|
Dünyayı fakirin sofrası kurtaracak

“Bit pazarından giyin ama mutlaka kaliteli beslen” diyordu ihtiyar adam yanındakine.

Zeytinyağını ve mevsim ürünü sebze ve meyveleri sofrada ihmal etmemesini öneriyordu.

İhtiyar adam haklıydı.

Sabit ücretli, düşük gelirli insanlara şehirleri yaşanmaz hale getiren ve göçe zorlayan yüksek enflasyon, semt pazarlarından çok
zincir marketlerde
ve
işlenmiş gıdalarda
.

Belki de tavan yapan enflasyon yüzünden paketlenmiş gıda fiyatlarının çok yüksek noktalara ulaşması insanları zorunlu olarak sağlıklı beslenmeye yönlendirecek.

Her şerde bir hayır aramak gerekirse bizim bu enflasyon şerrinden çıkaracağımız hayır,
sağlıklı beslenmek zorunda kalmak
olacak herhalde.

**

Son dönemlerin en çok konuşulan beslenme modellerinden biri de
temiz beslenmeymiş
.

Uzmanlar öyle söylüyor.

Temiz beslenmeden kastedilen de şu;

Vücudun kolay hazmedebileceği, yakarken toksin oluşumuna sebep olmayan,
taze, organik, besin değeri yüksek
, mevsimine uygun, yerel, kimyasal işlemlerden geçmemiş yiyeceklerden oluşan ve
iyi yağlar
kullanılarak, çoğunlukla
ev yapımı
beslenmeyi ön plana çıkaran bir beslenme modeli.

Temiz beslenmenin temelini, uzun ve sağlıklı yaşamın sırrı olarak kabul edilen Akdeniz mutfağı oluşturuyor.

Balık, otlar, sebze ve meyveler ile zeytinyağından oluşan
Akdeniz mutfağı
, yüksek besin değeri içeren bir yapıya sahip.

**

Bana göre
fakirin sofrası
da temiz beslenme konusunda
Akdeniz mutfağı
kadar iddialıdır.
Anadolu’da
tarhanaya rençberin kahvesi
derler ve her yörenin farklı tarzda tarhanası vardır.
20 sene öncesine kadar kırsal bölgelerde çiftçiler sabah güneş doğmadan evden çıkarken tarla ve bahçeye aç giderler, saat 10 gibi de arkalarından evin hanımı veya kızının pişirip getirdiği
tarhana çorbasını
içerlerdi.
Öğlen yemeği de genelde ev yapımı
yoğurdun
veya
ayranın içine
doğranan mis gibi kokan köy ekmeğini kaşıklamaktan ibaretti.
Hayvancılığın yoğun olduğu yerlerde
pastörize sütçülerin sokak sütü
diye itibarsızlaştırmaya çalıştığı ineğin memesinden doğrudan sofraya gelen o süte doğranmış buğday kokan ekmek öğlen menüsü olurdu.

En kuvvetli öğün sebze ve etin olduğu akşam yemeğiydi.

**

Kahvaltı alışkanlığı son 20 yılın modasıdır.
Obeziteye bir başlangıç noktası aramak istersek
serpme kahvaltı denen saçma sapan
alışkanlığa geçişi sayabiliriz.
Bu kadar kısa sürede aşırı kiloda Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü olmamızın sebebi de bana göre
çorbadan kahvaltıya
geçiştir.

**

Sürdürülebilir ve temiz beslenme konusunda halkı uyaran
Diyetisyen Emel Terzioğlu Arslan
bunun için neler yapılması gerektiğini şöyle sıralamış;

Günde en az 2 öğününüze koyu yeşil yapraklı sebzeleri dahil edin.

Farklı sebze ve meyveler ile tabağınızı renklendirin.

Mevsiminde ve yerel ürünleri tercih edin.

Etiket okumayı
alışkanlık haline getirin.
İşlenmiş ve paketli
gıdalardan uzak durun.

Şeker ve tuz tüketimini minimuma indirin.

Kızartmalardan uzak durun.

Yani diyor ki uzmanımız,
sağlığını ve cüzdanını
düşünüyorsan kışın domatesten salatalıktan, patlıcandan uzak dur.

Kış mevsiminde kışlık yiyecek ve içecekleri, yaz mevsiminde yazlık yiyecekleri tercih edersen hem sağlıklı beslenmiş olursun hem de fazla para harcamazsın.

Cüzdanın da rahatlar bedenin de.

**

Dünya genelinde
1,4 milyar hektar alan
gıdaların üretimi için kullanılıyor ve taze su kaynaklarının
yüzde 25’i
israf edilen gıdalar için harcanıyor.
Küresel ısınma ve iklim değişikliklerinin en önemli sebeplerinden biri olan sera gazı salınımının
yüzde 25’i
tahıl üretimi, hayvancılık ve ormancılık kaynaklı.
Kalan
yüzde 75’i
de aşırı üretimle ayakta durmayı kendine amaç edinen küresel sanayicilerin.

Bu nedenlerle sürdürülebilir bir dünya için sürdürülebilir bir beslenme tarzını benimsemek gerekiyor.

BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)
, sürdürülebilir beslenmeyi güvenli, sağlıklı ve düşük çevresel etkiye sahip olarak tanımlamış.
Yani ulaşılabilir, adil, ekonomik olarak karşılanabilir, doğal kaynakları koruyan,
çevreyi kirletmeyen, gıda güvenliğine
katkı sağlayan ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarından ödün vermeyen bir model.

Bu beslenme şekli ile çevresel sorunları azaltabilir ve sürdürülebilir bir dünya adına olumlu yönde büyük değişimler elde edebiliriz deniliyor.

BM’nin önerdiği model, işlenmiş gıda alamadığı için organik beslenmek zorunda kalan
insanların yemek modelidir.
Yaşanmaz hale getirilen dünyayı bir gün
fakirin sofrasının
kurtaracağı kimin aklına gelirdi?
#FAO
#Yemek
#Mutfak
#İsraf
1 yıl önce
Dünyayı fakirin sofrası kurtaracak
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!