Afganistan’daydım, bir yandan ülkede 45 yıllık işgal ve iç savaşlardan sonra en son dünya gücü ABD’yi en ilkel silahlarıyla ve düzensiz ataklarıyla çekilmeye mecbur bırakan bir halkın, bir sosyal-siyasi hareketin sırrını çözmeye çalışıyorum.
Biri sosyal medyada anlatıyor:
AK Parti’ye katıldığım anda bende tespit ettiği bu değişime dair cümleleri CHP, DEM veya başka herhangi bir siyasi partiye katılan herhangi bir entelektüel için kurabilir mi acaba?
AK Parti’ye katılmak dolayısıyla bir gecede elden alınan entelektüellik unvanı. Kim alıyor bu unvanı elden?
Pardon ama entelektüelliğin ülkemizde işleyen böyle bir yargı düzeni mi var?
Oysa daha önce İktidar ve İslamcılık tartışması vesilesiyle, yani henüz AK Parti’ye katılmadan önce de, İslamcılığın iktidara gelerek (garipçe) tükendiğini, bittiğini, öldüğünü söyleyenlere verdiğim bir cevap vardı: “Hayrola, İslamcılığın kimseye iktidara gelmemek gibi bir vaadi mi oldu? Hangi siyasi hareketin iktidara gelme arzusu yoktur? Mesela sol hareket, sürekli muhalefette kalma sözü mü veriyor?”