Karaman'da 10 erkek öğrenciye 'cinsel istismarda' bulunduğu iddiasıyla tutuklanan ve yaklaşık 600 yıla yakın hapis cezasıyla yargılanan 54 yaşındaki sınıf öğretmeni Muharrem Büyüktürk, dün ilk kez hakim karşısına çıkarıldı. Davayı mağdur çocukları da istismar ederek vakıflara saldırının aracı olarak kullanmak isteyen CHP'liler, HDP'liler ve bazı barolar Karaman'da da sahnedeydi. Karaman Ağır Ceza Mahkemesinde gizlilik kararı nedeniyle basına kapalı gerçekleştildi. Mahkeme Heyeti, duruşma kapalı olacağı için gözlemci ve izleyici olarak bulunan siyasetçiler ile sivil toplum kuruşların salonu boşaltmasını istedi. Milletvekillerinin itirazı üzerine mahkeme heyeti, salondan ayrılıp duruşmaya ara verdi. CHP milletvekilleri Lale Karabıyık, Hüsnü Bozkurt, Ali Şeker, Tur Yıldız Biçer, Candan Yücer, Nurhayat Altaca ile CHP PM üyesi Avukat Sera Kadıgil ve HDP'li bazı vekiller kapalı oturum kararına rağmen duruşma salonunu terketmeyerek, duruşma provoke ettiler.
VELİLER SALONDAN ÇIKMADI
Ankara Barosu Başkanı Avukat Hakan Canduran yaptığı açıklamada, “Mahkeme başkanı duruşmaya bir süre ara verdi. Çünkü milletvekilleri ile bir kısım dernek ve vakıfların müdahillik talebi reddedildi. Bazı avukatların kişisel başvuruları ve müdahillik talebi reddedildi. Milletvekilleri gözlemci sıfatıyla devam etmek istediklerini söyledi. Mahkeme başkanı yasal olarak bunun mümkün olmadığını bildirdi. Ancak milletvekilleri salonu terk etmedi" dedi.
MÜDAHİL OLDULAR
Aranın arından mahkeme heyeti, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Karaman İmam Hatip Okulu, İmam Hatip Lisesi ve Anadolu İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği (KAİMDER), Ensar Vakfı ve Türkiye Barolar Birliğinin duruşmaya müdahil olma talebini kabul etti. Milletvekilleri ile bazı derneklerin davaya müdahillik talebi ise reddedildi. Duruşmaya, Ensar Vakfı Başkanı İsmail Cenk Dilberoğlu ile Hukuki Araştırmalar Derneği Genel Başkan Yardımcısı Harun Akdere de mağdur avukatı olarak katıldı. İstismar edilen diğer 5 çocuğun avukatlığını, Karaman Baro Başkanı Oktay Yılmaz üstlendi.
DURUŞMAYA KATILDI
Sanık Muharrem Büyüktürk'ün, tutuklu bulunduğu Ereğli Cezaevi'nden güvenlik nedeniyle getirilmemesi, SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim) sistemiyle katılması bekleniyordu. Ancak bir sürpriz yaşandı. Sanık öğretmen duruşma salonuna getirildi. Ankara Barosu'ndan avukat İmdat Balkoca, jandarmayla birlikte sanık Muharrem Büyüktürk'ün salona getirildiği gazetecilere açıkladı. Balkoca, Muharrem Büyüktürk'ün gece adliyeye getirildiğini belirterek, sanığın sakallı ve üzerinde gömlek bulunduğu, gayet rahat bir şekilde yürüyerek salona girip, yerine oturduğunu söyledi.
3 AYRI SUÇTAN CEZA VERİLDİ
Duruşmada sanığın savunmasının ardından duruşmada tanıklar dinlendi. Savcının esas hakkındaki mütalaasının ardından da mahkeme kararını açıkladı. Karar öncesi gazeteciler de içeriye alındı. Kararı açıklayan mahkeme başkanı, sanığa, “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı", “hürriyeti tahdit", “kasten yaralama" ve “müstehcen görüntüleri izletme" suçlarından toplam 508 yıl 3 ay hapis cezası verdi.
Utanmadan ağladı
Duruşmada savunma yapan Muharrem Büyüktürk'ün ilk sözleri iyi bir eğitimci olduğu ve TEOG başarıları bulunduğunu söylemek oldu. Çocukları evladı gibi sevdiğini ileri süren Muharrem Büyüktürk “Ben yapmadım, polisler çocukları yanlış yönlendirmiş" dedi. Emniyette baskı altında verdiği ileri sürdüğü ifadeleri kabul etmediğini söyleyen Muharrem Büyüktürk, “Polis bana 'Sen burada anlat, sen ceza almazsın' dedi. Ben de anlattım" ifadelerinde bulundu. Sanık duruşmadaki ifadesinde, çocukları suçlayıp, suçu üzerine atmak istediklerini iddia etti. Sanık Kur'an dersi verip vermediğine ilişkin soruya “Ben zaten devrimci gelenekten geliyorum" diyerek cevap verdi. Duruşmada son sözleri sorulan Büyüktürk, “Bana iftira attılar" dedi. Sanık son savunmasını yaparken bir ara babasız büyüdüğünü söyleyip ağlayarak, “Ben çok üzgünüm, babasız büyüdüm. Bu yüzden de çocuklara hep babalık yapmaya çalıştım. Çocuklara kendi cebimden hep masraf ettim. Ben onların anne babası gibi oldum" diye konuştu.
Maskeleri düştü
Bazı kesimler davayı siyasi ranta çevirmeye çalıştı. Duruşma sırasında bazı avukatların istismarcı öğretmen Muharrem Büyüktürk'e yönelik 'suç fiillerine' yönelik soru sormaması dikkat çekti. Avukatlar daha çok 'Bu fiilleri hangi yurtta yaptın?' gibi sorular sormayı tercih etti. Savcının mütalaasını açıklamasının ardından davayı uzatmaya çalışan avukatlar devreye girdi. Savcının esas hakkındaki mütalasına geçemeyeceğini belirten avukatlar, “Tahkikatın genişletilmesi talebimiz vardır. Hemen mütalaaya geçemezsiniz" ifadelerini kullandı. Mahkeme başkanı Kadir Gezici, avukatlara, “Kararımızı beğenmezseniz temyiz edersiniz" diyerek istismara izin vermedi. Hatay Barosu'nun davayı uzatmak için ek süre talep etti. Davaya müdahil olan Diyarbakır, Ankara, İstanbul, Antalya, Aydın, Kütahya Mersin baro başkanları, “Sanık adil yargılanmıyor" iddiasında bulundu. Sanık, “Bazı baro başkanlarına katılıyorum, onların dediği gibi adil yargılandığıma inanmıyorum" diyerek, baro avukatlarından destek aldı.
DAVANIN BİTMESİNİ İSTEMEDİLER
Duruşmayı takip eden Diriliş Postası Genel Yayın Yönetmeni Erem Şentürk, mahkemenin 15 farklı baroya bağlı 50'ye yakın avukatın müdahil olmasını kabul etmesine rağmen bazı baro avukatlarının “mahkeme kamuoyundan kaçırılıyor" şeklinde duruşmayı provake ettiğini dile getirdi. Şentürk ayrıca duruşma öncesi adliye binasının koridorlarında bazı baro avukatlarının kendi aralarında “duruşmayı mümkün olduğu kadar uzatalım, gündemde tutalım, dava bitmesin" şeklinde konuşarak siyasi rant peşinde olduklarını söyledi.