teknolojik gelişmeler

Bir tarihte yurt dışında yaşayan kızıyla damadının yanına gitmek isteyen yaşlı çifte konsoloslukta usulen soruyorlar:

“Ne maksatla gitmek istiyorsunuz?”

Adam kendinden emin, mütebessim.

“Hem ziyaret hem ticaret” diye cevaplıyor.

*

Vize vermek ya da vermemek, bankonun öbür tarafındaki görevlinin inisiyatifinde.

Genç memurun kafası karışıyor.

“Hem ziyaret hem ticaret ne demek! Olmaz öyle şey.”

İkisinden biri olsa, ona göre değerlendirecek.

İkisi bir arada olunca vaziyeti algılayamıyor. Kahve mi bu!

Basıyor ret mührünü.

Tontonlar orada şaşkın kala kalıyorlar.

*

Torunlarımızı özledik deseler, mesele yok.

Kızımızla damadımız çağırdı, bir ay kalmaya gidiyoruz deseler, vizeyi alacaklar.

Memurun anlayışına göre hem ziyaret hem ticaret ifadesi, prosedüre aykırı.

Elin gâvuru ne bilsin bizde böyle bir kalıp olduğunu?

Türkçe öğrenmiş ama dil öğrenmek yetmiyor bazen.

Kuşkulu bir durum.

Hatta şüpheli bir vaziyet.

Verdikleri cevap yeterince kuşturtucu.

*

Aslında ticaret micaret yapacak halleri yok.

Alırlarsa iki üç tane küçük hediyelik eşya alıp dönecekler.

Gelince bir iki tanesini buzdolabının kapısına yapıştıracaklar, kalanları konu komşuya hediye edecekler.

Sonraki yıllarda konsolosluklarda yerli memurlar görevlendirildi.

Bir Türk memura o cevap verildiğinde, ticarî bir faaliyetin söz konusu olmadığını bilir.

*

Şimdi gelelim günümüze.

Bizim demokrat emmi ABD’ye gitti ya…

O yüzden “hem ziyaret hem icazet için gidiyorum” demedi büyük ihtimal.

Amerikalılar dâhil kimsenin kafası karışmasın.

Teknolojik gelişmeleri yakından inceleyecek.

Çok iyi bildiği işler malûm.

O kadar kısa zamanda olmaz, bir şey anlaşılmaz diyenlere kulak asmayın.

Nifak sokmaya, karalamaya çalışanlar onlar.

*

Demokrat emmi, iki üç günde anlar neyin ne olduğunu.

(Cumhuriyetçilerle görüşürken ‘demokrat’ olduğunu söylemesin, yeter.)

Gözleri kapalıyken dokunduğu elmanın rengini anlayan kişi, gördüğünü anlamaz mı?

Bakar bakmaz işi çözer zaten.

Gelince de ülkemize büyük katkılar sağlar.

Artık, kim tutar bizi!

Yeter ki görüp incelediği teknolojik gelişmelerin ayrıntısını kendine saklamasın.

Yeter ki ketum davranmasın, sır diye içinde tutmasın.

Böyleyken böyle desin, işi kotarsın.

Hadi gene iyiyiz.

#ABD
#Kemal Kılıçdaroğlu
#Cumhuriyetçiler
2 yıl önce
Hem ziyaret hem icazet hem teknolojik gelişmeler
CHP’ye ‘CAS’ tüyosu
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…