Çizgiye adanmış 41 yıl: Hasan Aycın bu coğrafyaya Allah vergisi

Usta çizer Hasan Aycın'ın sanat hayatının 41. yılı dolayısıyla Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde "Çizginin Ötesinde" isimli karikatür sergisi sanatseverlerin beğenisine sunuldu. 27 Aralık’a kadar ziyaret edilebilecek olan sergide Aycın’ın 18 çizgisi yer alıyor. Hasan Aycın’ın bu zamana kadar bin 600 eser koyduğunu söyleyen serginin küratörü Lütfi Şen, “Hasan Aycın bu coğrafyaya bir Allah vergisidir” dedi.

Fatma Çelik Yeni Şafak
Türk çizgisinin en önemli isimlerinden Hasan Aycın

Türk çizgisinin usta isimlerinden Hasan Aycın'ın sanat hayatının 41. yılı çeşitli sanat etkinlikleriyle kutlanıyor. "Çizginin Ötesinde" isimli karikatür sergisi de bu kapsamda Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde sanatseverlerin beğenisine sunuldu.

Usta çizerin 41 yıllık sanat hayatını gözler önüne seren sergi, sanatçının tarzı, tavrı, eğildiği konular ve hassasiyetlerine dair mesajlar veriyor. Sergide yer alan eserlerin detaylarında ise büyük ustanın kendi yaşamından izler bulmak mümkün. 27 Aralık’a kadar ziyaret edilebilecek olan sergide ustanın 18 çizgisi yer alıyor.

Açılışın ardından moderatörlüğünü Cemal Şakar'ın üstlendiği, Ali Emre, Murat Pay ve Güray Süngü'nün Hasan Aycın'ın sanatı ve eserlerini irdelediği "Sanatının 41. Yılında Hasan Aycın" paneli de gerçekleştirildi.

Hasan Aycın bu coğrafyaya Allah vergisi
Türk çizgisinin usta isimlerinden Hasan Aycın'ın sanat hayatının 41. yılına özel gerçekleşen 'Çizginin Ötesinde' isimli karikatür sergisi de Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi'nde sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Usta çizerin 41 yıllık sanat hayatını gözler önüne seren sergi, sanatçının tarzı, tavrı, eğildiği konular ve hassasiyetlerine dair meraklılarına mesajlar veriyor.


Çizgilerinin karikatür olup olmadığı hep tartışılır

Hasan Aycın’ın eserlerinin çizgi olup olmadığı hususunda tartışmalar olduğunu hatırlatan Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, “Buradaki karikatürler çok kendisine özgü, çok örneği olmayan bir iş. Hasan Aycın 41 yıldır çiziyor. Kendisine sağlık, afiyet diliyoruz. Biz biliyoruz Hasan ağabey bu tür etkinliklere katılmıyor ama biz onun ruhaniyetinin burada olduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı.

Çizgiyi aşan bir sanatçı

Serginin küratörlüğünü üstlenen Lütfi Şen, Hasan Aycın’ın namütenahi bir sanatçı olduğunu söyleyerek şu şekilde konuştu: “Aycın’ın eşi benzeri dünyada pek yok. Bu sergiye Çizginin Ötesi derken çok haklı olduğumu düşünüyorum. Çünkü çizgiyle yaratırken çizgiyi aşan bir sanatçı.

Hasan Aycın, çok eser verdi 41 yılda. 16 karikatür albümden bahsediyoruz. Yaklaşık bin 600 tane eserden bahsediyoruz. Bu sergi çok özel bir sergi. Tamamen benim küratöryel olarak görmek istediğim detaylar üzerinden kurgulandı.

Hasan Aycın karikatürleri bize kılavuz olur

  • Burada Hasan Aycın’ı bir art olarak, bir yaratıcı sanatçı olarak ele almak istedim ve çok özel 18 tane karikatürüyle baş başayız. Ama bu 18 karikatür o kadar dolu ki bunların her birinin karşısında bir saat zaman geçirebilirsiniz. Ayaklarınız ağrıyana kadar bunlarla ilgilenebilirsiniz. Bunların içine girebilirsiniz. Yavaş yavaş kendi içimize doğru bir yol aldığımızı görürüz. Aslında o, Hasan Aycın karikatürleri bize kılavuz olur ve kendi içimizde kendi bilinmezimizde kendi derdimizde ve kendi şifamızda bizi buluşturur.”

İçimize yapacağımız yolculuğun anahtarları

Hasan Aycı bu coğrafyaya bir Allah vergisi olduğunu belirten Şen, “Hasan Aycın’sız bir dünya ben düşünemiyorum. Hem dostum olarak düşünemiyorum hem bir sanatçı olarak düşünemiyorum hem bir duayen büyüğümüz olarak düşünemiyorum. Bence bu serginin misafirleri lütfen gelsinler.

Hasan Aycın aslında toplumun düşünen, kafa yoran, kendini kandırmayan, kendi olan insanın bir nevi aynası ve kılavuzu. Aslında bizim içimizi aydınlatıyor ve içimize yapacağımız yolculuğun anahtarları var burada.

Hayatı sorgulatan bir Hasan Aycın

Bir karikatürün içine gidiyorsun ‘Ben can simidi uzatırken aslında kurtarmaya çalıştığım insanı yok ediyorum.” Bir an da diyorsun ki “Ben işte başörtülülerin yanındayım” öbür karede diyorsun ki “Ya nasıl yanındayım? Yanında olmasam daha mı doğru daha mı özgür olurlardı. Ben yanında olurken ne yapıyorum.” Bütün bunları size sorgulatan bir Hasan Aycın’dan bahsediyorum” dedi.

İyi ki konuştuğu gibi çizmiyor

Hasan Aycın ile 30 senelik bir dostluğu olduğunu söyleyen oyuncu Ulvî Alacakaptan, “Bizimle özel bir ilişkisi var. Bizim tiyatromuzun 3-4 tane afişini yaptı. Yazısız karikatür çiziyor Hasan Aycın. Çok zor bir şeydir. Çünkü sadece çizmesi zor değil, ona göre seyirci de olması gerekiyor. Yani onun için çizgisi çok anlamlı, direkt, fazla düşünmeye ihtiyaç göstermeyen şeylerdir ve de iyi ki Hasan Aycın konuştuğu gibi çizmiyor. Çünkü çok yavaş konuşur ama öyle böyle değil. Çok tatlıdır sohbeti fakat çok yavaş tonda konuşur. İyi ki çizgisini öyle çizmiyor. Sadece ülkemizin değil yani büyük bir coğrafyanın bence en iyi karikatüristidir” ifadelerini kullanıyor.

Beslendiğim bir usta

Hasan Aycın’ın kendi hayatında özel bir anlam ihtiva ettiğini anlatan yönetmen Murat Pay ise “Ben sinemacıdan veya sinemacılardan çok daha fazla Hasan Aycın’dan istivade ettim.

Hatta beslendiğim bir usta oldu. Onun hususen her halde beni en etkileyen tarafı muhtemelen çok tutarlı olan yaşantısı. Bu tutarlılığın bendeki bir anlamı da aslında bir Müslüman sanatkar tasavvuruyla karşılaşmış olmam.

Bu sergideki çizgileri bence gayet güzel. Tabii belirli bir kurgu yapılmış. Bu belli. Böyle bir hikaye takip edebiliyoruz” derken konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Sergide kak ve batıl arasında bir savaşı görebiliyoruz. Burası iyi burası kötü. Kötüyle iyi mücadele ediyor. “Kötü daha mı fazla? İyi daha mı az?” gibi sorular sorduruyor. Demek ki böyle bir kurguyla karşı karşıyayız” şeklinde konuştu.

  • Hasan Aycın kimdir?
  • Balıkesir’in Aslıhantepecik köyünde 1955’te dünyaya geldi. İlkokulu köyünde (1966), İmam-Hatip Okulu’nu Balıkesir’de (1974) bitirdi. Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nden (1980) mezun oldu. 1975-1982 yılları arasında Merinos Fabrikası’nda (Bursa) grafiker olarak çalıştı. Bir süre Balıkesir’de pazarcılıkla meşgul oldu. Askerliğini kısa dönem olarak Menemen’de (1983) yaptı. 1984 yılında İstanbul’a yerleşip serbest grafikerliğe başladı. Kayıtlar dergisinin kurucuları arasında yer aldı. Halihazırda çalışmalarını kendi atölyesinde sürdürüyor. İlk çizgisini 03.02.1978’de Yenidevir gazetesinde yayımladı. Millî Gazete ve Zaman gazeteleri ile Mavera, Yönelişler, Aylık Dergi, İslâm, Kadın ve Aile, Gül Çocuk, Mavi Kuş, Birdirbir, Inquiry, Kardelen, Kayıtlar, Kitap Postası, Kudüs, Elif, Hece, Hece Öykü, Tohum ve Mostar dergilerinde çizgileriyle yer aldı. Halen Yedi İklim, İtibar, Kur’ani Hayat, İlim ve İrfan, Derin Tarih, Temmuz ve Muhayyel dergileri ile Yeni Şafak gazetesinde çiziyor.

  • Eserleri:
  • Albümler: Bocurgat (1989), Gece Yürüyüşü (1994), Asâ (1998), Kulbar (2003), Kırk Hadis, Kırk Çizgi (2007), Gözgü (2007), Ahzan (2008), Nun (2009), Zılal (2009), Kudüs Ey Ey (İbrahim Demirci ile birlikte) (2009), Sayha (2011), Üns (2012), Hub (2013), Sarp Geçit (2014), Eyse (2015), İftah (2016), Şâr (2017), Berk (2018), Sidre (2019).
  • Roman: Esrarnâme (2003), Sâhipkırân (2007), Bin Hüseyin (2012).
  • Anı Yazıları ve Söyleşiler: Müşahedat (2003), Müşahedat –Hayata Merhaba– (2007), Güneşin Altında (2007).
  • Masal: Keloğlan –Alpembecik Gülpembecik– (2004).