İncirlik Üssü, FETÖ’nün 15 Temmuz’daki hain darbe kalkışmasına yardım ve yataklık yaptı. Belgelenmiş bir gerçektir. Kaçışı yoktur.
Onlarca CIA ajanı, 15 Temmuz gecesi FETÖ ile birlikte işin içindeydi: Ki, Ankara’nın elinde bunun da belgeleri mevcuttur.
Donald Trump’ın dahi “itiraf ettiği” bir hadiseden bahsediyoruz!
Velhasıl, 15 Temmuz gecesi ABD “cürmümeşhut halinde” yakalanmıştır.
*
Washington, hemen her krizde Ankara’ya tehdit ve şantajlar savuruyor: “Yaptırım da yaptırım” diyerek hareket çekiyor!
Ankara; hem, 15 Temmuz’da CIA ile FETÖ’nün sahadaki işbirliğini, hem de İncirlik Üssü’nün FETÖ darbecilerine yardım ve yataklık edişini, Washington’a karşı “iki büyük koz” olarak masaya sürmelidir…
Kuşkusuz, bu sağlam ve kritik kozların Haydut Amerikan Devleti’ne karşı ileri sürülmesinde hayli gecikilmiştir: Hiç olmazsa, bundan sonra daha fazla gecikilmemelidir.
*
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Türkiye’nin S-400’leri satın almasına karşılık “Kanunlar, yaptırım uygulamayı gerektiriyor. Eminim, kanunlara uyacağız. Başkan Trump da uyacak” diye konuştu.
Rupert Murdoch’ın sahipliğindeki The Wall Street Journal gazetesi ise “Erdoğan bu S-400’lerin bedelini ağır bir biçimde ödeyebilir!” diyerek Sam Amca’sının “tehdit” repliğini kullandı!
*
ABD, şu CAATSA’ya dayanarak yaptırım kararını ilan ettiği andan itibaren Türkiye’yi “hasım” (düşman) diye tanımlamış olacak!
Madem öyle…
Maalesef; iktidardaki artı muhalefetteki muhtelif siyasiler, ABD için halen daha “dostumuz; stratejik ortağımız; müttefikimiz” demeye devam ediyorlar!
Ezcümle…
Haydutluğu, eşkıyalığı, kahpeliği, barbarlığı, kan dökmeyi “devlet politikası” olarak uygulayan Amerika Birleşik Faşistleri, ancak güçten anlar!
“Ertuğrul, sen Türkiye’de zaten ABD’ye sığınmış gibilerden yaşıyorsun!” diyenleriniz olabilir, tabii…
Devam edelim…
“Geçmişteki darbelerde farklı siyasi görüşlerden kimselerin büyük çoğunlukla Batılı ülkelere ABD’ye veya Avrupa ülkelerine sığındıklarını” anlatıyor ve her zamanki gibi “optik çarpıtma” yapıyor, Ertuğrul!
*
*
007 Ertuğrul’un uğruna etki ajanlığı yaptığı ABD, FETÖ’sü ile birlikte darbeyi başarsaydı: bu Ertuğrul, asla hiçbir yere gitmez veya sığınmazdı…
Şimdilerde kaçak vaziyetteki Fetullahçı takımının alayıyla şen kahkahalar atarlardı: Dahası, mesela Eyüp John’ları ile “sağlığına” kadeh kaldırırlardı!
Sığınmak ne kelime; TRT bildirisiyle NATO’ya bağlılıklarını sunan Fetullahçı Yurtta Sulh Konseyi’nin darbecilerini alkışlar, Sam Amca’sının Cuntacılarına köşesinde günlerce övgüler sıralardı! Zerre kuşkumuz yok…
Aynen, 28 Şubat’ta yaptığı gibi! Yıllardır “Ben, hala 28 Şubat’ı destekliyorum” diyen de Ertuğrul’dur!
*
Yaltakçı Ertuğrul’un asıl karın ağrısı ise şudur:
Yani, nedir? “ABD, bize hangi kötülüğü yaparsa yapsın, hangi yaptırımı uygularsa uygulasın; biz yine de onların suyuna gidelim, boyun eğelim!” demektir, bu!
Türkiye’nin azılı düşmanı ABD’nin çıkarları için çalışan/derin görev yapan Ertuğrul gibi Etki Ajanları; işte bunun gibi aşağılık “ayar çekmeler” yahut böylesi “psikolojik harekâtlar” için vardır!
