Özellikle Türkiye gibi önümüzdeki yüzyıla damga vurmaya talip, bu yüzyılı kendi yüzyılı kılma iddiasına sahip bir ülkede şehir yöneticilerinin de bu talep ve iddiadan nasiplenmiş olmaları, şehirleri yönetmeye dair liyakatlerinin en önemli ölçütü olsa gerek.
Şehirlerin, bilhassa büyük şehirlerimizin kozmopolit niteliği, şehir yönetiminin de öncelikli olarak yönetimde ayak uydurmasını gerektiren önemli bir husus. Ayak uydurmanın ötesine geçip bu alanda daha da iddialı olmak da gerekiyor ama bazen şahit olduğumuz kalitesizlikler karşısında şimdilik o kadar da iyimser olmayı bir lüks olarak hissettiriyor.
Yabancı yatırımcı dostu, yabancı öğrenci dostu veya sağlık hizmeti almaya talip insanları cezbedecek bir ortamımız yok.