|

Abdulkadir Geylani kimdir?

Abdülkâdir Geylânî İslam alimlerinin ve velilerinin en büyüklerinden biridir. Önemli ilim insanlarından biri olan Abdülkâdir Geylâni'nin hayatın çok fazla kişi tarafından merak edilip araştırılmaktadır. Neticede çok fazla ismi duyulan ve çok güzel sözleri ile insanların kalbinde derin etkiler bırakan Abdülkâdir Geylânî kimdir? Abdulkadir Geylani kitapları, eserleri haberimizde.

14:49 - 16/06/2023 Cuma
Yeni Şafak
Abdulkadir Geylani
Abdulkadir Geylani

Abdülkâdir Geylânî İslami ilimlere sahip olan büyük bir veli ve alimdir. İran'ın Geylan şehrinde doğduğu için Geylani olarak anılmaktadır.

ABDULKADİR GEYLANİ KİMDİR?

Yaşadığı dönemler boyunca Muhyiddin, Kutb-i a'zam Gavs-ül-a'zam, Sultan-ul-evliya, Kutb-i Rabbani gibi pek çok lakapları da kullanan Abdülkadir Geylani çok önemli ve değerli din insanlarından biri olarak bilinir. Yaşadığı dönemin aydınlatıcısı olarak bilinen Abdülkadir Geylani Hazretleri İslam da çok büyük değerlerinden biri olarak bilinir.

ABDULKADİR GEYLANİ ESERLERİ

Geylani için aşk ile doğdu, kemal ile yaşadı ve kemal-i aşk ile de öldü denilerek, tarih düşürülmüştür. Ebced hesabına göre aşk 470, kemal 91, kemal-i aşk da 561’e tekabül ediyor. Buna bağlı olarak Geylani, 470’de doğmuştur, 91 senelik bir ömür sonrasında da 561 senesinde vefat etmiştir.

Babası Ebu Salih Musa’nın da çok dindar bir kişi olduğu bilinmekte, fakat hakkında fazla bilgi de bulunmamaktadır. Bu devrin tanınmış olan zâhid ve sufilerinden biri olan Ebu Abdullah es-Savmai’nin kızları olan annesi Ümmü’l-Hayr, Emetü’l-Cebbar Fatıma’nın kadın velilerden biri olduğu da kabul edilir. Bu konuda küçük yaşta babasını kaybeden Abdülkadir, annesi ve dedesinin himayesinde büyümüştür.

Abdülkadir Geylani Hazretlerinin Tahsili

İlk tahsiline Gîlân’da başlayan ve daha küçük yaşlarda büyüklüğüne işaret eden keramet ve alametler gösteren Abdülkâdir, onsekiz yaşına gelince ilim tahsili için annesinden izin alarak bir kafileye katılıp Bağdat’a gitti.

Geylânî’nin Bağdat’a ilim tahsili için gittiği tarih(488/1095) aynı zamanda Gazzali’nin Nizamiye Medresesi’ndeki görevini terkederek Bağdat’tan ayrıldığı tarihtir.

Orada devrin meşhur hadis, fıkıh ve edebiyat alimlerinden ilim tahsil etti ve kısa zamanda usul, fürû ve mezhebler konusunda geniş bilgi sahibi oldu.

Kısa zaman içinde kazandığı üstün şöhreti, yıldırım hızıyla yayılmış ve her tarafı kuşatarak, ilmen zamanının önderi ve imamı olmuştu. Hanbelîlerin mezhebine bağlı olduğundan,15 “Hanbelîlerin tabi olduğu şeyh” denilebilecek bir seviyeye yükselmiş, kendisinden istifade eden pek çok alim ve fakih yetişmeye başlamıştır.

Ancak o, Hanbelî mezhebinden olmasına rağmen Hanbelî ve şâfiî mezhebine göre fetva verir, verdiği fetvalarla fakihleri hayran bırakırdı.

Rivayete göre rüyasında; Ahmed b. Hanbel, Abdülkâdir Geylanî’den o sıralarda zayıf durumda bulunan Hanbelîliği canlandırmasını istemiş, O da Hanbelî mezhebine girerek bütün gücüyle bu mezhebi ihya etmeye çalışmış, bundan dolayı kendisine “Muhyiddin”(Dini ihya eden) ünvanı verilmiştir.

Bağdatta bir süre Ebû Hanife’nin türbedarlığını yaptığı da rivayetler arasında yer almaktadır.

Abdülkadir Geylani Hazretlerinin Tasavvufa İntisabı

Bağdat’da Hocası Ebû said Ali b. el-Mübarek el-Mahzumî’ nin kendisine tahsis ettiği Babülerec’deki medresede tefsir, hadis, kıraat, fıkıh ve nahiv gibi ilimler okuttu ve vaaz vermeye başladı. Ancak bir süre sonra bütün bunları bırakarak halvete çekildi.

Bağdat mutasavvıflarıyla yakın dostluklar kurduğu bu yıllarda şeyh Ebû’l-Hayr Muhammed b. Müslim ed-Debbâs(ö.525/1131)’ın sohbetinde bulunmuş, ilk intisabını bu zata yapmıştı. Onun yanında gerçek mücahidlere yakışır bir süluk çıkaran Geylânî, rivayete göre bilahare bu zata damad olmuştur.

Debbâs’dan aldığı tarikat yolunu kadı Ebi Said el-Mübarek el-Mahrumî’nin yanında kemale erdirmiş ve ondan icazet almış, tarikat hırkasını da onun elinden giymiştir.

Geylanî Bağdat ve Kerh civarında yirmibeş seneye yakın inziva hayatı sürdürmüştü. Son halvette, tam kırk gün hiç bir şey yiyip içmediği gibi, her hangi bir kişi tarafından yedirilinceye kadar da yememeğe azmetmişti.

Geylanî bu şekilde maddi ve manevi kemale erdikten sonra 520/1126 senesinde Bağdat’a dönerek yeni baştan vaaz ve nasihat toplantılarında aşk ve irfan erbabına hakikat ve marifet öğretmeye başladı.



#Abdulkadir Geylani
#geylani
#Abdulkadir Geylani kimdir
#Abdulkadir Geylani eserleri
1 yıl önce