|

Ahde vefa imandandır

Kur’an-ı Kerim’de müminlerin özellikleri zikredilirken ahde vefa sahibi oldukları vurgulanır. İmanın göstergelerinden biri olan bu kıymetli değer günümüzde maalesef taşıdığı anlamı kaybetmeye başladı.

00:00 - 29/10/2021 Cuma
Güncelleme: 23:56 - 28/10/2021 Perşembe
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv
HAZIRLAYAN: ZEYNEP BETÜL ERHUN

Vahyin ışığında şekillenen ve bireysel-toplumsal huzurumuzu sağlayan pek çok değer var. Özünde sadakat, samimiyet gibi ahlaki davranışları barındıran vefa da bu kuşatıcı değerlerden biri ve kavram olarak sözünde durmak, sevgide bağlılık, yapılan iyilikleri unutmamak ve buna göre davranmak gibi anlamları içerir. Günümüz insanlarının unuttuğu kıymetli değerlerden olan “vefa”, özetle sevginin temel göstergelerinden biri. İnsanların sahip olduğu en büyük erdemlerden biri olan “vefa” konusunu sizler için derledik.

EN BÜYÜK VEFA KULLUKTUR

İnsan için en büyük vefakârlık kendisini yaratan ve kendisine rızık veren Allah’ı unutmayıp ona kulluk etmesi, en büyük nankörlük ise insanın Yaratıcı’sını inkâr edip hayatını ona karşı çıkmakla geçirmesidir. Yine insanın kendisine karşı vefalı olması, yani Rabbimiz’in bizlere emanet ettiği bu canı ve bedeni maddi-manevi her türlü kötülüklerden koruyarak beden emanetine riayet etmesi gerekir.

SÖZÜNDE DURMAK MÜMİNİN VASFIDIR

Vefa aynı zamanda sözünde durmak anlamındadır. “Sözünde durmak, verdiği sözlere ve yaptığı anlaşmalara bağlı kalmak, özü ve sözü doğru olmak” anlamlarına gelen ahde vefa ya da kısaca vefa, Kur’ân ahlâkının en önemli ilkelerinden biridir. Çünkü Kur’ân’da ahde uygun hareket edilmesi imândan sayılmış, Allah ile yaptıkları anlaşmaya bağlı kalanlara büyük ödüller vaad edilmiştir: Fetih suresinde “Sana bîat edenler ancak Allah’a bîat etmiş olurlar. Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir. Verdiği sözden dönen kendi aleyhine dönmüş olur. Allah’a verdiği sözü yerine getirene, Allah büyük bir mükâfat verecektir.” buyurulmuştur. Buna karşılık Allah’a karşı sözlerini yerine getirmeyenlerin âhirette kaybedenlerden olacakları Al-i İmran Suresi’nde şöyle haber verilmiştir: “Şüphesiz, Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte onların âhirette bir payı yoktur. Allah kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir.”

EN GÜZEL ÖRNEK PEYGAMBERİMİZ

Bize her konuda yol gösteren sevgili Peygamberimiz vefakarlık konusunda da bizlere en güzel örnek olmuştur. O (sav) vefa konusunda şöyle buyurur: “İnsana teşekkür etmeyen kimse, Allah’a da şükretmez.” Anlatıldığına göre bir gün Peygamberimiz Hz. Âişe ile beraberken yanlarına Cessâme el-Huzelî isimli bir hanım gelir. Kendisi bu ihtiyar kadına iltifat edip hâlini hatırını sorup pek çok iltifatlarda bulunur. Yaşlı hanım gittikten sonra Allah Rasûlü’nün (s.a.s) ona gösterdiği ilgi ve alâkası dikkatinden kaçmamış olan Hz. Âişe bu kadının kim olduğunu sorduğunda şu cevabı alır: “Hatice’nin arkadaşı olup onun sağlığında bize gelip giderdi. Kuşkusuz ahde güzel bir şekilde vefâ göstermek îmandandır.”

ENSARI BIRAKIP GİTMEDİ

Yine Akabe Biatları sırasındaki Peygamber Efendimiz ile Ebü’l-Heysem arasında geçen konuşma, O’nun vefasının yüceliğini gösterir: “Biat sırasında Ebü’l-Heysem ‘Ey Allah’ın Elçisi! Bizimle kabilemiz arasında akrabalık bağı var. Senin için onu koparacağız. Biz sana biat edip de Allah seni galip kıldığında tekrar kabilene dönüp bizi geride bırakır mısın?’ dedi. Bunun üzerine Resulullah güldü ve ‘Ben sizdenim; siz de bendensiniz. Barıştıklarınızla barışır; savaştıklarınızla da savaşırım’ dedi.” Peygamber Efendimiz Mekke’nin fethinden sonra memleketine geri dönmedi, vefatında ise Medine’ye defnedildi. Böylelikle kendisini koruyan ensar halkına vefasını göstermiş oldu.

Bu büyük erdemi, Peygamber Efendimiz’in örnekliğinde yeniden insanlığın gündemine taşınmak isteyen Diyanet İşleri Başkanlığı da Mevlid-i Nebi Haftası’nın temasını “vefa” olarak belirledi.

#Kur’an-ı Kerim
#İslam
#İman
#Hz. Aişe
#Mevlid-i Nebi
2 yıl önce