AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

E K O N O M İ
Üreteceksen, en kaliteliyi üret!

"Bir binanın köşeciğindeki küçük bir kiralık odada, sadece 10 bin dolar sermayeyle işe başlamış olmamıza rağmen, kâinattan bile daha büyük bir düşüm vardı."

Daewoo Sanayi Şirketi'ni dört arkadaşıyla kurduğu zaman, Kim'in bir düşü vardı: Ülkesinin toplumsal gelişmesine şirketleşme faaliyetiyle katkıda bulunmak. "Bir binanın köşeciğindeki küçük bir kiralık odada, sadece 10 bin dolar sermayeyle işe başlamış olmamıza rağmen, kâinattan bile daha büyük bir düşüm vardı. Bu düş on yıl gibi kısa bir zamanda gerçekleşti ve Kore'nin en büyük binasının sahibi oldum."

Bay Kim'in şimdi başka düşleri var. Bunların başında, "ölmeden önce dünyadaki en yüksek kalitedeki malı imal etmek" geliyor. Daewoo şu ana kadar bir takım dünya rekorlarına imza atmış bulunuyor zaten: Dünyanın en büyük tersanesi (Okyo Shipyard'da), dünyanın en büyük giyim fabrikası (Pusan'da), dünyanın en geniş hacımlı giyim eşyası satışları. Fakat henüz Nikon kamera veya Parker kalem gibi 'incelikli' bir ürünlerinin olmadığının farkında olan Kim, belki bu düş benden sonra, şu devasa Daewoo çabasını devredeceğim halefim zamanında gerçek olacaktır, diyor.

Bay Kim'in son bir düşü, saygın bir girişimci olarak hatırlanmasıdır. Zengin veya çok para kazanmış bir adam diye anılmaktan haz etmiyor. "Geleneksel olarak, Kore'de işadamlarına pek itibar edilmezdi; aksine, onlara tepeden bakılır, araya mesafe konurdu. Bunun birçok sebepleri var; belki en önemlisi sosyal statüye dair köklü Konfüçyen gelenektir. Bu gelenekte insanlar şöyle sıralanır: Bilgin, çiftçi, zanaatkâr ve tacir. Tacir, merdivenin en alt basamağında durmaktadır. Benim son düşüm, işadamlarının saygı gördüğü bir toplumun meydana getirilmesine yardımcı olmaktır."

Daewoo'yu çeyrek yüzyılda ülkesinin ve dünyanın en büyük sanayi, ticaret ve finans gruplarından biri haline getiren bu çokyönlü girişimcinin en önemli vasfı, şirketini çocuklarına miras bırakacağı bir servet olarak görmemesidir: "Daewoo, aile efradıma devredebileceğim veya devretmeyi düşündüğüm bir şey değil. Mülk sahipliği ile liderlik arasındaki farkı anlamış bir işadamı olarak tarihe geçmek istiyorum."

Bay Kim, kendi deyişiyle bir "fedakârlık nesli"nden geliyordu. Ülkeleri 35 yıl Japon boyunduruğunda kalmış (1910-45); sonra, ülkeyi ikiye bölen ve mevcut minnacık endüstriyi yerle bir eden Kore Savaşı'na düçar olmuşlardı. O yıkımın peşinden, Batı dünyası Güney Kore'yi umutsuz vaka sayıp bir kenara atmıştı. (Bay Kim'in bu yargısı su götürür. Ama biz yine de onun hadiselere bakış tarzına sadık kalalım.) Kim'in ilk yaptığı işlerden biri, ABD'de bulunan yetenekli Koreli yöneticileri ülkeye geri getirmek olmuştu. Daewoo Telecom'un başkanı Dr. Park Sung-Kyou bunlardan biriydi. Amerika'daki vaitkâr işini bırakarak Kim'in çağrısına uymuştu. "Başkan Kim, yurtseverlik ve Konfüçyanizme atıfta bulunuyor ve yöneticilere alabildiğine özerklik tanıyordu. Gelmemezlik edemezdim.



13 Temmuz 2003
Pazar
 
Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED