Deprem bölgesi içi asbest uyarısı

Deprem bölgesinde yıkılan evlerin yaydığı asbest tehlikesinin gündeme gelmesinin ardından birçok kişi asbestin ne olduğunu ve sağlığa zararlarının neler olduğunu merak etmeye başladı. Doğada bulunan bir mineral türü olan ve fibrosilikat olarak sınıflandırılan asbest, çoğunlukla kayaçlarda bulunmaktadır. Ülkemizde yaşanan Kahramanmaraş merkezli deprem sonrası yıkılan eski yapıların içerisinde asbest tehlikesi bulunduğunu belirten uzmanlar, bu gibi maddelerin solunum yoluyla vücuda alınmasının ciddi sağlık sorunları oluşturabileceğini belirtiyor. Peki asbestin sağlığa zararları neler? Hangi hastalıklara yol açar? Asbeste karşı nasıl önlem alınır? İşte uzman görüşüyle soruların yanıtları.

Haber Merkezi Yeni Şafak
Asbest nedir? Asbestin sağlığa zararları neler?

Asbest Söküm Uzmanları Derneği (ASUD) Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari de deprem bölgesinde çalışan ekiplerin zararlı tozlara maruz kaldığına dikkat çekerek, tozların yayılmasıyla çevre ve halk sağlığı sorununun ortaya çıktığını söyledi.

ASBEST NEDİR?

Asbestoz olarak da bilinen asbest, bir tür kanserojen mineralidir. Silisyumun sodyum, magnezyum, demir, kalsiyumla birlikte oluşturduğu ısıya, aşınmaya, kimyasal maddelere karşı dayanıklı lifsel yapısında hidrate silikatlardır. 20. yy'dan beri yaygın olarak kullanılan asbest halk arasında çorak toprak, ak toprak, höllük gibi isimlerle de bilinir. Kullanım alanı oldukça geniş olan asbest özellikle kimya, tekstil, izolasyon, kağıt, çimento, inşaat gibi sektörlerde tercih ediliyor.

ASBESTİN SAĞLIĞA ZARARLARI NELER, HANGİ HASTALIKLARA YOL AÇAR?

Asbest, solunduğunda ciddi sağlık sorunlarına neden olabilen bir madendir. Asbestin sağlık riskleri arasında aşağıdakiler yer alır:

Akciğer Hastalıkları: Asbest, akciğerlerde birikerek ciddi solunum sorunlarına neden olabilir. Bu sorunlar arasında amfizem, bronşit, plevra hastalığı ve akciğer kanseri yer alır.


Mesothelioma: Asbestin en ciddi sağlık risklerinden biri, mesothelioma olarak bilinen bir tür kanserdir. Bu kanser, plevral, peritoneal veya perikardiyal boşlukları kaplayan dokularda ortaya çıkabilir.


Gastrointestinal Sorunlar: Asbestin yutulması, mide ve bağırsaklarda ciddi sorunlara neden olabilir. Bu sorunlar arasında karın ağrısı, kilo kaybı ve bağırsak tıkanıklığı yer alır.


Kalp Hastalıkları: Asbest maruziyeti, kalp hastalıklarına da neden olabilir. Bu hastalıklar arasında kalp yetmezliği, kalp krizi ve kalp kapakçığı sorunları yer alır.


Asbestoz: Asbestoz, asbest maruziyeti sonucu oluşan ciddi bir akciğer hastalığıdır. Bu hastalık, akciğerlerde hasara neden olur ve solunum zorluğuna, öksürüğe ve nefes darlığına neden olabilir.


Asbest Söküm Uzmanları Derneği (ASUD) Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari de deprem bölgesinde çalışan ekiplerin zararlı tozlara maruz kaldığına dikkat çekerek, tozların yayılmasıyla çevre ve halk sağlığı sorununun ortaya çıktığını söyledi. Ensari, Türkiye'de asbest kullanımının 2010 yılında yasaklandığını belirterek, "Depremde yıkılan yeni yapılar olsa bile çoğunlukla eski yapılar var. Bu yapıların içerisinde asbest ve diğer tehlikeli maddeler bulunuyor. Enkaz kaldırma veya hasarlı binaların yıkımında çok miktarda toz atmosfere dağılıyor. Bunu İzmir depreminde yaşadık. Dolayısıyla oradaki öncelikle operatörlerimiz, yıkım ekibi, enkaz çalışanları birinci derecede bu tozlara maruz kalıyor. Toplum olarak yıkımları izleriz. Yıkımları izleyen vatandaşlarımız ve bu tozların yayılmasıyla çevre ve halk sağlığı sorunu ortaya çıkıyor. Bu tozların içerisinde asbest olabilir ama asbest yoksa bile diğer tehlikeli maddeler var. Bunlar ortama yayılıyor ve hastalıklara yol açıyor" dedi.


Yıkım ve enkaz kaldırıma işlemlerinin kontrolsüz yapılması halinde gelecekte tedavisi mümkün olmayan hastalıkların oluşabileceğini söyleyen Ensari, şöyle devam etti:


"1999 depreminde arama kurtarma çalışmalarında bulunanlarda solunum yolu gibi bazı kanserlere rastlanmıştır. Bu önlem alınmazsa gelecekte gerek devletimize sağlık faturası gibi gerekse de hastayı kaybetmek gibi ağır faturaları olur. En çok da çocuklar için endişeleniyoruz. Vatandaşlar yıkım yapılan yerlerden mümkünse başka bölgeye geçsin. Çadırlar ilk aşama atlatıldıktan sonra yıkımların arasından daha doğru bir alana taşınmalı. Orası bir felaket bölgesidir. İnsanlar ilk aşamada şokta olabilir ama artık enkaz kaldırma ve hasarlı yapıların yıkımı başlayacağı için mutlaka maskeye dikkat etmeliler. Bölgeye yardım gönderilecekse muhakkak maske koyalım. Depremin şokunu atlattıktan sonra bilimin gösterdiği yolda ilerleyelim. Yoksa ülkemizi milyarlarca dolarlık halk sağlığı sorunu bekler. O yüzden önlemimizi alalım."


ASBESTE KARŞI NASIL ÖNLEM ALINIR?


Öncelikli olarak enkaz çalışmalarında yer alan ekiplere toz maskesi verilmesi gerektiğini belirten Ensari, "Muhakkak toz maskesi takılmalı. Asbest liflerini solumazlar, maske onları korur. İmkanlar ölçüsünde halkımıza o maskelerden dağıtılmalı. Bölgede şebekeler arızalandı. Su problemi var. Ancak yeniden imkanlar ölçüsünde sulama yapılmalı. Yeni yıkım yönetmeliği yürürlüğe girdi. Yıkımlarda toz bastırma dediğimiz bir makine kullanılıyor. Sis bulutu yapıyor ve havadaki tozlar sis bulutuna çarpıp, ağırlaşarak olduğu gibi yere iniyor, yayılmıyor. İzmir'de yapılan yıkımlarda toz bulutunun semte yayılmaması için sulama yapılması gerektiğini hatırlatıyoruz. Bölgede de şu an bunun yapılması gerekiyor. Depremin ardından tekrar bir felaketin oluşmasını önlememiz gerekiyor. Bunların maliyeti ucuz. Maske ve sulama konusu önemli. Ortama yayılan tozlar yüzde 100 önlenemez ama orada çalışanlar ve halkın mağduriyeti en aza indirilmeli" diye konuştu.




Dünyada en çok deprem olan ülkeler