TUSAF Başkanı Ulusoy: Dünya nüfusunun yüzde 90'ı Türk unu tüketiyor

Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu Başkanı ve Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliği Avrasya Başkanı Ulusoy, Türkiye’nin tahıl üretiminin yüzde 60’ını buğdayın oluşturduğunu belirterek, "Bugün tam 164 ülkeye un ihracatı gerçekleştiren ve ülkenin kasasına 1 milyar doların üzerinde gelir girmesini sağlayan sektörümüz, bir başka deyişle dünyayı beslemektedir. Ne de olsa dünya nüfusunun yüzde 90'ı Türk unu tüketmektedir" ifadelerini kullandı.

Foto: Arşiv.

Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu Başkanı ve Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliği Avrasya Başkanı Eren Günhan Ulusoy, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin 7 yıldır dünya ihracat şampiyonu olmasını sağlayan un sanayisinin tarihinin Anadolu'da yazıldığını ve insanlık tarihini değiştiren Şanlıurfa’daki Göbeklitepe’nin, ilk buğdayın, ilk çiftçinin, ilk unun ve ilk ekmeğin ortaya çıkmasına sahne olduğunu dile getirdi.

Toplam nüfusları 2 milyarı aşan ve toplam 7,1 trilyon dolar ekonomik büyüklüğü bulunan, 32 ülkeden oluşan dünya buğday üretiminin yüzde 30’unu ve dünya un ihracatının yüzde 55’ini temsil eden Avrasya Bölgesi'nin başkanlığını üstlendiklerini anımsatan Ulusoy, bunun da Türkiye’nin buğday ve un piyasaları açısından ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini dile getirdi.

"Buğday stratejik öneme sahip"

TUSAF Başkanı Eren Günhan Ulusoy, dünya un piyasasındaki güçlü payı lehte kullanabilmek için buğday ekim alanlarının arttırılması gerektiğini belirterek, "Kendi buğdayımızdan daha fazla üretip toplam tüketimimizde yerli buğdayımızın payını maksimum düzeye çıkarmaktır hedefimiz. Bu sayede çiftçilerimiz daha fazla kazanırken, ham maddede un sanayimiz tamamen iç pazarla çalışmalarını yürütecek ve milli ekonomimize maksimum desteği sağlıyor olacağız" değerlendirmesinde bulundu.

Olumlu hava şartları sayesinde bu sene 20 milyon ton rekolte beklendiği bilgisini paylaşan Ulusoy, "2019 yılında ise 19,5 milyon ton buğday hasadı gerçekleştirmiştik. Son 2 senedir, buğdaya enflasyonun neredeyse 2 katı oranında artış verilmesi, buğday ekim alanlarındaki daralmayı durduracaktır. Çiftçimizin buğdaydan elde ettiği geliri artırarak, ekim alanlarının genişlemesini sağlayacaktır. Buğday ülkemiz için un ve ekmeğin ham maddesi olduğundan stratejik öneme sahiptir" ifadelerini kullandı.

Ulusoy, fiyat artışıyla stratejik ürün olan buğdayın üretiminde sürdürülebilirliğin sağlanabileceğini dile getirdi. Verilen fiyat artışıyla Türkiye’deki buğday fiyatlarının dünya fiyatlarının üstüne çıktığını belirten Ulusoy, buğdaya verilen fiyat artışının buğday üretimini artırıp ithalatı düşüreceğini de bildirdi.

Buğday üretiminin artmasının un sanayicisi açısından da olumlu bir gelişme olduğunu kaydeden Ulusoy, "Ham madde üretimindeki güç, sanayicimizi dış piyasalarda daha güçlü hale getirecektir." değerlendirmesinde bulundu.

"Lisanslı depoculuk çiftçiyi koruyor"

Gerek işletmeci tarafında gerekse kullanıcılar yani çiftçiler tarafında teşviklerin sağlanması, sistemin sağlam temellere oturması ve uzun vadede ülke ekonomisi ve tarımına büyük avantajlar sunması açısından önemli olan lisanslı depoculuk hakkında da bilgi veren Eren Günhan Ulusoy, şunları kaydetti:

"Lisanslı depoculuk, dünyanın birçok ülkesinde oldukça gelişmiş sistem örneklerinin bulunduğu ve hem faaliyette bulunduğu bölgeye hem de ülke ekonomisine oldukça fayda sağlayan, 'hububat barajı' tabiriyle çok güzel anlatılan önemli bir sektördür. Türkiye için sistemin temellerinin geç atıldığını gözlemlesek de şu anki gelişim hızı tatmin edici düzeydedir. Lisanslı depoculuk, ürünlerin fiyat volatilitesini kontrol altına almada önemli bir rol oynamaktadır. Lisanslı depoculuk, üretimi ve depolamayı izlenebilir bir kayıt içine alıyor. Lisanslı depolar kurmak için yapılan başvurular 16 milyon tona ulaşırken, lisans alan kapasite yaklaşık 5 milyon ton olmuştur."

EKONOMİ
101 milyon ekmek herkese yeter: Fırıncılar, araçlarıyla ara sokaklar dahil evlere ekmek dağıtmaya devam ediyor