|
Türkiye, yeniden “süpergüç” olabilecek mi?
Süpergücü kutsuyor değilim.
Benim derdim, güç sahibi olmak değil, olamaz. Benim derdim dünyaya yeniden adaleti, hukuku, sulhü ve kardeşliği hâkim kılacak güce sahip olmak olabilir.
Bu anlamda bir süpergüç hayalim olmalı benim. Bir kez daha.
Bu ülkenin çocukları öylesine
aşağılık kompleksinin eşiğine sürüklendiler, öylesine celladına âşık tasmalı çekirgelere dönüştürüldüler ki,
Türkiye’nin süpergüç olmasından sözeden birine,
saralı muamelesi
yapılıyor,
sarkastik
bir şekilde tepki veriliyor hemen!

Unutma! Türkiye, dün süpergüçtü! Hem de bin yıl süpergüçtü! 

Bugün süpergüç olarak görülebilecek ülkeler, dün bizimle aynı lig’de, premier lig’de yer alan ülkeler›di!
Düvel-i muazzama’ydı!
İngiltere, Fransa, Almanya, ABD, Çin, Hindistan ve tabiî Rusya.
Bütün mesele hayal meselesi; büyük hayaller görebilme,
bu hayalleri hayata geçirme iradesine, kabiliyetine, cesaretine sahip olabilme meselesi!
HAYALLERİNİZ KADARSINIZ…
O yüzden şunu söyleceğim:
Hayalleriniz kadarsınız...
Hayalleriniz ne kadarsa, o kadarsınız...
Hayallerinizin çapı, büyüklüğü, derinliği ve özgünlüğü kadar… 
Ve ikinci olarak da,
hayallerinizi ne kadar gerçeğe dönüştürebiliyorsanız hayallerinizi kat be kat aşacak kabına sığmaz bir adamsınız.
Kendinizi aşarsınız. Kendinizi aşabildiğiniz ölçüde hayallerinizi adım adım hayata geçirme imkânı yakalarsınız.
Hayalleri olmayanlar başkalarının hayallerinin kölesi olmaktan kurtulamazlar! 
Sorun kendinize:
Siz kendi hayallerinizi mi yaşıyorsunuz, başkalarının hayallerini mi? 
İşte bu anlamda hayali, rüya ile, iddia ile eş anlamlı olarak görüyor ve kutluyorum, çok değerli buluyorum.
Hayali önemsiyor, hayalperestliği lanetliyorum. 
Hayal dirilticidir, hayalperestlik daha “çocuk” doğmadan öldürücü!
Dünya tarihini bin yıl yapmış bir ülkenin çocuklarının özgüvenine sahip değil çocuklarımız!
Dünya tarihini bin yıl yapmış bir ülkenin çocuklarının omuzları dimdik, ufukları sınırsız, iddiaları büyük, rüyaları muhteşem ve hayalleri sınır tanımaz’dır! 
HAYALLERİMİZİ ÇALDILAR BİZİM!

Hayallerini yitiren toplumların dünyaları hayaletler tarafından işgal edilir.

Hayallerimizi yok ettiler bizim… İnsanlık çapındaki rüyalarımızı... Büyük medeniyet iddialarımızı... Hayal görme melekelerimizi!

Hayallerimizi çaldılar bizim. Rüyalarımızı yok ettiler.
İddialarımızı yok ettiler.
Ruhumuzu yok ettiler. Ruhu yok edilen bir toplumun çocukları, nasıl büyük rüyalar, büyük hayaller görebilsin, büyük iddiaların sahibi olabilsin ki? 

O yüzden dün benimle birlikte tarih yapan, üstelik yaptığı tarihin çapı, kalibresi benim yaptığım tarihin kalitesi, çapı ve kalibresiyle asla kıyas bile kabul etmeyen ülkeler, İngilizler, Fransızlar, Almanlar, tarih yapmaya devam ediyor, iddialarını, rüyalarını büyütmeyi sürdürüyorlar! Ama bu ülkenin çocuklarının hayallerini çaldılar, hatta hayal görme meleklerini yok ettiler!

Dün benimle birlikte süpergüç olan İngilizler, asırlık rüyalarının izini sürüyor,
onları adım adım hayata geçirme mücadelesi veriyorlar bütün küre ölçeğinde…
Dün benimle birlikte süpergüç olan
Almanlar
, asırlık hayallerinin, sıcak denizlere açılmayı hedefleyen
Berlin’den Basra’ya uzanan, 7B stratejisi
olarak adlandırılan asırlık iddialarının izini sürüyor, onları adım adım hayata geçirme mücadelesi veriyorlar bütün küre ölçeğinde.

Fransızlar, Çinliler, Hindistanlılar da keza aynı şekilde.

Hayalleri çalınan, çünkü ruhu yok edilen ve hayal görme melekeleri buharlaştırılan tek ülkesi biziz  dünyanın!

Dün İngilizler, Fransızlar, Almanlar, Çinliler, Ruslar, Hintliler, iki asır, üç asır önce hangi hayalleri görüyor idilerse, bugün de aynı hayalleri -üstelik de daha da büyüterek- görmeye devam ediyorlar!

Ben hâriç! Türkiye hâriç.

Dün benimle süpergüç olan ülkeler bugün de süpergüçler! Ben hâriç. Tükiye hâriç!
İyi de, neden ki?
TÜRKİYE’NİN SORUNU, İNSANLIĞIN ÇIKIŞ YOLU’NUN KAYNAĞININ KENDİNDE GİZLİ OLDUĞUNU BİLEMEMESİ TRAJEDİSİ
Bize, bu ülkenin çocuklarına hayal görmeyi çok gördüler.
Büyük hayaller görmeyi, büyük iddia sahibi olmayı, rüyalarını özene bezene büyütmeyi yasakladılar.
Güdükleştirdiler bizi. Cüceleştirdiler. Cüceleştirerek hem epistemolojik hem de siyasî kölelere dönüştürdüler! Celladına âşık tasmalı çekirgelere dönüştürdüler ülkenin en parlak, en zeki çocuklarını.
Masonik-baronik şebekeler, ülkenin en yetenekli çocuklarını paraya, makama, şöhrete boğarak “sattılar”, “katlettiler”
, göz göre göre öldürdüler celladına aşık tasmalı çekirgelere dönüştürerek.
Türkiye’nin sorunu, sorununun ne olduğunu bilememesi trajedisi.
Başına ne geldiğini, bu ülkenin bizim elimizden alındığı yakıcı gerçeğini göremeyecek kadar epistemik kölelere dönüşmesi
traji-komedisi!
Laik Türkiye’nin çocukları, elbette ki, büyük hayaller göremezler! Büyük iddia sahibi olamazlar! Rüyalarını büyütemezler! Ruhu yok edilen, ruh kökleri kurutulan, dili kuş diline, dini paçavraya çevrilen,
her Allah’ın günü hakaret edilen, lanetlenen, aşağılanan çocukları nasıl hayal görebilsinler, nasıl büyük iddialara sahip olabilsinler ve rüyalarını nasıl büyütebilsinler ki?

Ama “artık yeter!” diyorum.

Ben,
dünya tarihini bin yıl önüme katıp sürüklemiş asil bir tarihin, aziz bir medeniyetin çocuğu
olarak Türkiye’yi
yeniden süpergüç
yapacak, insanlığın insanca yaşayacağı yeni bir dünya kuracak bir ülke hayal etmeyi, bu rüyamı büyütmeyi ve hayata geçirmenin yollarını bulmayı, keşfetmeyi yegâne vazifem olarak görüyorum.
Bunu, şu çivisi çıkmış dünyada benden / Türkiye’den başka yapacak herkese hayat hakkı tanıyan, derinlikli, tertemiz, merhamet anıtı, köklü, ruh dolu, adalet timsali bir medeniyet tecrübesine sahip başka bir aktör yok! 
İnsan hayal görebildiği ölçüde yaşar.
Hayal göremeyen insan, başkalarının hayallerini yaşar, başkalarının hayallerinin kölesi olmaktan kurtulamaz. 
O yüzden şu:
Nasıl bir gençlik? Çağrısı çağını kuracak, çağlayan olup akacak, meyveye duracak bir gençlik.
Hayal mi?
Hayali bile güzel!
Masal mı?
Yunus, Sinan, Itrî masal mıydı?

Vesselâm.

#Türkiye
#Politika
#Berlin
#Laiklik
#Yusuf Kaplan
1 yıl önce
Türkiye, yeniden “süpergüç” olabilecek mi?
Dostluk nedir?
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim