|
Aramıza Avrupa girdi

“Yardımlaşma ve Dayanışma” o zamanlar bugünkü gibi yalnızca dernek isimlerinde yaşamıyordu. Mahalledeki insanlar bir bütünü teşkil etmekteydi.

Anne hasta, dermansız ise, çocuğu komşu teyze yıkardı.



Sokakta oynayan çocuklara pencereyi açan bir kadın seslenir, hepsini çağırır; börek, çörek, pasta ve limonata ikram ederdi.

Kandillerde herkes birbirine ikramlar gönderir, tabaklar gelir, tabaklar giderdi.

Bayramlarda birbiriyle bayramlaşmayan kalmaz, dost düşman ayrılmazdı türküdeki gibi.

Mahallenin genç kızlarına yabancı biri, belli bir mesafeden fazla yaklaşacak olsa, “Baksana birader” ile başlayan müdahale, polise, savcıya, sorgu hâkimine taş çıkartırdı.

Anlaşmazlık, kavga olur, bazen dövüşülür. Öyle durumlarda kimse bana ne demez, hemen araya girer, ayırmaya çalışırdı.

Bisiklet ortaktı, oyuncaklar paylaşılırdı.

Mahallenin berduşuna, meczubuna, sarhoşuna karşı kaba davranılmazdı. Yalnız, haddi aşanın haddi bildirilirdi.

***

Komşuya akıl danışılır, borç istenirdi.

Komşu danışmandı, yemek tarifi sorulan usta aşçıydı, dert dinleyen psikologdu, elbise diken terziydi, bebeğini çocuğunu bıraktığın kreşti, yuvaydı… Güvenlik görevlisiydi, hasta bakıcıydı…

Çocuğun derslerine yardım eden, problemlerini çözüp öğreten bir öğretmendi.

Dikiş, nakış, örme, işleme konularında danışılır, örgü çileleri yardımlaşılarak çözülüp sarılırdı. Herkes birbirinin çilesine yardım ederdi.

Sünnet, mevlit gibi törenlerde her komşu işin bir ucundan tutar, imece yapılırdı. Biri pilav yapar, biri zerde hazırlar, biri yaprak sarma, biber dolma, biri helva yapardı.

Nişan, düğün, sünnet, cenaze tek ailenin değil, bütün mahallenindi.

***

Odun kömür taşımaya yardım edilirdi.

Pazardan gelenin çantası filesi, sokağın başından evinin kapısına kadar taşınırdı.

Pestil, incir, üzüm, zeytin, fındık, kestane, ceviz… Memleketten gelen bir yiyecek komşulara bolca dağıtılırdı.

Pişirilen bir yiyecek, ‘kokmuştur’ diyerek komşulara ikram edilirdi.

Arabası olan bütün mahalleyi taşırdı. Gidilecek yere götürürdü. Bilhassa acil durumlarda…

Televizyon, çok az evde olduğu için, kalabalık halde seyredilirdi.

Küçülen kıyafetler ve bazı eşyalar komşulara verilirdi. Evlerden her gün poşetler dolusu çöp çıkmazdı. Zaten poşet de yoktu.

Ders kitapları elden ele giderdi. Bir yılın sonunda, gelecek yıl o sınıfı okuyacak çocuklara verilirdi.

Romanlar, çizgi romanlar, fotoromanlar da dolaşımdaydı.

***

Uzun zamandır ortak şikâyet, aynı apartmanda oturanların bile birbirini tanımaması, derdine ortak olmaması üzerine…

Site sakinleri, tamamen yabancı. En fazlası, biraz aşina.

Selam vermek bile zor geliyor insanlara.

Şimdilerde kötü bakmamak, düşmanca ve nefretli bakmamak bile lütuf gibi.

Selâm verenlerin de bazıları, mal bağışlamış gibi davranıyor.

***

Eskiden öyle miydi mirim?

İnsanlar birbirine daima yakındı. Komşu, akrabadan ileriydi. Devamlı misafir gelirdi, çat kapı. Misafirsiz bir akşam geçmezdi. Rukiye Teyze gelmiş, Fatma Yengeler gelmiş… Hoş gelmişler, sefa getirmişler.

Komşular arasında alış veriş boldu. Tuz istenir, bir bardak yağ istenirdi; yarım limon, bir portakal, bir kaşık salça, bir tutam nane, maydanoz…

Bahçede kara kazanda kaynayan sodalı çamaşır suyundan bir çamçak, bir kabak, bir tas alıvereyim, oğlanın gömleğini çitileyivereyim diyen bir komşumuz, hiçbir çamaşır gününü kaçırmazdı.

Köylerde ise bu tür alışveriş şehirdekilerden daha ileri boyuttaydı.

Eşek istenir, at istenir, küfe, merdiven, pense, çapa, bel, kazan, süt tavası… “Bir kucak alıvereyim…” deyip odun isteyen bile olurdu. Ödünç semer isteyen gördük, şaka değil.

***

Yıllar geçiyor, toplum değişiyor, âdetler usuller başkalaşıyor.

AB’ye giremedik, lâkin Avrupa aramıza girdi.

Kavga dövüşü ayırmak bir yana dursun, şimdi böyle bir şey gören kafasını çeviriyor.

Sokak arasında aşırı hız sebebiyle arabasıyla birine çarpanlar bile kaçıp gidiyor artık.

#Avrupa
#Kandil
#Roman
#Eşek
#AB
٪d سنوات قبل
Aramıza Avrupa girdi
2022 yılında kurumlara göre farklı ödenecek fazla çalışma ücretleri
“Ak Parti’den oy çalmak üzere kurulan parti”nin başındaki ismi izlerken içimdeki ses: İnsan çiğ süt emmiş, artık şaşırmıyorum
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı