İşsizlik hakkında başarılı bir yazar, girişimci ve uzman olarak ün yapmış bir adam Zelinski.
Kanada’da Alberta Üniversitesi’nin Mühendislik Bölümü’nden mezun olup yüksek lisansını yine aynı üniversitenin İşletme Bölümü’nde yapmış.
Sonra iş hayatına adımını atmış.
Çalıştığı şirkette 3 yıl boyunca hiç tatil yapmamış.
4’üncü yıl tatile çıkmaya karar vermiş ancak tatil dönüşünde kovulmuş.
İlk anda kovulmuş olmak çok kötü etkilemiş ancak sonra işsiz olmanın sandığı kadar kötü olmadığının farkına varmış.
‘
adı bir kitabı da bu sürede yazmaya karar verdiğinde hiç yazarlık deneyimi yokmuş.
Sonuç; ’
’ başlıklı kitabı 17 dile çevrilip, en çok satanlar listelerine girdi.
İşsizlikten yazarlık üreten Zelinski’nin bugün çok satanlar arasında 15 kitabı bulunuyor.
Yazar,
işsizliğin başka bir işin kapısı olma durumunu
bizzat yaşamış.
Bazen sen yandım, bittim dersin ama kader der ki; “Ben bitti demeden bitmez”.
, dünyayı kasıp kavuran küresel krizin işsizler ordusunu büyüttüğünü ancak moral bozmamak gerektiğini,
her durumda mutlaka bir fırsat doğduğunu
, işsiz kalmanın her an bir işe dönüşebileceğini söyleyerek işsiz kalanlara umutlu olmaları gerektiğini söylüyordu.
Katıldığı konferanslarda hayat felsefesini şöyle anlatıyordu;
Yaşamamızın 3’te 1’ini çalışarak geçiriyoruz.
Aslında daha az çalışarak, daha verimli olabiliriz.
İşkolik olmak hayatı zorlaştırır.
Hep daha fazlasını istiyoruz.
Oysa bazen az daha fazla anlamına gelebiliyor.
Daha fazla çalışıp daha fazla kazanıyoruz.
Yapmak istediklerimizi geleceğe havale edip, emeklilik hayalleri kuruyoruz.
Ama emeklikte yapmak istediklerimizi yapıp aynı zamanda çalışabilmemiz mümkün.
Hayat standartlarımız geliştikçe daha fazla çalışır ve daha az kendimize zaman ayırır hale geldik.
Emekli olmadan uzun yıllar önce iyi bir iş / özel yaşam dengesi kurun.
Sürekli bir işte çalışıyorsanız,
sakın hafta sonlarında çalışmayın
.
Gerçek dostluklarınızı göz ardı etmeyin ve yaşatın; insanlar siz emekli olduğunuzda yanınızda bulunsun.
Mutlu olmayı emekli olana kadar ertelemeyin.
Maddi durumunuzdan bağımsız mutlu bir emeklilik döneminin sırrı; emekli olmadan önceki mutluluğu keşfetmekte yatar.
Yaptığın işi sevmiyorsan, git kendine başka bir iş bul ya da kaleme sarıl, bir kitap da sen yaz.
Yazar kitabında insanlara sevdiği işi yaparsa başarılı olacağını anlatırken
dinlenmeyi ve hırs yapmamayı
öneriyor.
Önerisine destek olması için de kitabında ünlü isimlerin sözlerinden alıntılar yapmış.
Kitaptan bazı ilginç alıntıları biz de paylaşalım;
Babam bana çalışmayı fakat işin esiri olmamayı öğretti. Şimdi okumanın, hikaye anlatmanın, şakalaşmanın, konuşmanın ve gülmenin iş kadar hatta ondan da önemli olduğunu biliyorum (
).
Mutluluğun formülü, gerektiğinde önemsiz şeylerle meşgul olabilmektedir (
).
Yorgun bırakan günlük yaşam, ancak bir aptalın karşılaşabileceği bir hayat krizidir (
).
Eğer boş zamanınız yoksa, ruhunuzu kaybediyorsunuz demektir (
).
Hayat birçok engelle doludur, en büyüğü de kendinizsinizdir (
).
İnsan ihtiyaçlarının değil, arzularının esiridir (
).
İyi bir dinlenme, iyi bir işin yarısıdır (
).
Bu dünyada iki trajedi var. Biri istediğini elde edememek, diğeri de elde etmektir (
).
Gereğinden çok çalışmanın karşılığını ileride bir gün alabilirsiniz, ama dinlenmenin karşılığını hemen alırsınız (
).
Ben uluslararası şöhretimi haftada bir – iki kez düşünme ve dinlenmeye vakit ayırma sayesinde yaptım (
).
Kalitenizin ölçüsü boş zamanlarınızda ne yaptığınızdır. Medeniyetlerin kalitesi de insanlara sağladığı boş zaman ve bunun kalitesi ile ölçülür (
).
Durmayın, durursanız çürürsünüz, az ya da çok yeter ki akın.
Ne derler, su akar yolunu bulur.
İstedikten sonra her zaman yapacak bir şey vardır.
Neye niyet ederseniz karşınıza onunla ilgili alanlar çıkacaktır.
Tıpkı internet dünyasında dolaşırken karşınıza çıkan reklamlar gibi.
