Belki de bu size geçtiğim son haber

Halepli gençler canları pahasına Halep’ten yayın yapmaya devam ediyor. Sayıları hiç azalmıyor, çünkü hayatını kaybeden gazetecinin görevini başka arkadaşı devralıyor. “Haber yaparken sehit olmayı seçtik” diyen ve her anonsu "Belki de bu geçtiğim son haber’ diye bitiren gönüllü gazeteciler arasında uluslararası basın ödüllerini alanlar da var.

Yeni Şafak Hatice Saka

Katliam. Bu sözcük, belki de hiçbir zaman yaşadığımız yüzyıldaki kadar acı vermemiştir. Geçmişte yaşanan katliamlardan geriye tanıkların anlattıkları, yazdıkları, fotoğraflar, kitaplar ya da filmler kalırken, günümüzde canlı yayınlar eşliğinde tüm dünya bir halkın yok edilişini izleyebiliyor. Halep kuşatması altında, yıkık binaları arkasına almış, ümidi tükenmiş yüzlerin “Bu belki son konuşmam” deyişlerini ve haykırışlarını izledik. Elbette, bu Suriye halkı için yeni bir şey değil. Savaş altıncı yılına girerken bölgede her gün yaşanan ölümler, insan hakları ihlalleri, açlık, çaresizlik sosyal medya üzerinden paylaşılıyor. Ancak bu görüntü ve haberler tüm dünyaya, daha önce gazetecilik yapmış insanlar tarafından değil, bölge halkının içinden gelen aktivistler tarafından duyuruluyor. Daha savaşın ilk aylarından itibaren dünyanın her yerinden bölgeye gelen gazeteciler; ölümler, tutuklanmalar ve şiddetli çatışmalar sebebiyle Suriye'den çıkmak zorunda kaldılar. Sosyal medya ile başlayan Arap devriminin ümit verdiği genç Suriyelilere ise özgürlük sözleri, barışçıl eylemler yerine kentlerinde yaşanan yıkımları ve ölümleri duyurmak düştü. Şam, Halep, Hama, Humus, Dera ve daha birçok kentte kendi çabalarıyla küçük bürolar kurdular. İlk başlarda sadece telefonla yaptıkları çekimleri daha sonra kamera kullanarak gerçekleştirdiler. İnternet üzerinden Arap kanallarına canlı yayınlarla saat başı bilgi verdiler. Sert koşullarda geçen savaş deneyimleri onları kısa sürede profesyonel birer gazeteciye dönüştürdü. Birçoğu uluslararası alanda ödüller aldı ve büyük medya kuruluşları için bölgede çalışmaya başladı. Ancak tüm bunları yapmak ise hiç kolay değildi. Çoğu aktivist savaş meydanlarında hayatını kaybetti. Onlar her an öleceklerini bilerek yaşamaya alıştıklarını söylüyorlar. Ülkeleri için silahla değil , habercilik yaparak şehit olmayı seçtiklerini ifade ediyorlar. Biz de savaşın ilk günlerinden itibaren Suriye'den haber getiren aktivistlerden bazılarını sizin için yazdık.

http://image.piri.net/resim/imagecrop/2016/12/17/10/28/resized_84b4f-8e27b9c6aaa.jpg

SURİYE'NİN EN GÜÇLÜ SESİ

HADİ ALABDULLAH: Suriye devriminin en önde gelen aktivistlerinden biri olan Hadi Abdullah, “Sınır Tanımayan Gazeteciler” örgütünün “Özgür Medya” ödülleri kapsamında yılın gazetecisi olarak seçildi. Humus'un Kusayr ilçesinde doğan Alabdallah'ın hayatı, üniversiteden mezun olduktan kısa bir süre sonra ülkede ayaklanmaların patlak vermesiyle tamamen değişti ve gazetecilik yapmaya başladı. Suriye'de 2011'den beri devam eden savaşın, ilk günlerinden bu yana son gelişmeleri aktaran Alabdallah, daha önce Nusra Cephesi tarafından kaçırıldı ve ardından serbest bırakıldı. Genç gazeteci, Hizbullah'ın Suriye savaşında Esed'in yanında yoğun bir şekilde katıldığı ilk savaş Kusayr'den, yani baba ocağından da haber aktarmıştı. Hizbullah bu savaş sırasında onunla ilgili bir tasfiye talimatı vermiş, ancak onu yakalayamamıştı. Sosyal medyayı aktif olarak kullanarak haberlerini duyuran Alabdullah, en son Nisan 2016'da Halep'te evinin önünde yerleştirilen ve kendisini hedef alan bombanın infilak etmesi soncunda ağır yaralandı. O gün yanında bulunan kameramanı ve en yakın arkadaşı Halid El İsa hayatını kaybetti. Daha önce de benzer bir şekilde başka bir yakın arkadaşını daha kaybetmişti. Genç gazeteci iki bacağı alçıda olmasına rağmen tekerlekli sandalyede gelişmeleri takip etmeye devam etti. Suriyeli gazeteci, ödül kazandığı için mutlu olduğunu ancak bunun sadece kendisine ait değil, ölen tüm arkadaşlarına da ait olduğunu ifade etti. Alabdallah, Suriye'den çıkıp Fransa'nın Strasburg kentindeki ödel törenine katılamadı. Ödülü, onun adına bir başkası aldı. Her zaman çatışmaların en yoğun olduğu bölgelere giden Alabdallah son Halep kuşatmasında da oradaydı. Sosyal medya hesapları üzerinden tüm gelişmeleri aktaran gazeteci, tüm Halep halkı tahliye edilirken kenti terk etti. Çatışmaların devam ettiği diğer bölgelere doğru hareket eden Hadi, Suriye halkının sesi olmaya sürdürecek.

http://image.piri.net/resim/imagecrop/2016/12/17/10/29/resized_26c78-56a005e2usameelsami.jpg

ÖLMEKTEN KORKUYORUM

BARAA EL-HALEBİ: Halep kentinde, Esad karşıtı protestoların başladığı günlerde 18 yaşında olan Baraa, günün birinde uluslararası fotoğrafçılık ödülü alacağını hiç düşünmemişti. Gazetecilerin güvenlik gerekçesiyle kentte giremediği gören genç aktivist, eline fotoğraf makinasını aldı. Her gün canını ortaya koyarak yüzlerce fotoğraf çekti ve tüm sosyal medya platformlarında paylaştı. 23 yaşına geldiğinde ise Fransa'da düzenlenen Uluslararası Fujairah Fotoğraf Yarışması'nda birinci oldu. Ödül almak için Fransa'ya gittiğinde ülkelerine sığınmacı olarak yerleşmesini teklif ettiler. Genç gazeteci buna şöyle cevap verdi: “Evet ölmekten korkuyorum. Ancak bu benim Halep'e geri dönmem için bir engel değil. Bu ödül bana cesaret ve güç verdi. Suriye'de olanları fotoğraflamaya devam edeceğim.” Şu an Fransız haber ajansı AFP için çalışan Baraa , Halep'in işgalinin ardından topraklarından bu şekilde ayrılmanın çok acı verdiğini söyledi.

http://image.piri.net/resim/imagecrop/2016/12/17/10/29/resized_9ed71-45f2fc61muazalsami.jpg

BİR GÜN GERİ DÖNECEĞİZ

SALAH AL-ASKAR: Son hafta medyaya damgasını vuran belki de bu benim son konuşmam başlıklı videolardan birinin sahibi Halepli aktivist gazeteci Salah Al-Askar idi. En son kenti terk ederken yayınladığı görüntüde şunları söyledi: “Altı yıl önce çıktığımız bu yolda özgürlük talep ettik. Özgür ve demokratik bir ülke istedik. Kişilerin yüceltilmediği bir ülke istedik. Özgür bir Suriye istedik. Esad'ın Suriye'sini devirmek istedik. Özgür Suriye'yi istiyoruz. Ve şu vatanımızdan bizi alıkoyuyorlar. Suriye'mizden alıkoyuyorlar. Halep'ten çıkacağım. Doğduğum Halep'ten. Ben Haleb'in çocuğuyum. Ben Suriye'nin çocuğuyum. Ben ülkemden istemeden çıkartılıyorum. Bir gün geri döneceğiz. Elbet geri döneceğiz.”

http://image.piri.net/resim/imagecrop/2016/12/17/10/29/resized_bf1c7-aa0b9b8csalahashkar3.jpg

EY HALEP SENDEN SONRA RUHUM ÖLDÜ

HOSSAM GATTAN : 22 yaşındaki Suriyeli aktivist fotoğrafçı Hossam Gattan, geçtiğimiz yıl İngiltere'de fotoğrafçılık ödülü kazandı. Törende yaptığı konuşmada ise şunları söyledi: “Suriye'de savaştan önce sadece bir öğrenci idim. Savaş başladığında okulu bıraktım ve Halep Medya Birliği'nde fotoğrafçı olarak çalışmaya başladım. Gazeteci olmayı biz seçmedik. Büyük bir sorumluluk aldık ve hayat bizi bu mesleğe sürükledi. Bu nedenle halkıma olan sorumluluğu yerine getireceğim ve Suriye'deki yaşam mücadelesini görüntülemeye devam edeceğim” Suriyeli gazeteci şimdi Reuters haber ajansı için savaş bölgesinde kameramanlık yapmayı sürdürüyor. Gattan kuşatma altında iken çektiği görüntüde ise şunlar söyledi:” Halep benim ruhum, annem, sevgilim, devrimim, umudum, vatanım bu abluka ve işgal bize yorgunluk vermedi. Ancak senden ayrılmak en zor olanı. Ey Halep senden sonra ruhum öldü”

http://image.piri.net/resim/imagecrop/2016/12/17/10/30/resized_9db0d-90895d63joudalkhateib1.jpg

500'den fazla gazeteci öldürüldü

Suriye'de son beş yıl içinde 500'den fazla gazeteci ve aktivist hayatını kaybetti. İşte ülkesinin sesi olmak için son nefesine kadar haber geçen gazeteciler sadece bir kaçı:

İbrahim Muhammed Amr (38 yaşında) : Geçtiğimiz Temmuz ayında , İdlip kırsalındaki Rus hava saldırısında hayatını kaybeden gazeteci Amr, ölmeden bir süre önce twitter hesabına şunları yazmıştı: “ Ölüm kaçınılmazdır/ Bin yıl yaşamış olsan bile/ Kalmak ya da ölmek umrumuzda değil/Bizi sadece güzel sonlar ilgilendirir”

Hassan Elbekkur(36 yaşında): Şam üniversitesinin gazetecilik bölümünden mezun olan Bakkur, savaşın ilk yıllarından itibaren Halep'te bağımsız muhabir olarak çalıştı. Geçen yıl eşi ve çocukları ile Gaziantep'te yerleşip oradan mesleğini sürdüren Bekkur geçtiğimiz aylarda Halep'e döndü ve 6 Kasım günü Halep yakınlarında hayatını kaybetti.

Khalid El-İsa(24 yaşında): Aktivist Hadi Alabdullah'ın kameramanı olan El-İsa onunla birlikte uğradığı bombalı saldırı sonucu Halep'te hayatını kaybetti.

http://image.piri.net/resim/imagecrop/2016/12/17/10/31/resized_5ff29-72b9a7e5cxcxx.jpg

Ahmed Elhallak (20 yaşında): Gazeteci ve aktivist Elhallak , Halep kırsalındaki çatışmaları görüntülerken hayatını kaybetti.

Usame Elshamy(20 yaşında): Yaralılı sivilleri hastaneye götüren ambulansların olduğu yerde çekim yaparken atılan bombalar sonucunda hayatını kaybetti.

Mutlaka geri döneceğiz

JOUD AL-KHATEİB: Uzun yıllardır Halep'te habercilik yapan aktivist Joud Al-Khateib, geçen hafta en son 'konuşmam' başlıklı video yayınlayan gazetecilerden biri. Her saat başı gelişmeleri yazan Al-Khateib kuşatma sırasında bomba sesleri altında yaptığı açıklamada belki yüzlerce bombanın atıldığını söyledi. Genç gazeteci kentten ayrılırken ise mutlaka geri geleceğiz, bekle bizi Halep dediği görüntüleri yayınladı.

Soykırımla karşı karşıyayız

LİNA ALSHAMY: Mimarlık yapan Lina aynı zamanda aktivist. Doğu Halep ile gelişmeleri sosyal medya üzerinden uzun zamandır paylaşıyor. Genellikle İngilizce yayın yapan televizyon kanallarında Halep'te yaşananları aktaran Alshamy, son kuşatmada şunları söylemişti: “Beni duyabilecek herkese sesleniyorum. Kuşatılmış Halep'te şu an soykırım ile karşı karşıyayız. Bu benim son videom olabilir. Sad diktatörüne karşı çıkan 50 binden fazla insan infaz ya da bombardımanla öldürülmekle tehdit ediliyor. Aktivistlere göre rejim güçleri ve milisler kontrolü ele geçirdikleri bölgelerde 180'den fazla kişiyi infaz ederek öldürdü. Siviller iki kilometreden fazla olmayan bir alanda sıkışmış durumda. Burada hiçbir güven ve hayat şansı yok. Her yeni bomba yeni bir katliam demek. Halep'i kurtarın insanlığı kurtarın. “