Türkiye’ye özel şarkılar var

Dünyanın en çok izlenen dizileri arasında yer alan La Casa De Papel’de seslendirdiği jenerik şarkısı “My Life Is Going On” ile tüm dünyada bir milyarın üzerinde dinlendi. 2019 yılında “Hard” isimli single’ının ardından 2020 yılında yayınladığı “Losing My Mind” şarkısıyla müzikseverlerin büyük beğenisini kazanan Cecilia Krull, 3 Mayıs’ta CSO Ada Ankara Ana Salon’da müzikseverlerle buluşuyor.

Hakan Varol Yeni Şafak
Cecilia Krull, 3 Mayıs’ta CSO Ada Ankara Ana Salon’da müzikseverlerle buluşuyor.

Müzisyen bir aileden gelen ve kariyerine 7 yaşında Disney filmlerinin şarkılarını seslendirerek başlayan şarkıcı ve besteci Cecilia Krull, Fransa, Küba, Almanya ve İspanyol kökleri ile genç yaşına rağmen günümüzün en önemli yeni kuşak caz şarkıcılarından biri olarak gösteriliyor.  Sanatçı caz dışında Pop, Groove ve Soul gibi farklı müzik tarzlarında da şarkılar seslendiriyor. Konser öncesi sorularımızı yanıtlayan Krull, Türkiye’ye Ankara konseri öncesi heyecanını gizlemiyor.

Son olarak “Out in Style” şarkınızı yayınladınız. Yeni şarkının dinleyicideki yansıması nasıl oldu? 

“Out in Style” çılgın, aşktan ve şimdiki zamanı yaşamaktan bahseden bir şarkı. Soundundan ve Fransa’daki başarısından çok mutluyum. Yeni şarkılarımı Türkiye’deki hayranlarımı paylaşmak için de sabırsızlanıyorum. 

Zamanda geriye gitme şansınız olsaydı sinema tarihinde hangi film için şarkı söylemek isterdiniz?

Sevdiğim o kadar çok film var ki benim için çok özel olan birçok film müziği hatırlıyorum. Örneğin Romeo & Juliet ya da Titanic’i ve Celine Dion’un olağanüstü şarkısını kim hatırlamaz? Bir parfüm ya da bir yemeğin tadı gibi bir şarkı, sizi kendi hikayenizin bir dönemine taşıyabilir Şarkılar bence sihirdir.

Türkiye ile çok sıkı bağlarınız var. Türk sanatçılarla ortak çalışmalar yapmayı düşünmüyor musunuz?

Türkiye’deki şarkıcıları çok seviyorum hatta Madrid’de yaşayan Elif Sanchez ile birlikte İspanya’da birlikte söyledik kendisini bir konserime davet etmiştim. Daha önce de İstanbul’da Barbaros ile birlikte söylemiştik. Harika müzisyenler.  Umarım yakın zamanda birlikte güzel bir projeye de imza atarız. Ayrıca Türkiye’de çok özel şarkılar var. Cover yapabilecek çok fazla şarkıyı dinleme şansı bulmak da bir müzisyen olarak heyecan verici. 

OYUNCULUK HAYALİM VAR

La Casa De Papel ile şarkınız tüm dünya tarafından dizideki karakterler kadar bir bilinirlik kazandı. Sizin oyunculukla ilgili planlarınız var mı? 

Aslında bunu ilk kez söylüyorum. Evet, oyunculuk ile ilgili hayallerim var. Yakın gelecekte bir aktrist olarak da hayranlarımın karşısında olabilirim. Aktrist olmayı artık gerçekten de çok istiyorum.

Bildiğim kadarıyla anneniz de aktrist değil mi? 

Annem hem şarkıcı hem de aktrist. Ben sanat ile ilgili çalışmalarıma 7 yaşında Disney İspanya için bir kayıt yaparak başladım. Babam da bir caz müzisyeni. Şanslı bir aileyi doğdum diyebilirim. 

CAZ İLE BÜYÜDÜM

Müzik türünüz insana alışılmadık ama bir o kadar da tanıdık gelebiliyor. Müzikal anlamda yaptığınız müzik nedir?

Sadece tek bir türe bağlı kalmamamın bunda oldukça etkisi var sanırım. Yeni sound keşifleri yapmak müzikle ilgili beni en çok heyecanlandıran şey. Ama tüm bu müziğin en temelinde caz var çünkü küçük yaşlardan beri caz müziği ile yoğruldum. Evde saatlerce babamı dinlemek piyano ile yaptıklarını duymak bana ciddi bir müzikal temel oluşturdu. Elektroniği kullanırken gerçek müzisyenleri enstruman performanslarını da müziğime dahil etme isteğim buradan geliyor. Bence yaptığımız işi orijinal kılan da bu. 

Sizde iz bırakan müzisyenler hangileri peki? 

Etkilendiğim ve âşık olduğum çok fazla müzisyen var. Ella Fitzgerald, Jaco Pastorius, Erykah Badu bunların başında geliyor. 

Ankara’da olmak için heyecanlanıyorum

Türkiye’deki önceki konserlerden aklınızda kalan neler var? 

Konserde şarkılarımı en az benim kadar içten söyleyen dinleyiciler. 

3 Mayıs’ta Ankara’da olacaksınız. Dinleyicilerinize bir mesajınız var mı?

Ankara’da tekrar sizlerle birlikte olmak için sabırsızlanıyorum. Tüm yeni şarkıları da söyleyeceğim bir repertuvar hazırladım. Sadece ben değil tüm müzisyen arkadaşlarım Türkiye’deki konserlerimizi her zaman heyecanla bekliyor. Ankara’daki tüm dinleyicileri birlikte şarkı söylemeye davet ediyorum. 


Fransa’da Müslümanlar Türkiye’dekiler gibi rahat değil