Dolandırıcıya figüran olmayın: Sözde ajanslar kayıt parası alıp kayıplara karışıyor

150'ye yakın ülkede yayınlanan Türk dizilerinde yer almak için sırada bekleyen figüranların sayısı artınca sahte ajanslar da türedi. Sözde ajanslar çeşitli vaatlerle kayıt parası aldıktan sonra kayıplara karışıyor.

Orhan Orhun Ünal Yeni Şafak
Sözde ajanslar çeşitli vaatlerle kayıt parası aldıktan sonra kayıplara karışıyor.

Dünya çapında 150’ye yakın ülkede yayınlanan ve yıl sonunda 600 milyon dolardan fazla ihracat yapması beklenen Türk dizilerine ilgi arttıkça, oyunculuk piyasasına talep patlaması yaşanıyor. Ülkenin yeni bacasız sanayisi kameramanından ışıkçısına, çaycısından ulaştırmaya kadar 150 binden fazla kişiyi istihdam ediyor. Dizi sektörünü besleyen en önemli yan sektörlerden biri de figüran piyasası. TV programları, yarışma ve dizilere oyuncu ayarlayan kast ajanslarında tam bir kayıt dışılık ve kontrolsüzlük hakim.

BİNLERCE KİŞİDEN KAYIT PARASI ALIP KAYBOLUYORLAR

Yerli yapımlarda yer almak ve para kazanmak isteyen figüranların artan ilgisi sahte ajansları beraberinde getirdi. Bunların çoğu, hayal satarak binlerce insanı dolandırıyor. On binlerce lirasını kaptıranlar, binlerce kişiden aldığı kayıt paraları ile kaybolanlar ve dahasını bu piyasada izleyebilirsiniz. Ünlü olma vaadiyle kandırdıkları kişilerden binlerce lira kayıt parası alanlar, internet üzerinden ücret kesintisi yapanlar, bünyesindeki figüranları adeta boğaz tokluğuna çalıştıranlardan söz ediyoruz. Fazla bir araştırmaya yapmaya gerek kalmadan internette binlerce oyuncu veya adayının sayısız şikayetini görebilirsiniz.

HER ŞEY OYUNCULUK AJANSLARININ TEKELİNDE İŞLEMEK ZORUNDA

Birçok yoruma göre, ajanslara kayıt için en az bin lira isteniyor. Firmaların gösterdiği ilgi alaka ve vaatlerin sonrasında bu şirketler kimseyi aramıyor. Sahte ajansları hatırlatmak gerekiyor, dolandırıcılar özellikle sosyal medyada aktif. Bin 500 lira gibi ortalama bir rakam seçerek yüzlerce insanı tuzağa düşürüyorlar. Günde 10 kişiyi bu yolla kandırması, 15 bin lirayı cebe atması anlamına geliyor. Rakamlar size abartı gelmesin çünkü reklam filmleri de dahil olmak üzere 30 projeye birden oyuncu gönderen var. Ajansların sicili, ödenmeyen ücretler ve yapılamayan sigortalar nedeniyle hali kabarık. İşin kötü tarafı ise ajansların hakimiyetindeki piyasada herhangi bir denetim veya hak arama mecrası yok.

Vatandaşların çoğu bile bile bu yalanlara kanıyor. Kimi ünlü olmak, kimi işin parası kimi de anısı derdinde. Sadece ekranda görünmek için kurslara giden ve ajanslara kayıt yaptıran, bedava çalışan hatta üste para ödeyen olduğu söyleniyor. Anlayacağınız, Türk filmlerinden hatırladığımız gibi elinde bavulla gelip, 'Seni yeneceğim İstanbul!' sahnelerinin ardından çok şeyler değişmiş. Belki de değişmemiş

BİR UMUDUN PEŞİNDE SETLERDE BEKLİYORLAR

  • ‘Bir gün bende onlar gibi olacağım’ gibi kuvvetli duygu, insana binlerce lira harcatıp, umudun peşinde setlerde bekletebiliyor. Gönderdiği kişi sayısı üzerinden para kazanan firmaların büyük bölümü para tuzağına dönüşmüş durumda. Mecidiyeköy işin merkezi diyebiliriz ancak asıl vurgun internette. Anlayacağınız oyunculuk piyasası ‘olmak ya da olmamak’ türünden bir yer. İster 40 liralık figüran, ister 40 binlik artist ol, ama hayatının baş rolünde sen ol. İşte bütün mesele bu.

GÜNLÜĞÜ 500 LİRA CİVARINDA

Figüran veya yan roller için oyunculuk ajanslarına kaydolmanız gerekiyor. Uygun görülürseniz firma tarafından aranıp, yönlendiriliyorsunuz. Mecidiyeköy, Kadıköy ve Taksim gibi yerlerden servisle alınıp dizi setlerine gidiyorsunuz. Burada, 14 saati bulan bekleme sürelerini hiç söylemeyelim. Günlüğü 500 lira civarında olan piyasada rakamlar, görünme süreniz ve sahneye göre değişiyor. Bu işi yıllardır yapıp ek gelir sağlayanlar dışında, çok şeyini kaybedenler de mevcut. Kısacası, ya şöhret basamaklarını tırmanıyor ya da hiç başlamadan hüsran yaşayıp hatta dolandırıcılarla karşılaşıyorsunuz.

Türk sineması 108 yaşında: İlk örnek 'Ayastefanos’taki Rus Abidesi’nin Yıkılışı'