|
“Siz beni donmakla mı korkutuyorsunuz?”

MHP Lideri Bahçeli’nin “Faturayı ödemezse elektriği kesilsin” demesini yadırgadım.

Kesilmeyecek miydi?

Yapılması gereken o değil midir zaten?

Bu muhterem zatın ayrıcalığı nedir?

Fatura ödemeyenlere ne yapılıyorsa, o uygulanacaktır.

Genel başkan olunca imtiyaz doğmaz.

Elektrik dağıtım şirketleri iltimas geçmez.

Faturanın bedeli yükselir, gecikme faizi eklenir.

Üstüne bir de kapama açma masrafı yazılır.

*

Gerçi kendisi, ödemese bile kimsenin elektriğini kesemeyeceğini sanıyor.

Sanmakla kalmıyor, meydan okuyor.

“Siz beni donmakla mı korkutuyorsunuz? Feriştahınız gelse ben donmam.”

Donmamak ayrı konu.

Titremeyi biliyorsan, üşümek mesele değil.

Hareketsiz kalırsan kötü.

*

Arkadaş!

Çok yanlış hareketler bunlar.

Durup dururken kendini ‘öbürsüleştirmenin’ âlemi var mı?

Feriştah nereden icap etti ayrıca?

Oduncunun karısı değil miydi o?

“Feriştahınız gelse ben donmam” sözünü nasıl anlayalım?

Feriştah gelirken odun getirir mi demek istiyor, çözemedik.

*

Başka adımlar atmaktan bahsediyor sayın başkan.

O adımlar nedir, bilen yok.

Ya elektrikten sonra doğalgaz, su ve telefon faturalarını da ödemeyecek yahut yuvarlak masadaki arkadaşlarını ikna edip onlara “Siz de ödemeyin” diyecek.

Başka adım derken kast ettiği, dağa çıkmak değildir herhâlde.

*

Haydut gibi davranmanın kahramanlık sanıldığına ilk defa rastlıyoruz.

“Alan da gaçan mı?” sözü sanki tam bu durum için söylenmiş.

Masa arkadaşları bu oyuna gelmez.

Şövalye değiller ama bakanlık yapmışlar.

İçlerinde başbakan olan bile var.

Ve yıllardır başbakan olmak isteyen.

Devlet tecrübesine sahip oldukları aşikâr.

İsyan bayrağı çeker gibi faturanın üstüne yatmayı kendilerine yakıştıramazlar.

*

Masada neler konuşulduğu tam anlamıyla dışarı sızmadı.

Sızdığı kadarıyla başlıklar hâlinde şöyle sıralayabiliriz:

- İttifak isminin değişmesi

- Çatı adayın kim olacağı

- Eski sisteme dönüş

- Partilerin eşit görülmesi ve grup kuracak kadar vekillik verilmesi

- Zeytinyağlının güzelliği

Hepsinde mutabakat sağlamak mümkün olsa, zaten mesele kalmaz ama söylendiği gibi basit değil.

*

Eski sisteme dönüş ve zeytinyağlı konusunda anlaşmak kolay.

Asıl mesele diğer maddeler.

Grup kuracak kadar vekillik verilse, yüzde birin altındaki partilere yirmişer koltuk hakkı tanınsa, kendilerine bir şey kalmaz.

“Onun yerine, turşu kuracak kadar kornişon ve kelek versek” diye teklif getirse yeridir.

Daha kritik konu ise çatı adaylık mevzuu.

Herkes bu kadar hevesliyken, kim kimin adaylığını kabul eder iki gözüm?

Çatı adaylık rüyası görürken, isteği kabul olmadığı için kendini binanın çatısında bulan çıkmasın da…

*

Yuvarlak masadakilerin bir sonraki toplantıyı 28 Şubat’ta yapma kararı almaları çok isabetli olmuş.

“Zamanlama manidar” sözü hiç bu kadar cuk oturmamıştı.

Sincan’da o sabah erken vakitte tankları yürütsünler, tam olsun.

Yoksa hatırımız kalır.

Bir sonraki toplantıyı da 15 Temmuz günü yapsınlar.

Zira bu kadar anlamlı şekilde “ortaya karışık” yaptıktan sonra, üstüne tüy dikmek şart.

Noksan görülmesin.

#MHP
#Bahçeli
#28 Şubat
2 yıl önce
“Siz beni donmakla mı korkutuyorsunuz?”
Bir Başka Mesele: Sistemi psikiyatr ve psikologlar bozdu
Niçin Diyanet
Bi şey yapmalı!
Hayallerin ötesinde yaşanan bir zaman dilimi
Zengin millet fakir devlet