|
Azdan az, çoktan çok gitsin

Gelecek 4 yıl içinde bugün para kazandıran piyasadaki işlerin dörtte biri olmayacak.

Bankada çalışmak, sekreterlik ve kasiyerlik gibi ofis işleri, en hızlı yok olacaklar arasında.
Yapay zekada makine öğrenimi ve siber güvenlik uzmanlığı
revaçta olacak. İş dünyasında şirketler ve markalar
yeşil dönüşüm
ismiyle yeni ekonomik döneme geçme denemeleri yaparken sabit ücretle çalışan emek dünyasında bu
değişim
daha yavaş.
Dönüşümün bedelini herkes öderken faturada
aslan payı
her zaman ve her dönem olduğu gibi yine
çalışanlara
düşüyor.
Dijitalle hız kazanan dönüşüm küresel ekonomide büyümeyi yavaşlatırken,
yüksek enflasyon ve işsizlik
zengin fakir tüm ülkelerde dünyanın neredeyse ortak sorunu haline gelmiş durumda.
Birleşmiş Milletler Tarafından hazırlanan “
İşlerin Geleceği
” adını taşıyan raporda yer alan bilgiler bunlar. Rapor şöyle bir uyarıyla bitiyor:
Hükümetler ve iş yerleri
eğitim, yeni beceriler kazandırma ve sosyal yardım yapılarıyla yatırım yaparak geleceğin işlerine doğru dönüşümü desteklemeli.

**

Ekonomistlere göre enflasyonist ortamda insanlar ‘
yarın daha pahalı olur
” kaygısı ile ihtiyacından fazla alıyor.
Enflasyon, insanlarda
depolama ve biriktirme
hastalığına neden oluyor.

Parası olanlara özel bir hastalık bu.

Parası olmayanların hastalığı ayrı.

Onlarda da kullandığı, alıştığı aynı ürünü daha ucuza alma, bulma kaygı ve telaşı başlıyor.

İhtiyaçtan fazla ürün alma
arzu ve isteği
herkesin ortak davranışı.
Bu arada alışverişlerde
kredi kartı
kullanımının artacağı belirtilirken bunun da ödenemeyecek kadar büyüme riskine dikkat çekiliyor.
Bu durum bir
kısır döngü.
Türkiye
1970-1980 ve 1990’larda
enflasyonla yaşamaya alışkındı.

Beyaz eşya dediğimiz buzdolapları, çamaşır makinaları önceden alınır evin bir köşesine koyulurdu.

2000’li yıllarda enflasyon düşük seyredince önceden alıp kenara koyma alışkanlığı kalktı.

Ancak bu alışkanlık bugün
yeni kuşaklar
tarafından tekrar edinilmeye başlandı.
Sosyal medyadan
marketlerin indirimini takip ederek evlere mal stok eden ciddi sayıda insan var.

Ne zamana kadar?

Kartlar
dolana kadar.

**

Türkiye’de enflasyonun en önemli tetikleyicisi
döviz kurları
, ancak ücret artışının etkileri konusunda iktisatçılar anlaşamıyor.
Bir kısım ekonomistler
ücretlerdeki artışla birlikte işverenin işçi çıkarmaya yönelebileceğini ve işsizlik oranında artış görüleceğini savunuyor. Buna ek olarak,
firmaların
maliyet artışlarını fiyatlara yansıtacağını ve bu durumun da enflasyonu tetikleyeceğini ifade ediyorlar.
Bu dengeyi sağlamak için ücretlere yapılacak
zamların
harcamaları artıracağını ve bu durumun da ekonomide canlanmaya kapı açacağını iddia ediyorlar.
Diğer kısım ekonomistler
bu kısır döngünün kırılması için enflasyonun değil,
tam istihdamın
hedeflenmesi gerektiğini düşünüyorlar.
Tam istihdam hedefi ile işsiz insanların iş bulacağını, bunun da gelirleri artıracağını, elde edilen bu gelirin alışverişle piyasayı canlandıracağını, bu canlılığın da
yatırım ve üretimi
artıracağını iddia ediyorlar.

**

Gerçekten
işsizlik ve işsiz kalma endişesi
çalışanlarda mal ve hizmet alım isteğini frenliyor.

Bu da müşteri sayısını azaltıyor.

Mal ve hizmete
talebin azalması satıcı tarafı zora sokuyor.

Bu iki durum da ekonomide durgunluğa neden oluyor.

Ekonomideki durgunluk vergi gelirlerini düşürerek devletin bütçesini zayıflatıyor.

Yani
ekonomilerdeki hiçbir hareket bağımsız değil,
hepsi de olumlu ya da olumsuz birbirini tetikliyor.

Ancak işsizlik düşerse, işsiz kalma endişesi azalırsa ve gelirler artarsa insanlar, erteledikleri ihtiyaçlarını giderme yoluna yöneliyor.

Bu da
ekonominin çarklarının
yeniden normale dönmesine olumlu etki ediyor.

**

IMF’nin son raporuna göre
Avrupa’daki enflasyonu en çok artıran kalemlerin başında son iki yıldır şirket kârları geliyormuş. Yani şirketler ürün ve hizmet fiyatlarını maliyetlerinden daha fazla artırmış.
Yani diyor ki
IMF raporu
, Enflasyon canavarını kafasına göre zam yapan şirketler, tüccarlar ve üreticiler besliyor.
O zaman
bu kısır döngüden nasıl çıkarız
sorusunun tek cevabı var:
Faturayı
birlikte ödemek.
Kurtlar Vadisi dizisinin Çakır’ı gibi söyleyelim ki daha net olsun:
Azdan az, çoktan çok gitsin.
#Ekonomi
#Enflasyon
#IMF
#Yaşar Süngü
1 سال واپس
Azdan az, çoktan çok gitsin
Bir Başka Mesele: Aşırı hayvan sevgisi ‘kaydırılmış merhamet’ projesidir
Sahibinin Sesi
BM değil, Mekke Sözleşmesi
Kızın adı Rachel
Bin 187 dokunuş ve 30 genç