İnternet çağının en pozitif ve olumlu yanı, ekonomik ve sosyal her alanda fırsat eşitliğini sağlamaya uygun olma özelliğidir herhalde. Diğer olumlu tarafı da fiziksel sınırları kaldırmış olması.

İnternetin olduğu dağ başındaki bir köyden dünyanın en büyük şehirlerine mal satma imkânı var. Yine aynı köyde yaşayan kız ya da erkek bir gencin kendi yetenek ve becerilerini dünyaya göstermek imkânı mevcut.

İnternet çağının en negatif ve olumsuz tarafı da ciddi bir güven sorunu doğurması.

**

Yeni dünya düzeninde iş modellerinin hızla değiştiği bir döneme tanıklık ediyoruz. Dijitalleşme sürecinde e-ticaret artık hayatımızın olmazsa olmaz bir parçası haline geldi.

Pandeminin iş modelleri üzerinde etkisinin en güçlü şekilde hissedildiği alanlardan biri de ticaret oldu.

Dünya’da tüm ülkelerde sınır ötesi e-ticaretin büyüme trendi izleniyor.

2020 yılı sınır ötesi e-ticaret hacmi 1 trilyon dolar olan beklentiyi aşarak 1,5 trilyon dolar olarak kaydedildi.

Bu hacmin 2026 yılında küresel düzeyde 4,82 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.

**

TÜSİAD-Deloitte Digital iş birliği ile hazırlanan “E-ticaretin öne çıkan başarısı, tüketici davranışlarında değişim ve dijitalleşme” raporunda dünyada ve Türkiye’de e-ticaretin gelişimi ve yakın dönem gelişmeleri incelenmiş, sosyal ticaret, etkileyici pazarlama, doğrudan tüketiciye satış, e-ihracat ve Çin pazarı gibi güncel başlıklar üzerine değerlendirmeler yapılmış.

Özetle raporda neler var bakalım;

- İnternet penetrasyon (içine girme) oranı yüzde 90’lara yaklaşan gelişmiş ülke oranlarıyla karşılaştırıldığında, 2016 yılında Türkiye’de yüzde 58 olan internet penetrasyonu hızla yükselmiş ve 2020 itibarıyla yüzde 78 seviyesine ulaşmış.

- 2020 yılında küresel olarak 3,6 milyar sosyal medya kullanıcısı bulunmakta olup 2025 yılında bu rakamın 4,41 milyar olması bekleniyor.

- Dünyada 16-64 yaş aralığındaki kullanıcılar internette günlük ortalama 6 saat 54 dakika geçirirken, sosyal medya da geçirilen süre 2 saat 25 dakika.

- 2020 yılında dünya genelinde yapılan e-ticaret ödemelerinin yüzde 44,5’i dijital/mobil cüzdan ile yapılmış. 2024 yılına gelindiğinde dijital/mobil cüzdan ile ödemelerin yüzde 51,7 düzeyinde olması bekleniyor.

- Türkiye’de mobil temassız yapılan ödeme işlem adeti, 2020 yılında 10 milyon 281 bin, 2021 yılının 11 aylık döneminde ise 18 milyon 701 bin olarak gerçekleşmiş.

- 2020 yılı itibarıyla Çin 2,29 trilyon ABD Doları tutarında e-ticaret satışı ile e-ticaret pazarının en güçlü oyuncusu. Onu 794,50 milyar ABD Doları ile Amerika Birleşik Devletleri takip ediyor. Ardından İngiltere, Japonya, Güney Kore ve Almanya geliyor.

 Türkiye’de istihdamın yüzde 72’si KOBİ’ler tarafından sağlanıyor. Türkiye’de elektronik satış yapabilen şirketlerin sayısında artış yaşanması için KOBİ’lerin dijitalleşmesi gerekiyor.

- 2021 yılının ilk yarısında ülkemizde e-ticaret hacmi 161 milyar TL olurken reel büyümede yüzde 49 artış gerçekleşti.

- 2019’dan 2020 yılına geçerken e-ticaret rakamlarında en fazla artış gösteren kategori yüzde 283’lük bir artış ile gıda süpermarket oldu.

- 2020 itibarıyla çevrimiçi gıda alışverişi harcamaları, ABD’de yüzde 54 büyüyerek 95,8 milyar Amerikan Doları olarak gerçekleşti. Bu rakam toplam e-ticaret harcamalarının yüzde 12’sine, gıda alışverişi harcamalarının yüzde 7,4’üne denk geliyor.

- 2020 yılının son yarısında Türkiye’nin e-ihracatı 1,42 milyar ABD Doları buldu.

- Türkiye’nin en çok sınır ötesi e-ticaret yaptığı ülkeler Almanya, ABD ve İngiltere.

- Türkiye e-ihracat kapsamında gönderilerde en çok satış yapılan ürün kategorileri; hazır giyim, ev eşyaları, süsler ve aydınlatma cihazları, otomotiv ürünleri olarak sıralanıyor.

**

Hızla değişen bu çağda ne yapmalıyız sorusu kadar nasıl yapmalıyız sorusu da önemli. Dijital değişime adil ve bize yakışır şekilde ayak uydurmalıyız.

Küresel rekabet şartlarının her geçen gün zorlaştığı bu adaletsiz ekonomik düzende genç ve dinamik neslimizin becerilerini artırarak girişimcilik alanında onları daha fazla cesaretlendirmeli; buna yönelik gereken kaynakları ayırmalıyız.

e-ticaret konusundaki potansiyelimizden azami şekilde faydalanıp, dijital dönüşümde rekabetçi bir ülke olabiliriz.