AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
İlginç... Çok ilginç...

Eski değerli başsavcılarımızdan Vural Savaş, TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu'na çok değerli bilgiler vermiş.

Savaş, son dönemde yaşanan ekonomik krizlerin "ABD planı" olduğuna inanıyor. Gazi Erçel olayının arkasında da, yine, Bilderberg ve Amerika var ona göre...

Bunları komisyona da anlatmış:

"Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel Bilderberg toplantısına dört kez davet edilen tek kişi. Çok ilginç bir durum; faizler yüzde 7.500'ü buluyor, ekonomi çöküyor, Merkez Bankası inadına likidite yaratmamak için musluklarını kısıyor. Gerekçe olarak da 'IMF müsaade etmez' deniyor. Ama bu ABD planıydı. Maksat, Türkiye ekonomisini en kısa sürede çökertmekti."

Doğru mu?

Devletin başsavcısı söylüyorsa, inanmak lazım. Mutlaka elinin altında çok önemli bilgiler vardır.

Sözü, değerli başsavcının, "Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu" üyelerine de önerdiği "Satılmışların Ekonomisi" adlı kitabına getirmek istiyorum. Çünkü, kitabında pekçok şeye değindiğini söylüyor.

Bakalım öyle mi?

Kemal Sayar ve Murat Menteş'le "Gerçek Hayat" dergisi için gerçekleştirdiğimiz üçlü söyleşide de belirtmiştim; kapağında "Vural Savaş" yazıyor ama kitap Vural Savaş'a ait değil...

Bir derleme...

Savaş, derlemesinde, Türkiye'nin yabancı güçlere nasıl bağımlı kılındığını, "küreselleşme"nin arkasındaki uluslararası tezgahı, emperyalizmin "globalizm" dümeniyle üçüncü ülkeleri nasıl sömürdüğünü, millî devletin nasıl tasfiye edildiğini "gerçek aydınlar" ve "vatansever yazarlar"dan alıntılar yaparak bizlere aktarıyor.

İyi de ediyor...

Türkiye, Savaş'ın da altını çizdiği gibi, son yıllarda millî ekonominin tasfiye edildiği bir "bağımlılık" sürecine sokuldu. Ekonomi bitti. Dış ve iç borç yükü, gelir dağılımı adaletsizliği, üretimsizlik, uluslararası finans çevrelerinin baskısı derken, ülke batma noktasına geldi.

İyi de, Vural Savaş'ın yakınmaya hakkı var mı?

54. Cumhuriyet hükümeti, hem "millî" reflekslere sahipti, hem de ekonomide bağımsızlığı savunuyordu.

Ama yaşatılmadı.

Önce iktidardan, sonra muhalefetten düşürüldü.

Kitabında pekçok şeye değinen Savaş, neden bu "vetire"ye değinmiyor, değinme ihtiyacı hissetmiyor?

Kimlerdi bu nahoş tablonun oluşmasında emeği geçenler, ülkeyi batma noktasına getirenler?

Hangi aktörlerdi?

Hangi odaklardı?

Neyse...

Yine de, "Satılmışların Ekonomisi", bugün şekvacı oldukları düzenin oluşmasına katkı sağlamış "vatanseverler"in teşhiri açısından ibretle okunacak bir kitap

Fakat merakımı mucip oldu:

Madem ABD'nin ekonomiyi çökertme planlarına vakıftı, devletin en önemli savcısı olarak neden yetkisini kullanıp "içerideki" sorumluların tecziyesi yoluna gitmedi?

Gidemezmiş.

Niye?

Bugün ABD'de ve Almanya'da uygulanan usulleri tatbik etmeye kalksaymış, Türkiye'deki bazı hukukçular canına okur, "sen faşistsin" diye ona neler söylerlermiş. Çünkü, "aman insan haklarını mı çiğneriz, Batı bize ne der" sendromu içindeymişiz.

Haklı...

Haklı da, parti kapatma davalarında çok daha ağır suçlamaları göğüsleyen Vural Savaş, "Batı bize ne der" sendromunu mu aşamayacaktı?

Çok ilginç!


17 Haziran 2003
Salı
 
AHMET KEKEÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED