Demokrat Parti’yi en iyi evrak kayıtları anlatıyor

28 yaşındaki genç koleksiyoner Mert Tezcanlıol, topladığı belge, fotoğraf, mektup ve çeşitli objeler ile Demokrat Parti ve 27 Mayıs dönemine ışık tutuyor. Tezcanlıol, “Demokrat Parti’nin köylere kadar girmesiyle inanılmaz bir coşku yaşanıyor. O dönemi bu evraklardan okumak çok büyük bir keyif” ifadesinde bulunuyor.

Dilber Dural Yeni Şafak
Mert Tezcanlıol. ( Fotoğraf: Sedat Özkömeç.)

28 yaşındaki genç koleksiyoner Mert Tezcanlıol, 14 yılda topladığı siyasi tarihin bir kesitine odaklanan Demokrat Parti ve 27 Mayıs dönemine ilişkin rozetten mühre, mektuplardan kitaplara, fotoğraflardan albüme kadar evinde muhafaza ettiği birçok parçayı barındıran koleksiyonuyla geçmişe yolculuğa çıkarıyor. Tezcanlıol’un Şişli’deki evinde başta Adnan Menderes ile Celal Bayar olmak üzere pek çok ismin fotoğrafları ve 27 Mayıs dönemine ilişkin biriktirdiği obje de evinin duvarlarını süslüyor.

Tezcanlıol, eğitim hayatı boyunca İzmir’in önemli antikacılarından Cem Üsküp’ün sahibi olduğu Hür Efe Antika’da ve İzmir Saat Kulesi’nin tamircisi Feti Pamukoğlu’nun sahibi olduğu Pamukoğlu Antik Saat Mağazası’nda çalışmış. Ortaokuldan üniversite sona kadar her cumartesi ve her yaz tatili antikacının yanında çıraklık yapan Tezcanlıol, “Tamamen kişisel tatmin ve motivasyon içindi. Esas olan bir para ilişkisi değildi” diyerek bu işe nasıl başladığını anlatıyor. Biriktirdiği bu deneyimlerle malzemeyi yakından tanıma ve bilgisini genişletme imkânı bulan Tezcanlıol, ortaokul yıllarında fotoğraf, kartpostal, plak gibi çeşitli malzemeleri toplayarak biriktirme serüvenine başlamış. Her seçim döneminde topladığı propaganda malzemeleri ile arşivini zenginleştiren Tezcanlıol’un ilk topladığı seçim broşürleri ise 2007 yılına ait. Yakın dönem siyasi tarihi üzerine çalışmalarını yoğunlaştıran Tezcanlıol, özellikle 1950-60 arasındaki Demokrat Parti Dönemi ve 27 Mayıs Darbesi odağında topladığı efemeralar ile arşiv oluşturmuş. Ayrıca dönemin tanıkları ve aile üyeleri ile gerçekleştirdiği röportajlar ile çalışmalarını genişletmiş.

BENİ BESLEYEN BİR DÖNEM OLDU

Cumhuriyet Halk Partisi kökenli bir ailede büyüyen Tezcanlıol, nostaljinin yarattığı heyecanla birlikte her açıdan kendisini besleyen bir dönem olduğu için Demokrat Parti dönemini takip ettiğini söylüyor ve ekliyor: “Yılmaz Karakoyunlu’nun kitabı Hatırla Sevgili dizisi gibi hep 1950-60 dönemini destekleyen ve ortaya çıkartan içerikler üretiliyordu. Sinema televizyon kültürünün bu konuya olan motivasyonu ve o dizideki gördüğüm sahneler, orijinal belgelerin, gazete kupürlerinin ekrana yansıtılması heyecan uyandırdı. Bunun etkisi olduğunu düşünüyorum. Sonra bilinçli olarak Demokrat Parti’ye odaklanmamın nedeni ise malzemeleri toplarken birileriyle de görüşüp, konuşup anlatabilmem lazımdı. Demokrat Parti konusunu araştırırken aslında işin siyasi boyutundan çok biraz daha sosyal tarafındayım. Evde ne konuşurdu, aile ilişkileri neydi, bu insanlar nasıl yaşıyordu? şeklindeydi.”

İLK GÜNKÜ GİBİ COŞKULU VE HEYECANLI

Tezcanlıol, ilk olarak henüz 17 yaşında lise öğrencisiyken Yassıada mahkemelerinde pek çok ismin avukatlığını yapmış olan Hüsamettin Cindoruk ile röportaj yapmış. Cindoruk ile Demokrat Parti’nin gençlik teşkilatı ve gençlik yapılanması üstüne konuştuğunu söylüyor.

Demokrat Partili görüştüğü ailelerin hâlâ 1950’deki iktidara gelme heyecanını çok dinamik bir şekilde yaşadıklarını söyleyen Tezcanlıol, “Demokrat Parti dediğinizde böyle bir güzellikler ülkesinden bahseder gibi coşkuyla ve heyecanla o günleri anlatıyorlardı ama tabii sonu inanılmaz büyük bir trajedi ve çok acı hikâyelerle dolu anılar. Orada hiç hak etmedikleri muamelelere maruz kalmışlar. Mektuplarda da var. Bunlar çok net ve açık bir şekilde görülüyor. Çevrenin ilgisizliği, eşin, dostun aramaması, sormaması gibi” izlenimlerini paylaşıyor.

Tezcanlıol, Demokrat Parti’nin İstanbul Belediye Başkanı Kemal Baygün’ün 27 Mayıs sabahı darbe olduğunda Nişantaşı’ndaki Ralli Apartmanı’ndan alınıp götürüldüğünü söylüyor ve çok kısa bir süre sonra da ev sahibi tarafından ailesinin evden çıkarıldığını anlatıyor. Tezcanlıol, “İki çocuklu bir anne resmen kapı dışarı ediliyor. Daha sonra ise karşı apartmanlarında Narmanlı Apartmanın sahibi o apartmanda bir daire veriyor ve karşıya taşınıyorlar. Buna benzer böyle acıklı hikâyeler var” şeklinde anlatıyor.

FOTOĞRAFLARDA MODERN TÜRKİYE’Yİ GÖRÜYORUM

“1950’li yıllar Türkiye’nin değiştiği ve dönüştüğü yıllar” diyen Tezcanlıol, sözlerini şu şekilde sürdürüyor: “O yıllarda sosyal hayat inanılmaz bir şekilde canlanıyor. Demokrat Parti’nin köylere, kasabalara kadar girmesiyle inanılmaz bir coşku yaşanıyor. O dönemi bu evraklardan okumak çok büyük bir keyif. Özellikle o fotoğraflara baktığınızda modern bir Türkiye görüyorsunuz.”

ATATÜRK İMZALI FOTOĞRAF

Mert Tezcanlıol, dönemin İçişleri Bakanı Namık Gedik’in gelini Emine Gedik ile görüşmesinde kendisine hediye ettiği Atatürk imzalı fotoğrafı şu sözlerle aktarıyor: “Emine Gedik’in evine gittiğimde bana bir zarf verdi, zarfı açtık. Beş tane fotoğraf var. Namık Gedik’in vesikalık fotoğrafı, eşi Melahat Hanım’ın, birisi de annesiyle babasının fotoğrafları ve ortada bir Atatürk fotoğrafı ıslak imzalı. Aslında Atatürk, Namık Bey’e imzalamamış. Bakan olduğu zaman bir başkası tarafından hediye edilmiş olma ihtimali yüksek. ”

MEKTUPTA ŞİFRE SİSTEMİ

Yassıada mahkemeleri döneminde ailelerin tutuklular arasında kurabildiği tek iletişim kaynağı mektuplarmış. Mektuplar ise 50 kelimeyi geçmeyecek, sınırlı kağıtlara yazılıyormuş. “Öyle heyecanlı ki bazı ifadeler yazıldığı gibi değil asla” diyen Tezcanlıol, mektupların kontrolden geçtiği için kimi ailelerin şifre sistemi geliştirdiğini söylüyor ve ekliyor: “Bu şifreleri çözmek tabii ailelerle görüştüğümüz zaman mümkün oluyor.”


Anadolu’daki kadının Meclis’te sesiyiz