|
Kes, tıraşı…

Aydın Doğan, “Yurtdışına yerleşeceğine” dair iddialara karşılık “Ben Anadolu’nun ortasından geldim. Türkiye dışında yapamam, yaşayamam” demiş!

Yeşilçam repliği gibi konuşmuş, Yurttaş Doğan…

Onun bu lafını duyan da “Bu topraklara ne kadar da bağlı bir adam…” falan diyecek; Aydın Bey’in “gösterisini” afiyetle yiyecek, ha!

Vay ki, vay…



Vatanına gerçekten bağlı bir medya patronunun sahipliğindeki gazeteler ve televizyonlar; yıllardır tüm hücreleriyle “Batı putçuluğu, Amerikancılık, İsrailcilik, Almanya muhipliği vesaire” yapar mı, hiç?

Bu gibi “gözbağcılık” vaziyetlerinde, kısaca “Kes tıraşı” diyoruz!

* * *

Aydın Doğan, Cuma günü ilk sayfadan yayınlanan veda mesajında; Hürriyet okuyucularına şöyle sesleniyordu:

“Yayıncı olarak, gazeteciliğin evrensel kurallarına bağlı kaldım, bağımsız ve objektif haberciliğe önem verdim…

Devletimizin çıkarlarını, milletimizin hak ve hukukunu korumaya özen gösterdim…” (23 Mart 2018)

Buradayız ve “Duy da, inanma!” diyoruz.

Mesela…

Aydın Doğan’ın medyası, bunca yıldır hangi devletin çıkarlarını korumaya özen gösterdi, acaba?

El Cevap: Amerikan devletinin, İsrail devletinin, Alman devletinin!

-Arşivde sayısız belgesi var, saymakla bitmez…

Ayrıca…

Doğan Holding’in ortağı Axel Springer şirketinin yayın ilkelerindeki malum üçüncü ve dördüncü maddeleri de “bu vesileyle” hatırlatalım!

Milletinin hak ve hukukunu korumaya özen gösterdiği iddiasındaki Aydın Doğan, 28 Şubat darbesinin medyadaki lokomotif patronuydu…

Sadece bu örnek bile, Aydın Doğan’ın veda mesajındaki kuyruklu yalanını berhava etmeye yeter!

28 Şubat sürecinde darbecilerle işbirliği yapan Yurttaş Doğan’a; Akit, manşetinden “Satmakla Kurtulamazsın” diye –isabetle- sesleniyordu! (23 Mart 2018)

* * *

Yurttaş Doğan, bundan sekiz yıl önce “kapalı kapılar ardında” o dönemde kendi medyasında çalışan bir yazara “AKP seçmeni benim müşterim değil!” demiştir!

* * *

7 Haziran ve 1 Kasım 2015 genel seçimleri öncesinde başta Hürriyet ve Posta olmak üzere Doğan Medyası’nın yayınları incelendiğinde; AK Parti’ye nefreti zirveye çıkan bu grubun HDP ve CHP için seferber olduğunu görebilmek hiç de zor değildir.

7 Haziran 2015 öncesinde CNN Türk ekranlarında uzunca bir süre asılı kalan alt başlıkta “HDP’ye oy ver, kurtul” cümlesi okunuyordu…

Doğan Haber Ajansı da “Diktatörden hesap sorun, oyunuzu HDP’ye verin” diye tweet atmıştı!

Ya, FETÖ? Yurttaş Aydın Doğan, 2013’te “Türkiye’de demokratlığı Fetullah Gülen’in temsil ettiğini” söylüyordu!

Aydın Doğan’ın “Hükümeti ben kurar, ben yıkarım” dediği, Yeni Şafak’ın 2 Kasım 2001 tarihli nüshasında yer almıştı…

Doğan Medyası, 3 Kasım 2003’ten bugüne kadar AK Parti Hükümeti’ne karşı pek çok “psikolojik harp” icra etti; hiçbirinden netice alamadı…

Aydın Doğan; epeydir hükümet de kuramıyor, hükümet de yıkamıyor!

Washington’ın Ankara’ya karşı birbiri ardına “hayati yenilgiler” aldığı bir dönemde; Aydın Doğan da medyadan gidiyor!

* * *

Kırkıncı yılına girerken medyasını satma kararı alan Aydın Doğan’ın “derin görevi” bu topraklardaydı…

Oto yedek parçacısı iken; 1979 yılında Vehbi Koch’un damadı İnan Kıraç’ın elinden tutmasıyla Milliyet’in yeni sahibi olmuştu.

1994’te ise Erol Simavi’den “Türkiye’deki Amerikancı Baronsal Yapı’nın başat gazetesi” Hürriyet’i satın aldı…

Her iki satış da derin hadiselerdir.

Doğan, bir internet sitesinin sorularını cevaplarken…

1994’de Erol Simavi’nin kendisine “Şekerim sen bu işin altından kalkamazsın” dediğini hatırlatıyor!

Doğan, Simavi’ye şu cevabı vermiş:

“Niye öyle diyorsun? Yaparız! Sen paranı aldın, ben de gazeteyi…”

Aydın Doğan, bu konuşmayı böbürlenerek anlatıyor ve “Medyadan herkesin gelip geçtiğini, sadece kendisinin tek kuşakta kırk yılı bulduğunu” işaretliyor…

Arkasındaki Güç Odağı’nın tam desteğiyle “medyadaki hükümranlığı” kırk sene sürse de…

-Sonunda, ne oldu? İşte, Yurttaş Doğan da gidiyor!

* * *

Amerikancı Hürriyet’in eski yazarı Altaylı, Habertürk’te “Doğan Medyası’nın Demirören’e satışını” değerlendirirken şunları yazdı:

“Aydın Doğan, yıllarca medyada rakibi kalmaz ise çok güçlü olacağını düşünen bir medya patronu olarak göze çarptı…

Ama sonunda bu işin öyle olmadığını görmek zorunda kaldı. Doğa ve sistem böyle çalışmıyor…

‘Herkes gidince, meydan bana kalır’ diye bir şey yok…

Herkes giderse, sen de kalamazsın…” (23 Mart 2018)

* * *

Medyamızın Leon’u, daha doğrusu Jean Reno’su Fatih Altaylı, 31 Temmuz 2009 tarihinde ekranda “Aydın Doğan, iş dünyasının Alâeddin Çakıcısıdır!” demişti!

#Aydın doğan
#Medya
#Siyaset
6 yıl önce
Kes, tıraşı…
Zamanda ve mekânda bir uyanış: Sîdî Ukbe Ulucamii
19 Mayıs’a 10 gün kala…
Uluslararası doğrudan yatırımları çekmek
Enflasyon, döviz kuru beklentileri ve CDS
İsrail ve Batı’nın çifte standardı