|
Deprem sonrası hayata dönüş...

Hafta sonunda kısa bir Anadolu turuna çıktım. Bir günde aynı anda altı şehrimize uğradım. Aksaray, Kayseri, Elbistan, Malatya, İstanbul-Kocaeli-İstanbul arasında mekik dokudum. 

Tadı damağımızda kalan çok güzel programlar yaptık.

Aylar öncesinden planlamıştık Aksaray programını. MTO Aksaray temsilcimiz Salih Turhal hocamız,  “hocam Aksaray’da iki gün dolu dolu programlar yapalım, Aksaray’ı fethedelim” dedi ve hemen hazırlıklara başladı. 

AKSARAY’IN GENÇ ÖNCÜLERİ VE İDEALİST ÖĞRETMENLERİ
Aksaray’da önce
Şehit Önder Güzel Proje Kız AİHL’de
bitmesin istenen bir konferans verdim. 
Okulun müdürü, idealist, donanımlı ve deneyimli
Cemal Özyön
Hoca bize çok güzel bir evsahipliği yaptı. Bu okul MTO’nun Aksaray’daki ilk talebelerinin okulu. Burada MTO’nun kabına doğmaz cins talebeleri
Şehrinur Aslan var, Emine Aydın var, Güzide Sırakaya var, Rabia Akyol ve Emine Çakmak var
Salih Hoca, çok güzel bir gayret gösterdi;
dertli, idealist bir öğretmenin bir okulu değil, bir şehri, şehrin yüreğini nasıl fethedebileceğini
gözler önüne serdi. Tıpkı Samsun’u, Samsun’un ilçelerini ve
liselerini ayağa kaldıran, kendine getiren, entelektüel çapın ve akademik kalitenin ne demek olduğunu öğreten
MTO Samsun temsilcimiz
Muharrem Kartancı hocamız gibi. 
Aksaray’da
ikinci programımız
Cuma’dan sonra
Kanuni Erkek AİHL
’de oldu. Genç arkadaşların kalbini fethetmeye, kendilerini keşfetme yöntemlerini göstermeye çalıştım hem kendilerine hem de öğretmenlerine. 
Eğitimimizin en temel sorunlarından biri, dertli, idealist ve donanımlı öğretmen eksikliği
. Öğretmenlerimiz maalesef okumuyor; sanat, edebiyat ve düşünce hayatını takip etmiyor.
Okumayan öğretmenin öğrencinin “canına okuyacağını
” söylemek bile gerekmiyor. Bir avuç idealist öğretmenlerimiz hâriç elbette. Onlar da olmasa, çocuklarımız sömürgeci, ruhsuz eğitim sisteminin dişlileri arasında un ufak olup yok olacak… Oluyor da nitekim! Dertli, idealist ve donanımlı öğretmen yokluğu, eğitimimizin en kritik sorunu.
Aksaray Valimiz Hamza Aydoğdu, idealist bir vali.
Bizi, derdimizi en iyi anlayan, önümüzü açacak zihni gelişkin, ufku geniş ve derdi büyük genç kuşakların yetişmesi için gösterdiğimiz çabaya yürekten destek veren mülkî âmirlerimizden biri.

Bir saate yakın Konut’ta güzel, lezzetli bir hasbihal yaptık. Valimiz tam biz kalkacakken “Hocam, sizi Elbistan’a götürelim, çalışmalarımızı yerinde görün, biraz moral bulun” deyivermesin mi!

Akşam
Eğitime Destek Plaformu Başkanı Kuddusi Bakar
’ın girişimiyle STK temsilcileri ve MTO talebelerimizle leziz bir program yaptık
Zinciriye Medresesi
’nde.
Yemeği “
Aksaray’ın ciğeri” Ferdi Yüksel
Bey’in ciğer lokantasında yedik. Ferdi Bey, “Yusuf hocam gelince biz ağırlamak istiyoruz” demiş Salih Hoca’ya. Biz de tamam dedik, davete icabet etmemek olmaz. Lokanta değil burası sadece; yanda çok anlamlı ve güzel bir oyun alanı da yapılmış, çocuklar güle oynaya eğleniyorlar! Sevindim, bir süre onları izledim, o dünyadan uzak hallerini, hedefe kilitlenmiş vaziyetlerini…
O akşam ne bereketli akşamdı öyle! Son durağımız
Murat Görmez Bey’in
Eğitim-Bir-Sen merkezi oldu; sadece MTO talebeleriyle bir araya geldik.
Siirt’in, liseli MTO talebelerinden oluşan beşli çete’sinin ahitnamesini okuduk, genç kardeşlerimiz kanatlanıp uçtular adeta…
KAYSERİ’DE KISA BİR MOLA…

Ertesi gün, Elbistan’a gitmek üzere yola koyulduk. Sürat yaptık biraz mecburen. Kayseri’de güzel bir MTO talebe buluşması yaptık. 

Tevazuun ve görev şuurunun sembolü MTO Kayseri Temsilcimiz
Adem Karabey
ile gayretin, idealizmin güzel örnekleri
Burcu Ördek ve Yüsra Nur
kardeşlerimiz nefis bir organizasyon yapmışlar. İki saati geçen, ruh dolu, kardeşlik dolu, geleceğe b’akan güzel bir hasbihal yaptık. 
Kayseri’nin en çalışkan, en dertli dava adamlarından
Fevzi Konaç ve Mustafa Yağmur
beylerin programa renk ve ruh katmaları çok sevindirdi hepimizi.

Ve nihayet Elbistan’a yola koyulma vakti gelince, Kayseri’deki kardeşlerimizle vedalaştık akşam namazından sonra…

ELBİSTAN’I HAYATA DÖNDÜREN İKİ VALİMİZ
Elbistan’a akşam hava karardıktan sonra girdik.
Depremin enkazı büyük ölçüde kaldırılmış
, buna sevindik. Depremde en büyük hasar gören yerlerden biri Elbistan’dı çünkü.

Sokaklarda polis, jandarma hatta bekçi bile olmamasına hem şaşırdık hem de mutlu olduk “asayiş berkemâl” diye.

Depremde dimdik ayakta duran ve koordinasyon merkezi yapılan
Yeşilyurt Anaokulu’
na yerleşen Aksaray Valimiz ve kaymakamlarımız karşıladı bizi Elbistan’da. İçeri girer girmez “Çiçek Valim nerede?” diye sorunca, Hamza Valimiz,
Kayseri Valimiz Gökmen Çiçek’i aradı hemen
ve “bak, Yusuf Hoca içeri girer girmez seni sordu” dedi. 
İki valimiz çok güzel bir ikili oluşturmuşlar, Elbistan’ı ayağa kaldırmışlar Kayseri, Samsun ve Trabzon belediye başkanlarımızla birlikte.
Depremin gizli kahramanları kaymakamlarımız
, bunu da burada tarihe not düşelim.
Sabah ilk durağımız
Elbistan Cemevi
oldu. Malum Elbistan’ın üçte biri Alevi vatandaşlarımızdan oluşuyor, valilerimiz özel özen gösteriyor Alevi vatandaşlarımızın sorunlarına ve ihtiyaçlarına. Bu çok önemli ve stratejik bir hamle: Böylelikle,
tezvirat yaparak Alevi kardeşlerimizi provoke etmeye çalışan yerli ve yabancı mihraklara gereken cevabı vermiş oluyorlar. 
Cemevi dedesi Alirıza Bey, ülkemizin birliği, dirliği ve kardeşliği için kenetlenmemiz, fitne fesada fırsat vermememiz gerektiğini söyledi.
 

Aksaray Valimiz’i stratejik zekasından ötürü kutluyorum.

Gökmen Çiçek Valimizi burada tanıdım şahsen ve çok sevdim. Çok gayretli, idealist, ülkesine ve insanına âşık, o yüzden de tıpkı Aksaray valimiz gibi çok seviliyor hem şehirde hem de bürokraside. Tayyip Bey, Güneysu’da görev yaparken tanımış Çiçek valimizi ve adı “Göksel Bey” kalmış! 

Aksaray valimizle
AFAD çadır kentini ve konteynır
kentini gezdik. Hayat normale dönmüş hamdolsun.
Gezici kütüphane
kurulmuş,
çocuklar için oyunlar, film gösterimleri
düzenlemeye başlanmış… Derin bir acı ve hüzün var elbette insanımızın ve de çocukların yüzünde. Ama herkesle, herkesin sorunlarıyla teker teker yakından ilgileniyor mülkî erkân. İlk günlerde yaşanan bazı sorunlara rağmen devletimiz varlığını gösteriyor her yerde. Bu çok sevindirici.
Kayseri Açık Çarşısı kurmuş valimiz ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanımız Memduh Büyükkılıç. 
İnsanlar valilerimizin, bakanlarımızın ve tabiî Cumhurbaşkanı’mızın ilgisinden çok memnunlar, kendilerini terkedilmiş hissetmiyorlar! Öyle anlaşılıyor ki, herkes böylesine büyük bir felâketin üstesinden ancak Tayyip Erdoğan gibi bir liderin gelebileceğine ve deprem bölgesini onun ayağa kaldırabileceğine inanıyor.

Aksaray valimiz Açık Pazar’a götürdü bizi. Ticarî hayat başlamış. Harıl harıl çalışıyor, depremin yaralarını sarmak için uğraşıyor insanlar hep birlikte…

Devletin, hükümetin ve STK’ların yakın ilgisi, vatandaşlarımızın geleceğe daha bir güvenle bakmasını sağlıyor hamdolsun.

#Deprem
#Aksaray Valisi Hamza Aydoğdu
#Kuddusi Bakar
#Kayseri
#Kayseri Valisi Gökmen Çiçek
#Elbistan
#Elbistan Cemevi
#MTO
1 yıl önce
Deprem sonrası hayata dönüş...
Sistematik iletişim saldırısı karşısında biz ne yapıyoruz?..
Ve... Kitaplar
Bir Başka Mesele: Sistemi psikiyatr ve psikologlar bozdu
Niçin Diyanet
Bi şey yapmalı!