Gülşen olayı da bir tür vakayı hayriye. Hayırlı oldu çünkü ak koyunla kara koyun bir kere daha net şekilde belli oldu.

Ak keçi ile kara keçi de safını gösterdi.

Aynı zamanda vakayı adiye.

Sıradan bir olay, çünkü bu tablo pek tanıdık, pek bildik, pek alışıldık.

Neyin ne olduğu, kimin nerede durduğu malumken, bir kere daha ortaya serildi.

Şaşırtıcı yanı yok.

Üstüne bir de vakayı adliye desek, yanlış olmaz.

Ucuz kahraman çıkarmada ustayız.

Yoksa ‘ekonomik’ demek mi daha uygun?

*

ABD ve Avrupa da topa girdi.

“Türkiye’nin Madonna’sı” ilan ettiler.

Cezaevi için medrese/üniversite/fakülte diyenler haklıymış.

Üç günde Madonna olduğunu öğrendik.

Hızlandırılmış eğitim gibi, hızlandırılmış yükseliş.

“Gülşeni hüsnüne kimler varıyor?”

*

Gülşen’i Madonna görenler, bugüne kadar niye bu eşsiz fikirlerini beyan etmediler?

Niye o kanatları esirgediler?

Demek ki kafaları net değildi.

Leydi Gaga mı desek, Madonna mı desek ikilemindeydiler belki.

*

Savunma hattı faal.

Her zaman olduğu gibi.

“Maksadını aşan sözler” sarfetmiş.

Neydi ki maksadı?

Ne zaman bu tabire rastlasak, “maksadına ulaşmamış sözler” demek isteniyormuş gibi geliyor.

Yok yok, cuk oturmuş. Tam yerini bulmuş. Ne eksik ne fazla.

Özür dilemesi bile bir garip. Kabahatinden büyük cinsten.

Maksadının daha net anlaşılması için sarf edilmiş sözler.

*

“Şaka yaptı. Şaka yapmak istedi. Dozu biraz kaçtı.”

Böyle şaka anlayışının yabancısı değiliz.

İçine bir tutam, iki tutam nane eklensin.

Herkes yediği naneyi görsün.

*

Kemal Bey de konuştu. Bayan Gülşen’e destek çıkmayı vazife bildi. Başka ne olacaktı ki zaten?

Mesele Gülşen değil.

Bir zamanlar da ağaç değildi. (Gezi hadisesi…)

Yine bir esere kulak vermenin vaktidir: “Boşa kostaklanma kostak değilsin karam.”

*

Madem bu kadar rahatsızlık verdi, tutuklama gerektiren kanun maddeleri kaldırılsın…

Herkes, istediği toplum kesimine gönlünden geçen hakareti yapsın, istediği gibi aşağılasın.

Rahatça, korku endişe duymadan.

Hâkimler savcılar zorda bırakılmasın.

“Gelmekte olan” geldiği zaman, bunu yapacağını da beyan etsin. Görelim.

Zafer Bayramı’nda kafa yorduğumuz konulara bakın!

Kutlu olsun ama görüldüğü üzere rahatsızlık veriyor. Bari konuştuğumuz Gülşen Kutlu olsaydı, söylediği güzel türküler olsaydı. Berikinin soyadı bile yok.

Bir süre önce Gemlik Umurbey’deki Aytepe’de bulunan Kara Ali Dede’nin kabrinden bahsetmiştik.

Gemlik ve civarının fethinde çok önemli rolü bulunan denizci komutan Kara Ali Dede’nin mezarı, kontraplak duvarlarla gözlerden uzak tutulmuştu.

Ardiye gibi kullanılmaktaydı. Kabrin tekrar ortaya çıkması için temizlik yapılması gerekiyordu.

Gösterdikleri hassasiyet dolayısıyla, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Gemlik Belediyesi’ne teşekkür ederiz.