Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Terörsüz Türkiye vurgusu yaparak “Saflarımızı sıklaştıracağız, kardeşliğimizi perçinleyeceğiz, kavlimizi tazeleyeceğiz” dedi.
Okçular Vakfı’nca Malazgirt Zaferi’nin 954’üncü yıl dönümü dolayısıyla Bitlis’in Ahlat ilçesinde düzenlenen etkinliklere katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Terörsüz Türkiye vurgusu yaparak kardeşlik mesajı verdi. Tarihin en şanlı sayfalarından olan Malazgirt Zaferi’nin seneyi devriyesinde tekrar Ahlat’ta olmanın onuru, gururu ve bahtiyarlığını yaşadığını ifade etti.
KUDÜS’ÜN KAPILARI BU RUHLA AÇILDI
Mazlumlara ümit, dostlara güven, düşmanlara korku veren birliklerini bundan sonra da çok güçlü bir şekilde koruyacaklarını söyleyen Erdoğan, “Tarih, Türk, Kürt ve Arap bir ve beraber olduğumuzda, birbirimizi Allah için sevdiğimizde, ortak hedeflere doğru hep birlikte yürüdüğümüzde, içeride ve dışarıda hangi başarılara imza attığımızın sayısız örnekleriyle doludur” dedi. “Şarkın sevgili sultanı Selahattin Eyyubi’nin, atamız Sultan Alparslan’ın, Yavuz Sultan Selim’in ordusundaki ruh işte bu ruhtur” ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları söyledi: “Malazgirt’teki düğüm bu ruhla çözülmüştür. Kudüs’ün kapıları bu ruhla açılmıştır, İstanbul bu ruhla fethedilmiştir.”
TÜM SALDIRILARI BERABERCE PÜSKÜRTECEĞİZ
“”
KURULAN TUZAKLARA ASLA DÜŞMEYECEĞİZ
“”
SON DÜZLÜĞE VARDIK
Bu yolda çok acılar çektiklerini, çok ağır bedeller ödediklerini, içeriden ve dışardan nice saldırılarla karşılaştıklarını ancak hepsinin de üstesinden gelmeyi başardıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: “Şimdi son düzlüğe varmış bulunuyoruz. Biraz daha sabır, biraz daha gayret ve elbette dikkatle inşallah bu düzlüğü de geçecek menzili maksudumuza suhuletle vasıl olacağız. Bu düşüncelerle Malazgirt Zaferi’mizin 954. yıl dönümü bir kez daha mübarek olsun. Rabb’im birliğimizi kardeşliğimizi, dayanışmamızı daim eylesin.”
Kızılelma’nın anahtarı
Ahlat’ta ilimin ferasetle buluştuğunu, sanat ve zanaatın edep ve ahlakla süslendiğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu hakikatin en sarih nişaneleri Selçuklu Kabristanı’ndaki taş mezarlardır. Çağın çok ötesinde yüksek bir üslup ve hikmet dolu bir dille vücuda getirilen bu yapıların bir özelliği de şudur; hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’in ayeti kerimeleri dikkat edin yalnızca şahidelere hak edilmiştir. Sandukalar ise alemlere rahmet olarak gönderilen Resul-i Ekrem Efendimizin Hadis-i Şerifleri ile tezyin edilmiştir. Bu hiç şüphesiz yüksek bir seciyenin dışavurumudur.”
MEVCUDİYETİMİZİN SİMGESİ