|
“Çok koştuk ruhlarımız geride kaldı” dedi

Zaman zaman hepimiz sıcak gündemin esiri oluyoruz.

Günlük ihtiyaçlar ve hedefler insanlıktan kırpıyor.

Kısa vadeli çıkarlar bencilleştiriyor.

Farkında olmadan yoldan çıkarıyor ve insanlıktan uzaklaştırıyor.

Arada bir fabrika ayarlarına dönmek, günün esaretinden kurtulmak lazım.

Bunun yolu da belli.

Kızılderili rehberin kılavuzluk ettiği Avrupalı bilim adamlarına dediği gibi; “Çok koştuk ruhlarımız geride kaldı. Onları beklerken azıcık dinlenelim.”

Bayramları fırsat bilerek dinlenirken de hayat tarzına, yaşam biçimine saygı duyduğumuz insanlara kulak verelim.

Bir zamanlar devlet yöneten ve yönettikleri döneme tarihte Asrı Saadet (mutluluk yüzyılı) denilen 4 değerli ismin sözlerini hatırlayalım;

**

“Haramı terk etmek, helalı talep etmekten hayırlıdır.

Veciz konuşmanın sırrı, fuzuli sözleri terk etmektir.

Sabredin, her şeyin başı sabırdır.

Akrabalar arasındaki düşmanlık ormana düşen ateşten farksızdır.

Dört şeyi dört yere bırakın; Uyumayı kabre, rahatı sırat köprüsüne, övünmeyi mizana, arzu ve istekleri cennete.

Olgun kimse affetmeyi borç, iyilik etmeyi farz olarak kabul eder.

Komşunla münakaşa etme; zira misafirler gider, o kalır.

Ne söylediğini, kime söylediğini ve ne zaman söylediğini unutma.

Övünmekten sakın

Doğruluk emanet, yalancılık hıyanettir.

Kabre azıksız giren, gemisiz denize çıkmış gibidir.

Kalp katılığı, çok yalan ve hasetten meydana gelir.”

İlk halife Hz. Ebubekir.

**

“Adalet mülkün temelidir.

İnandığınız gibi yaşamazsanız yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız.

En çok korktuğum şey, dili ve sözleri ile âlim; kalbi ile cahil olan kimselerdir.

Bir insanın şöhretine ve görünüşüne aldanma, namaz ve niyazına bakma aklına ve doğruluğuna bak.

Şiddet göstermeden güçlü, kuvvetli; zayıflık belirtmeden yumuşak ol.

Borcunu azaltırsan hür yaşarsın, Günahlarını azaltırsan rahat ölürsün.

Bir adamı adaletsizce övmek onu boğazlamaktır.

Adalet olmadıkça, yönetimin, edep olmadıkça asaletin, cömertlik olmadıkça zenginliğin, güven olmadıkça sevincin, kanaat olmadıkça fakirliğin, alçak gönüllülük olmadıkça yükselmenin, Allah’ın başarıya ulaştırması olmadıkça çalışmanın faydası olmaz.

Fazla gülmeyi terk edene heybet verilir.

Fazla konuşmayı terk edene hikmet verilir.

Oburluk bu dünyada hamallık öldükten sonra ise pis kokudur.

Hangisi daha hayırlı bilemediğim için darlık ve bolluk günlerimin hiçbirine aldırış etmedim.

İnsanlığın şerefi aklıyla, asaleti diniyle; şahsiyeti ahlakıyladır.

Helâlin onda dokuzunu harama düşmek korkusu ile terk et.

Allah-ü Teâlâ başkasına acımayana acımaz, affetmeyeni affetmez, özür kabul etmeyenin özrünü kabul etmez.”

İkinci Halife Hz. Ömer.

**

“Sultanların kudreti ve zarafeti adâlettir.

Çok konuşmak dili kaydırıp şaşırtır, dostları usandırır.

Kişinin aklını beğenmesi, ahmaklığına delâlettir

İyilerle dost ol; kötülerin kötülüklerinden emin olursun.

Öfkene hakim olmaya devam et, âkibetin hayrolur.

Bir zorlukla karşılaştığında sabret, çünkü hiçbir güçlük yoktur ki, arkasından kolaylık gelmesin.

Kişi nefsini ihmal etse de fakirlik canına tak etse de, gönül tokluğu onu başkalarına muhtaç olmadan kurtarır. Kendisini de güzelleştirir.”

Üçüncü Halife Hz. Osman.

**

“İleride öyle bir zaman gelecek ki,

Katletme zulmetmeden hükümdarlık olmayacak.

Çılgınlık ve cimrilik etmeden zengin olmak mümkün olmayacak.

Kişilerin arzularına uymadıkça da insanlarla sohbet etmek mümkün olmayacak.

Haksızlığın önünde eğilmeyin, hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz.

7 yaşına kadar olan çocuğunuzla oynayınız, 15 yaşına kadar arkadaşlık ediniz, 15 yaşından sonra istişare ediniz.

Evvela kendi nefsine, sonra insanlara nasihat edin.

Mazlumun öç alma günü, zalimin zulmettiği günden daha korkunçtur.

Yüksekliği aradım onu alçak gönüllülükte buldum.”

Dördüncü ve son Halife Hz. Ali.

**

Bazen naklettiğim sözlerin o insanlara ait olup olmadığını soran ve kaynak isteyenlere şu hikayeyi anlatıyorum, siz de öyle yapım, tavsiye ederim;

Şilili ünlü şair
Pablo Neruda’nın
yaşamını anlatan
“Il Postino”
isimli bir filmde Neruda’nın mektuplarını taşıyan postacı ile arasında geçen efsane konuşma şöyle;

-Benim şiirimle kızı baştan çıkarmışsın.

-O şiir sana ait değil.

-Benim yazdığım şiirin bana ait olmadığını mı söylüyorsun?

-Evet. Şiir, yazana değil ihtiyacı olana aittir!..

#Asrı Saadet
#Hz. Ebubekir
#Hz. Ömer
#Hz. Osman
#Hz. Ali
#Yaşar Süngü
1 yıl önce
“Çok koştuk ruhlarımız geride kaldı” dedi
Kamûs-i Bahrî
Nobel senin kedin olsun
Bir Başka Mesele: Aşırı hayvan sevgisi ‘kaydırılmış merhamet’ projesidir
Sahibinin Sesi
BM değil, Mekke Sözleşmesi