Bugün bir misafirimiz var sevgili dostlar; Türk Halk Müziği’nin güçlü sesi İzzet Altınmeşe.

Unutulmaz türküleriyle tanıdığımız, sesini duyduğumuzda huzur, mutluluk ve hayranlıkla dinlediğimiz usta sanatçının bir de şair yönü var.

Şiir yazdığını bilenler çok azdır, siz çoğaltın.

*

İzzet Altınmeşe, yıllar boyunca radyo ve televizyonlarda karşımızda güler yüzüyle türküler seslendirdi.

Bazen program konuğuydu, bazen hazırlayıp sunandı.

Okuduğu türkülerden bir kısmı kendi derledikleriydi.

Plaklar, kasetler çıkardı; sahnede o gür sesiyle türkü söylerken hep bizim hikâyemizi anlatıyordu.

Film de çekti, sözü müziği kendine ait olan eserler de verdi.

*

Pek çok türküyü biz ilk defa onun sesinden dinledik.

Maden dağının duman olduğunu, Hasan kalasında ceketinin kaldığını…

Mardin kapının şen, fakat buralarda yâr sevmenin zor olduğunu haber verdi.

Esmer yârin kibarlığından bahsetti. (Belki de kibar yârin esmerliğinden.)

Kalenin bedenleri yanında gidenleri çevirmek gerektiğini…

Aşağıdan bir yel esince dalların kırılacağını, velhasıl türkülerin bizi anlattığını söyledi yıllarca.

Her zaman sevgiyle baktığı aziz milletimize izzet-i ikramda bulundu bütün gönlüyle.

*

Sanatçı şüphesiz çağının tanığıdır.

Acısıyla tatlısıyla, hüznüyle kederiyle ve neşesiyle hayatın her yönünü sanatına yansıtır.

Kaçınılmaz bir durumdur elbette bu tutum.

Diyebiliriz ki tercihe kalmış da değildir.

Şu sıkıntılı günlerde yaşadıklarımızı, sevgili İzzet Ağabeyimiz, bir şiirle dile getirdi.

Ve bunu sizlere ulaştırmayı isteyince, kırmayıp izin verdi.

Başımın üstünde taşıdım ‘Zerre’ mahlâslı bu mısraları.

Emaneti size ulaştırmaktan onur duyduğumu da belirtmek isterim.

Yakında müzikli hâlini de göreceğiz nasipse.

**

Korona

Amansız korona dünyayı sardı

Derdimiz üç beşken yüze getirdi

Atom gibi sarstı dünyayı vurdu

Bütün ülkeleri dize getirdi

İki bin yirmi’de dünya tutuldu

Kefensiz cesetler yola atıldı

Kimisi fırında yandı yakıldı

Od gibi yandırdı göze getirdi

İnsanlar diyor ki bunu hak ettik

Doğayı kirlettik kestik katlettik

Açlıktan ölene baktık seyrettik

Yaradan ders verdi ceza getirdi

İsraf tavan yaptı vicdan çürüdü

Haram mübah oldu aldı yürüdü

Kâbe mahzun kaldı kuşlar bürüdü

Bu ibret bizlere eza getirdi

Mülteci yurdundan naçar taşındı

Bedeni yüreği ruhu aşındı

İltica yolunda dram yaşandı

Dikta özgürlüğe vize getirdi

Zerre der bulunur derman ve aşı

Geçer bu dünyanın ölümcül kışı

Sağ olsun sağlıkçı efradı başı

Yokuştan çıkarıp düze getirdi