Kanser dünyada önemli sağlık sorunlarının başında gelirken, yılda, yaklaşık 20 milyon insan kanser tanısı alıyor. Meme kanseri dünyada kadınlarda en sık görülen kanser türü olurken, ülkemizde 25 bin kadın meme kanseriyle mücadele ediyor. Meme kanserinden ölüm hızının 1989’dan 2020’ye yüzde 40 azaldığını belirten Acıbadem MMA Üniversitesi Tıbbi Onkoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Özlem Er, “Hedefe yönelik tedavilerin gelişmesi ve erken tanı ile gelecek yıllarda bu iyileşme artarak devam edecek. Hastaların yüzde 90’ı erken evrede tanı alıyor. Hastaların yaklaşık yüzde 10’u ise metastatik yani ileri evrede başvuruyor” değerlendirmelerinde bulundu..
YAKIN TAKİP YAPTIRIN
Meme kanserinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu vurulayan Er, “Kronik hastalık olarak kabul edilmelidir. Tümörün biyolojik özelliklerine göre etkin tedavi seçenekleri hızla artmaktadır. Yaşam süresinde ve kalitesinde artma objektif olarak sağlanmaktadır. Erken tanı için mamografi ve meme muayenesini aksatmamanızı ve aile öykünüzü bilerek riskli grupta iseniz yakın takip yapılmasını öneririm” dedi.
40 YAŞ KRİTİK EVRE
Meme kanseri her yaşta görülmekle birlikte 40 yaşından sonra sıklığı artıyor. İleri yaş önemli risk faktörü olurken, daha önce meme kanseri geçirmiş ve tedavi olmuş kadınlarda, diğer memede kanser gelişme olasılığı normal kadınlara göre 3-4 kat daha fazla. Yumurtalık kanseri, kalın barsak veya rahim kanseri geçiren kadınların da meme kanserine yakalanma olasılığının arttığını söyleyen Prof. Er, “Ailede birinci derece (anne, kız kardeş, kız çocuk, baba, erkek kardeş gibi) yakınlarında meme kanseri olan kişilerde, meme kanserine yakalanma olasılığı, ailesinde meme kanseri olmayan kadınlara göre daha fazla. Adet görmeye erken başlanması, menapoza geç girilmesi, bu süreyi uzatıyor. Bu sırada kadın daha uzun süre östrojen hormonuna maruz kaldığı için, meme kanseri gelişme riski artıyor. İlk çocuğun doğurulduğu yaş önemli. İlk çocuğunu 30 yaşından sonra doğuran kadınlarda meme kanseri görülme oranı, 20 yaşından önce doğuranlara göre fazla” şeklinde konuştu.
İLAÇLARIN YAN ETKİLERİ AZALDI
Birçok kanser türünde uygulanan tedavilere işaret eden Prof. Er. “Yapılan araştırmalar tümörün genomik özelliklerine dayanarak hastaya ve kansere özel saptanan yaklaşımın sağkalımı ve yaşam kalitesini artırdığını gösterdi. Onkoloji hastaları için tedavi seçeneklerinin artması uygulamamız için çok değerli. Meme kanserinin biyolojik özelliklerini tanı anında saptamak tedavide kullanılacak ilaçları belirlemek için önemli. Kansere karşı kullanılan ilaçlarda çok önemli değişiklikler ve gelişmeler oluyor. Modern kanser ilacı geliştirme çalışmaları kanser biyolojisindeki gelişmeleri kullanarak az yan etkisi olan yeni ilaçlar geliştirilmesini hedefliyor. Normal hücrelere zarar vermeden seçici olarak kanser hücrelerini yok eden ilaçlar geliştirilmesi ile etkinlik artmış, yan etkiler azaldı” ifadelerini kullandı.